4 Ocak 2004 Pazar

Milliyetçiliğe ve Savaşa Karşı İki Toplumlu İnsiyatif / Değerlendirme



Giriş
Kıbrıs’ın Güney’inden Ergadigi Demokradia (işçi Demokrasisi)’nin çağrısı ve girişimlerine Kuzey’den de YBH Gençlik örgütünün olumlu cevap vermesi sonucunda Milliyetçiliğe ve Savaşa Karşı İki Toplumlu İnsiyatif (İnsiyatif)’in kurulması çağrısı yapıldı.

Bu çağrıya Güney’den Kıbrıs Indymedia ile adanın her iki yanından da bağımsız aktivistler olumlu karşılık vererek katıldı ve Mezarlık ziyaretleri, İki Toplumlu Kamp ve Irakta Savaş’a Hayır yürüyüşü de dahil olmak üzere bir dizi radikal eylemliliğin gerçekleştirildiği önemli bir süreç başlamış oldu.
Bizler, Kıbrıs’ın Kuzeyinden Bağımsız Aktivistler olarak sürece katılan insanların bir kısmı, kamuoyuna duyurularak olmasa da pratikte bitmiş olan bu eylemliliğin kısa bir değerlendirmesini yapma sorumluluğunu duyuyoruz. Bu değerlendirme, hem geçmişe dair bizim kendi bakışımızın yazıya dökülmesi hem bugün durduğumuz yerin daha net tariflenmesi hem de geleceğe dönük projelerimizde bize –ve isteyen herkese- ışık tutması anlamlarında önemlidir.

Neden Katıldık?
İnsiyatif süreci katılıma açık olduğunu duyurduğu zaman, kapıların açıldığı ve geçişlerin serbest bırakıldığı 23 Nisan tarihinden beri festivaller, yeme-içme ve eğlence modunda sürdürülen iki toplumlu etkinliklerin verili hali ile Kıbrıs’ta Barış sürecinin hızlandırılmasına bir katkısı olmadığı açıktı. Şu anda da net olarak ortada olan gerçek, iki halkın da kendi yaşam alanlarının dönüştürülmesinden (günlük hayatın radikal dönüşümünden) yola çıkarak eylemlerini kesiştirdiği bir mücadele alanı olarak tanımlanmadığı ve uygulanmadığı sürece Kıbrıs Barış Mücadelesi’nin temelsiz ve ruhsuz kalacağıdır. Böyle bir  ortamda her iki tarafın muhalif yapılarının zaten devam etmekte olan kendi mücadelelerinin taçlaması demek olacak ortak bir eylemliliğe ihtiyaçları vardı. İnsiyatif, Kıbrıslı Türklerin ve Rumların ortak vatanlarını yeniden birleştirmek yolunda ortak mücadele etmesinin (siyasal ve kültürel dönüşümü ortaklaştırmalarının) yolunu açmak için önemli bir fırsattı.
Bu değerlendirmenin sonucunda, günlük yaşamı dönüştürme yolunda devam ettiğimiz kendi mücadelemize ara vermeden, böyle bir eylemliliğe ve ortaklaşalıka katılmanın anlamlı vegerekli olduğu sonucuna vardık. Ve İnsaiyatif’ten çekildiğimizi ilan ettiğimi güne kadar aktif olarak çalışmalarında yer aldık.

Ne Getirdi?- Ne Götürdü?
İnsiyatif sürecinin birçok anlamda bize getirileri olmuştur. Olumluluklarının olumsuzluklarından hem niteliksel hem de niceliksel olarak fazla oluşu, sürecin tıkandığı ve aşılamayacağının netleştiği noktada bırakmamızdan, anlamsız bir ısrarla devam ettirme çabasına girişmememizden kaynaklıdır. Bu da yeterli örgütlülüğe sahip olmasak da nispeten dar bir çevre içinde faaliyet yürütüyor olammızdan kaynaklı olabilir. Daha geniş yapılarda ayni tarz olumsuz sonuçlara yol açabilir. Ki bu konu ayrıntılarıyla tartışılması ve değerlendirilmesi ereken bir konudur. Ancak ortada olan gerçek şimdilik reflekslerimize güvenebileceğimizdir.
Sürecin bizlere kattığı olumluluklar:
1- Güney ile ilişkilerimizin gelişmesi Ergadigi Demkradia, Indymedia gibi oluşumlar yanında bağımsız bireyler ile birlikte çalışma, tartışma ve eylem yapma fırsatı sunması. Birçok bağlantı, kişisel ilişki ve deneyim bununla birlikte sürecin getirdiği önemli olumluluklardır.
2- Bir süreden beridir faaliyet yürüten ancak Türkçe Branşı olmayan Kıbrıs Indymedia ile derinleşen ve yakınlaşan ilişkimiz sonucunda Kıbrıs Indymedia Türkçe Sayfasının hazırlanması için bir editörler kollektifi oluşturulması ve buna dahil olmamız İnsiyatif sürecinin bir getirisidir.
3- İki Toplumlu kamp gibi önemli bir faaliyete katılarak, gerek kampın örgütlenmesi gerekse de kampın bizlere kattığı deneyimlerin özümsenmesi noktasında, önemli bir deneyim biriktirdik. Ayrıca Lefke-Güzelyurt bölgesinde var olan ilişkilerimizi daha sağlam temeller üzerine oturtmak yolunda önemli adımlar atma fırsatı bulduk.
4- Kuzey’de ilk kez Bağımsız Aktivistler imzası ile örgütler yanında bireylerin de, kendi özerkliklerini koruyarak eylem organize edebileceği ve taraf olabileceği olgusunu gerçek kıldık.
Ne yazık ki, süreç içinde parti veya örgütlerin işlevsizliği, örgütsüzlüğü ve zayıflığı bir kez daha kendisini gösterdi. Bu da örgütlülüğün önemli olmakla birlikte içinin doldurulması gereken bir yapılanma olduğunu ve gerekleri yerine getirilemeyecekse icabında örgütsüzlüğün daha iyi bir tercih olabileceğini gösterdi. Muratağa eyleminde otobüsün ayarlanmasından, Kamp yeri, bölge ilişkilerine kadar örgütlerin çözemediği sorunları bizlerin çözmesi, kesinlikle bireyciliğin ve örgütsüzlüğün yüceltilmesine varmamalıdır. Aksine var olan örgütlerin sorgulanmasına ve yeni bir örgütlenme prtaiğinin yaratılmasına vesile olmalıdır.
5- Kıbrıs’ın Kuzeyinde seçimlere endekslenmiş yapı zorlanarak, hayata dair söyleyecek şeyleri olan insanların günlerle, saatlerle, sandık ve o sandıklara atılacak kağıtlarla değil, bizzat hayatın içinde bulunması gerektiğini somut olarak gösterdik. Birçok muhalif yapının sıcak bakmamasına rağmen özellikle Muratağa eyleminde halkın vicdanında önemli bir yankı yarattık. Akabinde Kamp süreci Kuzey’deki devletin kolluk kuvvetleri ile bizleri yüz yüze getirerek, verili yumuşak ortamın kırılganlığını gösterdi. Eğlenme ve yeme içime için geçiş yapan bireylere kaç gün kalırsa kalsın zorluk çıkarmayan otoritelerin, siyasal eylemliliklere ve adanın birleştirilmesine yönelik çabalara karşı hazırda beklediği net bir şekilde gösterildi.

İnsiyatifin bizlere olumsuzluk olarak bıraktığını söyleye bileceğimiz yegane olgu Kuzeyde, zaten bozuk olan KSP-YBH ilişkilerine, bizler ile YBH arasında negatif bir gerilim eklemesi ve Indymedia Kıbrıs Rumca Branşı ile Ergadigi Demkradia arasında olumsuzluklar yaratmasıdır.
Bu ileriye dönük bir güven bunalımına dönüşme potansiyelini hala barındırmakla birlikte Kıbrıs Indymedia’nın Türkçe ve Rumca Branşlarının birlikte hareket için yol gösterici bir kılavuz niteliğinde olan ortak deklerasyonu bu tehlikeyi bertaraf edecek en önemli dökümandır. Sadece İnsiyatife taraf olan yapılar değil, gelecekte iki toplumlu olsun olmasın birlikte hareket etme kaygısı taşıyan tüm oluşumlar için önemli olan bu belge İngilizce olarak yayınlanmıştır. Bunu Türkçe’ye çevirme çabalarımız yavaş da olsa devam etmektedir.

Neden Bitti? Aksayan Neydi?
Sürecin bitişi sancılı da olsa, nispeten yumuşak ve hızlıydı. Ayrıca diyaloğa dayalı olarak bitmesi ve bir iki yapı dışında hemen hemen tüm yapıların bitişten sonra değerlendirme toplantıları yapmaları da geleceğe yönelik umutlarımızı korumamıza neden olmaktadır. Gene de İnsiyatifin birlikte imzalı son bildirisinin sürecin bitişi ile ilgili olması gerektiğini ve kamuoyuna bu durumu bizzat kendi ağızlarından izah etmenin en doğrusu olduğunu düşünmekteyiz.

Örgütlülüğün ve koordinasyonun zayıf olduğu, daha çok tabana yayılmış anarşist bir örgütlenmeyi çağrıştıran, ancak otoriter, dediğim dedik ve merkeziyetçi bir yapı olamması ve hiyerarşik bir işleyişi olmaması ile de olumluluklar barındıran insiyatif; genişleme tartışmaları sonucunda ciddi bir güven bunalımına yuvarlanarak çağrıyı yapan ve örgütlenmenin fikir babası da denebilecek Ergadigi Deokradi dışında tüm örgütlenmelerin desteğini çekmesi sonucu bitti.
KSP ve ED arasındaki özel ilişki, YBH’nın KSP için güvensiliğini belirtmesinin ardından su yüzüne çıkmaya başladı. Söz konusu üç yapının aralarında İnsiyatif Sürecinin oluşumundan önce görüşmeler yapmış olması Kıbrıs Indymedia Rumca tarafından “gizli görüşme” olarak yorumlandı. Ve kabul edilemez olduğu ilan edildi. Her ne kadar kaygı anlaşılır da olsa, İnsiyatif Oluşmadan yapılan görüşmelerin, İnsiyatif devam ettiği sürece yapılmadıkça “gizli” olarak adlandırılamayacağı Indymedia’ya izah edilemedi. Çünkü gündem KSP-YBH arasında şiddetle devam eden tartışmalar ve karşılıklı suçlamalarla yeteri kadar doluydu.
Öte yandan ED’nın açık şekilde KSP’ye olumlu tavır göstermesi de İnmsiyatifin devamlılığını zedeleyen bir sürece doğru evrildi.
KSP’nin ise resmi kanallardan daha önceki çağrıyı niye reddettiğini açıklayan ve şimdi neden katılmak istediğini izah eden eli yüzü düzgün bir metodla katılmak yerine, (toplantıların herkese açık ve yatay olmasını fırsat bilerek) pat diye toplantılarda katılmaya başlaması gerginliği tırmandırdı. Ayrıca İngiltere örgütünden belli bireylerin anlamsız ve yıkıcı çıkışları KSP tarafından savunulup, önceden yapılmış bazı tacizlerin de ortaya çıkmasına rağmen sahiplenilmesi bizim açımızdan İnsiyatifin sonunu getirdi.
Oratada ciddi bir güven bunalımı vardı ve ta başından ortaya koyduğumuz kendi çalışmalarımıza ara vermemek prensibini uygulayarak, anlamsız ve içe dönük tartışmalara girmek yerine İnsiyatif’ten çekildiğimizi ilan ettik.
Buna rağmen YBH’ya ve bizlere yönelik (yani Kuzey’de bulunan ve İnsiyatife taraf olan bütün yapılara yönelik) KSP örgütünün anlamsız saldırıları devam etti. Indymedia’nın da “gizli görüşmeler” ve eylem yöntemleri üzerine belirttiği çekinceler sonucu ayrılması KSP ile ED’yı İnsiyatif içinde yalnız bıraktı. Herşeye rağmen bu iki yapının ayni isimle başka çalışmalara girişmemesi ve kavramların içini boşaltmamış olmaları gözden kaçırılamayacak bir olumluluktur.
Ancak Irakta Savaşa ve Filistinin işgaline karşı gerçekleştirilen son yürüyüş muazzam bir medya ve birey desteğine rağmen son tartışimaların içe dönmeye ve küçülmeye neden olduğunu net bir şekilde göstermiştir. Daha verimli ve güvene daylı bir ilişki ile bu yürüyüşe olan katılım en az üç kat daha fazla olabilirdi.
Öte yandan Indymedianın eylem yöntemleri üzerine dile getirdiği çelişki, yoğun gerilim yüzünden, ne yazık ki tartışılma fırsatı bulunamadı ve üstü örtülü kaldı. Indymedianın daha çok günlük yaşama yönelik eylemlilikleri desteklemesi ve sokak yürüyüşlerine yönelik dile getirdiği çekinceler üzerinde yoğunlukla durulup tartışılması gereken konulardır. Bizler bunu da kendi gündemimize koymalı ve olabildiğince herkese açık platformalrda tartışmaya açarak netleştirmeliyiz.

Ne Yapmalı?
Şimdi, tüm sürecin ardından önümüzde bulunan acil görev, kendi içinde bulunduğumuz toplumun günlük, kültürel kodlarının kırılması ve bu temelde yaratılan tarihlere, takvimlere umut bağlamış beklenti ortamı yerine kitlelerin dönüşümün öznesi olması mücadelesini derinleştirmektir. Çünkü iki toplumun ortak mücadelesi yolunda yeni yapılanmalar yaratmak ve adamızın birleştirilmesi için mücadle etmek ayağımızı üzerine basacak kendi zeminimizden hareketle mümkündür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder