6 Şubat 2013 Çarşamba

TOMA



Hayırlı haberi aldık...
Hükümetimiz ihaleye çıkmış, yakında nur topu gibi TOMA’larımız olacak...
Nedir ki TOMA?
Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı...
Bir süreden beridir bu araçların özellikleri sayılıp dökülüyor gazete köşeşlerinde...
İşte, kameraları varmış, portokal gazı sıkıyormuş, basınçlı su püskürtüyormuş. Falan filan...

Ne güzel, ne güzel...
Hükümet, polis, asker, TC, toplumsal olaylara bu modern araçlarla müdahale edecek artık...
Bizim de çağdaş ülkelerden bir eksiğimiz, gediğimiz kalmayacak böylece...
***
TOMA’ların allınıyor olması, Kıbrıslı Türklerin varoluş mücadelesini nasıl etkiler sizce?
Nasıl bir yansıması olur bu cihazların eylemlere, hak mücadelelerine?
Bence hiç de olumsuz olmaz yansıması, bilakis olumlu bile olur...
Şöyle bir düşünelim...
Kime karşı mücadele veriyor Kıbrıslı Türk halkı?
Kimine göre hükümetlere karşı...
Doğru mudur bu? Bakalım...
Karpaza elektiriği götüren hükümet gitti, yerine gelen hükümet ne yaptı? Elektriğin izinden bir de yol çekti... Devamlılık var mı? Var!
Sözde Sosyal Güvenlik Yasası’nı geçiren ve Göç Yasası’nı getiren hükümet gitti, yerine gelen hükümet ne yaptı? Göç Yasası’nı geçirdi, Sözde Sosyal Güvenliği ise herkese yaymak için hazırlıklar yapıyor...
LAÜ’de sendikalaşmanın önünü kesen hükümet gitti, yerine gelen hükümet sendikalar ile her gün kavga ediyor...
Özelleştirmeyi savunan hükümet gitti, yerine gelen hükümet en az önceki kadar özelleştirmeci çıktı?
Peki şimdi tekrar soruyorum: Kime karşı mücadele veriyor Kıbrıslı Türk halkı?
Cevap aslında açık, TC Devleti’ne ve onun hükümetlerine karşı...
TOMA’ların bu mücadele ile ilişkisi ne olacak peki?
***
TC devletinin Kıbrıs’a nasıl geldiğini ve burada nasıl tutunduğunu da düşünelim biraz...
Kıbrıslı Türklerin açık daveti ve onayı ile gelmedi mi TC bu coğrafyaya?
Kıbrıslı Elen faşistlerine, şövenistlerine karşı onyıllarca direnen Kıbrıslı Türklere “yardım” adı altında ayak basmadı mı TC adamıza? Ve içimizden bir çoğu TC’nin esas amacının bu “yardım” etme durumu olduğunu sanmıyor mu hala?
İşte TOMA’ların olumlu yansıması bu noktada devereye girecek mücadelemize...
Kıbrıs’ın kuzeyinde uygulanan asimilasyon, Türkleştirme, müslümanlaştırma, özelleştirme ve yoksullaştırma siyasetinin baş sorumlusu olan TC devletidir.
Ancak aynı TC devleti hükümetlerin, kktc’nin, “yasaların” şunun bunun ardına gizlemeyi başarıyor kendisini hala...
Gizleyemediği durumlarda ise, en azından halkın büyük bir çoğunluğunun “yeter artık” demeyişinin avantajlarını kullanıyor...
Hala bu coğrafyada “istenir” olduğu yanılsamasını yaymaya devam edebiliyor...
Oysa Kur’an Kurslarını, İlahiyat Fakültelerini, özelleştirmeleri, Karpaz’ın talanını, emeğin kayıplarını ince ince planlayan da aynı TC devletidir...
Bunlar yazıldı, çizildi, anlatıldı, söylendi, dinlendi; biliniyor!
Biliniyor bilinmesine de hala görünür değil...
Görünmüyor...
***
TOMA’ların nasıl kullanılacağı bu noktada çok çok önemli aslında...
Diyeceksiniz ki “biz mi karar vereceğiz TOMA’ların nasıl kullanılacağına?”
Evet, elbette biz karar vereceğiz...
TOMA’lar ile kimin yüzleşeceğine biz karar vereceğiz...
Ufak tefek eylemlerde, “birkaç kendini bilmez”e karşı kullanılıyor havası verirsek TOMA’lara...
İşte o zaman yazık olur...
Oysa onlar, büyük kitlelere karşı kullanılmak için yapılmıştırlar ve etrafı düşmanlarla çevrili bir devletin kendi halkına karşı kullandığı yüksek güvenlikli araçlardırlar...
Eğer bizi düşman gören bir devlet varsa karşımızda –ki burada kktc’cikten bahsetmiyorum- o halde bir durup düşünmekte fayda yok mu? Belki de gerçekten düşmanızdır, değil mi ya?
Eğer TOMA’larımızı, kitlesel eylemlerimizin vazgeçilmezi haline getirirsek, ve yeni oyuncaklarını sık sık kullanmasını sağlarsak egemenlerimizin...
Belki işte o zaman yüzündeki maskeyi düşürebiliriz TC’nin...
Bir düşünün; Karpaz gitti, çocuklarımızın maaşları düştü, emeklilik diye bir beklenti kalmadı geriye...
Altınızdaki araba bankaya borç, bugününüz sallantıda, geleceğiniz Allah’a kalmış...
Ne kaldı kaybedeceğiniz başka?
Neden fırsat olmasın gelmekte olan TOMA?



AKINTIYA KARŞI
Münür Rahvancıoğlu
Baraka Aktvisti
munur.rahvancioglu@gmail.com


* Bu yazı 6 Şubat 2013 tarihli Afrika Gazetesi'nde yayınlanmıştır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder