Koordinasyon Ofisi anlaşmasının onaylanma sürecine
girmesi ile birlikte, sadece bir haftada gençler sokakları zapt etti..
Bisikletlerle, yürüyerek, danslarla, tiyatroyla, müzikle,
sloganlarla, oyunlar-espriler ve en önemlisi neşeyle doldurdurlar tüm şehri...
Son gece, mücadele sürerken sokaklardan kalplere doğru
hızlı bir geçiş yapanlar da onlardı...
Samimiyetleri, özverili duruşları, yürüyerek, zıplatarak,
çadırlarda uyuyarak ortaya koydukları inançları; tüm ülkenin gönlünü
fethetti...
***
Kim bu çocuklar?
Ne için mücadele ediyorlar?
Nasıl yanyana gelmişler?
Ne istiyorlar?
Hangi partidendirler? Ne çıkarları var? Kim tarafından
yönetiliyorlar?
***
İki yıl önce CTP-DP Hükümeti döneminde imzalanan Koordinasyon
Ofisi anlaşmasına muhalefet etmek için bir platform oluşturuldu: Reddediyoruz!
Anlaşma yoğun muhalefet nedeniyle o dönem Meclis
gündemine gelmeyince, platform da kendini sönümlenmeye bıraktı.
Ancak yaklaşık 10 gün önce konu UBP-DP hükümeti tarafından
yeniden gündeme getirilince, platform da yeniden hareketlendi...
Son on günün destansı mücadelesini işte bu çekirdek
ateşledi...
***
Reddediyoruz, bugüne kadar ciddiye alınmamış gençlerin
sesi, kendisidir...
Reddediyoruz, tüm partilerden ve hiçbir partiden
gençlerin ortak neşesidir...
Hiçbir siyasi grubun menfaatini gözetmeden, sadece ve
sadece gençliğin kendi kendini yönetme isteğini haykırmak için oluşturulmuş bir
birlikteliktir Reddediyoruz...
Muhteşem bir enerji ile; bisiklet sürerek, yürüyerek,
dans ederek, zıplayarak, şarkılar söyleyerek, besteler yaparak, çadırlarda
uyuyarak, yolda , sokakta, çadırda , eylem alanında birbirini bulmuş gençlerin
ortak eseridir...
Her grubun katkısına açık ama hiçbir grup tarafından
yönetilmeyi kabul etmeyen gençliğin özgür iradesidir...
***
13 Haziran’ı 14 Haziran’a bağlayan gece yaşananlar,
hiçkimse tarafından planlanmamış ama herkesin ortak emeği ile var ettiği bir
yenilik kattı siyasal mücadelemize: Reddediyoruz!
13 Haziran’a kadar sammiyetle ortaya konmuş çabaların,
gençlerin birbirlerini yakından tanıyarak, birbirlerine güvenerek
oluşturdukları birlikteliğin ürünüdür geçtiğimiz akşam yaşananlar...
Ve tüm bu enerjiyi bir araya getiren çok basit bir
taleptir:
Hiçbir yabancı ülkenin, bizim adımıza karar vermesini
istemiyoruz...
Hiçbir yabancı bürokratın, bizim ülkemizde gençliğimize,
geleneğimize ve geleceğimize şekil vermesini kabul etmiyoruz...
Kendi seçtiğimiz vekillerin, bizim halkımız yerine dış
güçlere sorumluluk duymasını hazmedemiyoruz...
Bu coğrafyada, kendi dilimiz, kültürümüz, müziğimiz,
sanatımız, dinsel algımız ve varoluşumuzla; huzur içinde yaşamak istiyoruz...
***
Mecliste kulaklarını tıkayarak elini kaldıran 27 duyarsız
birey, bunu engelleyemez...
Konuyu bir yasadan ibaret sananlar yanılıyor...
13 Haziran gecesi gördüğünüz sadece bir başlangıç...
Bu ülke gençliği, varlığına, kimliğine ve iradesine saygı
talep ediyor...
Ve bu yasanın geçmesi, gençliğin taleplerini ortadan
kaldırmak bir yana daha da şiddetlendiriyor...
Gençliği yendiğini sananlar yanılıyor...
Bilmiyorlar ki, bu gençler sadece prova yapıyorlar...
Direndikçe güçleniyor; sokakta, mecliste, çadırda,
medyada, okulda, işte giderek çoğalıyor, birleşiyor, tanışıyor, bileniyorlar...
Gençler köhnemiş siyasetin; kendi halkını başka bir devletin irdesine
teslim eden zihiniyetin mezarını kazıyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder