1 Şubat 2007 Perşembe

Çalışma Yaşamında Haklarımız



Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki her alanda çifte standart, her alanda bir eşitsizlik vardır. Özellikle Kıbrıs Sorunu’nun çözümsüzlüğü koşullarında, tüm sorunlarımızı ertelemek, her derdimizi çözüme, barışa havale etmek Kıbrıs Türk Halkı’nda bir alışkanlık haline gelmiştir.

Oysa Kıbrıs’ta barış, her alanda, üniversitede, iş hayatında, okulda, ailede ve kültür sanat yaşamında, üreten, emeği ile hakkını arayan kitlelerin mücadelesinden geçer. Kısacası teker teker her bir sorunumuz Kıbrıs Sorunu’na (emperyalizmin Kıbrıs’tan defedilmesine) ne kadar bağlıysa, Kıbrıs Sorunu da tüm diğer sorunlara o kadar bağlıdır.
Bu sayıdan itibaren, çalışma hayatında yaşanan sorunlara ışık tutmaya ve bu sorunların çözümüne yönelik mücadeleye katkı sağlamaya çalışacağız. Bu sayfa emeği ile geçinen, başka bir insanı sömürmek amacı gütmeyen herkesin katkı, soru, öneri, eleştiri sunabileceği bir sayfa olacaktır. Amacımız emeğin ve emekçilerin mücadelesine katkı sağlamaktır.
Çalışma hayatı ülkemizdeki en sorunlu alanlardan biridir. Çalışan kitlelerin büyük bir kısmını Türkiye’den gelerek çalışma izni ile veya kayıt dışı olarak çalışan işçiler oluşturmaktadır. Göçmen işçiler özellikle inşaat, lokanta ve konfeksiyon sektöründe yoğunlaşmaktadır. Göçmen işçiler yanında Kıbrıslı Türklerin de özellikle hizmet sektöründe, belediyelerde, sekreterlikte, tezgahtarlıkta yoğun olarak çalıştığını gözlemlemekteyiz. Ancak unutmamalıyız ki göçmen işçi de olsa, Kıbrıslı Türk de olsa tüm çalışanların hakları, çıkarları ortaktır. Yani bir devlet işinde çalışmayan veya özel bir yasa ile kurulmuş bir iş yerinde çalışmayan herkes işçidir. Herhangi bir işte ücret karşılığı emeğini satan herkes işçidir. Patronlar, işçilerin birlik olmasını engellemek için Türkiyeli-Kıbrıslı, asistan-düz işçi, sorumlu, ustabaşı gibi pekçok sözde ayrılıkla işçileri birbirlerinden ayırırlar.
Oysa sorumlu da olsa, adına ustabaşı da dense hepimizin sigortası, ihtiyat sandığı asgari ücretten yatırılır. Bazılarımıza sigorta da yatırılmaz. Ama en önemlisi hepimiz güvencesiz, işimiz patronun iki dudağı arasında çalışırız.
Oysa hepimizin sahip olduğu haklar vardır. Bu hakları bilmediğimiz için patronların pekçok haksızlığı karşısında sessiz kalıyoruz. Bunun için hepimiz Kıbrıslı Türk olsun, Türkiyeli olsun haklarımızı bilmeliyiz. Haklarımızı bilmek ve birlik olmak bizim gücümüzdür. Çünkü haklarımızı bilmek tek başına yeterli değildir. Haklarımızı kullanmanın yolu birleşmekten geçer.
Ancak birleşen ve örgütlü işçiler haklarını patronlar karşısında sonuna kadar savunabilirler. Patronlar, biz işçiler mücadele etmediğimiz sürece haklarımızı vermezler. Bundan böyle “İşçi Hakları” sayfası, işçilerin haklarını öğrenmesi, birleşmesi ve örgütlenmesine katkı sağlamak amacıyla yayınlanmaya başlıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder