İnsanların
günlük hayatta çözemedikleri, anlayamadıkları davranışları vardır. Kendileri
çözemezler çinkü dikkat etmezler. Başkaları çözemez çünkü anlamazlar. Yani bu
davranışlar ve duygular anlaşılmaz şeylerdir. Ama “asla anlaşılamazlar” diye
düşünülmemelidir.
İnsan
GEZGİN varlıktır. Belli an ve zamanlarda bağlanmak isteğini içinde duyar ama
kalmaz. Biryerlerde otururken, başka bir şey düşünüyordur. Başka bir insan onun
için sadece bir bağdır. Onu o ana bağlayan bir bağ. O andan ve o anda olanlardan
hoşlanıyorsa o bağı ister. Ama asla bağlanmaz çünkü insan GEZGİN varlıktır.
Bunun
anlamı; “insan gezgin varlıktır ve gezgin varlık olmayan insan değildir”
şeklinde anlaşılmamalıdır. Sadece genel anlamda bir insan yapısından
bahsediyorum ve tabii bu tanımın kapsayamadığı insanlar da vardır.
İşte başta
bahsettiğim anlaşılmaz, çelişik davranışlar, ruh halleri bu önermeyle
çözülebilir. Ama sadece yüzeysel olarak... İçerikse gezginliğin içeriği
olmalıdır. Sıkılmak olgusu işte bunun temelidir. Sıkılan insan gitmek ister, o
konuyu geçmek ister, başka bir yerde sıkılmamak orada kalmak ister. Ama yine
sıkılır. Çünkü insanın sıkılmayacağı yer yoktur. İnsanı sıkan ne ortam
ne de karşıdaki insandır. Yani bu anlamda sıkıcı insan yoktur, sıkılan insan
vardır. Ve sıkıcı yer de yoktur.
Durmak,
kalmak, durağanlık iyi bir şeydeir sanılmasın. Zaten gezginlik de tamamen kötü
bir şey değildir. iyiyi bulana kadar gezmenin ne zararı olabilir? Sorun burada
başlar. Peki iyi nedir?
1- İyi
herkese göre değişir
2- İyi
içinde sıkılınmayacak yerdir.
3- İyi
buradan daha iyi olan yerdir.
İyi bir
duygudur. İyi olduğu düşünülür, kötü (sıkıcı) olduğu düşünülür. Ama sonra
vazgeçilir. Çünkü iyi aynı zamanda içinde sıkılınmayan yerdir. Ama her şeyden
sıkılınabilir. Hele de gezgin bir varlıksanız! İnsan iyiyi bulmak için,
sıkıntıdan kaçmak için gezer. Sonuçta tek yaptığı, anından memnun olmaktor ki
bir süre sonra bundan bile sıkılır.
İnsan
kaçaktır da denilebilir yani. Kaçmasının nedeni korkuyor olması değil, daha
iyiyi bulup sıkılmamak isteğidir. Yani sıkılmamak için kaçar. Ayaklarıyla
kaçar, aklıyla kaçar. Kaçaktır. Kaçak insanda, “niçin sıkıldım” sorusu yoktur,
sıkıldım olgusu vardır. Sıkılmak bir olgudur kaçılamaz.
İnsan
sıkılmaktan kaçamaz. Çünkü her ulaşılan iyi an onun için geçicidir. Aslında
kalıcıdır ama sonuçta sıkıcıdır. Ve bu yüzden de mükemmel yoktur. Bu anlamda
her zaman, daha iyi vardır. Kaçmak vardır, kovalayan yoktur.
Sıkıntıdan
kaçılmamasının nedeni, onun insanı kovalaması değildir. çünkü sıkıntı insanın
içindedir. İnsan tek kendinden sıkılmaz oysa. İnsan sıkıntıyı eninde sonunda
yaşar, ne yaparsa yapsın. Bu da çok doğaldır ve hatta yanlış değildir. hep
iyiyi aramak neden yanlış olsun ki?
Kaçmayı,
neden kaçıldığını kimse anlamaz. Tek nedeni vardır oysa: Sıkıntı. İnsanlar birbirlerini
anlamazlar çünkü sıkıntıyı kavramazlar. Sıkılındığını görmezler. İnsanlar
gezgin varlıklardır. Sıkılırlar, kaçarlar ve gezerler. İşte bu yüzden
gezgindirler.
İnsan sıkılan varlıktır her anında
Farketmez kim olduğu yanında
Sıkıntı insanın içindedir
Çözülmez asla kaçmakla
Kalmak,
körü körüneyse saçmadır. Amacı ve mantığı olmalıdır. Kalan insan zavallı
değildir. mantıklıdır ve duygularına yön vermeye çalışmaktadır.
Eğer insan
kendini değiştirmişse (gezginliği yoketmek anlamında değil, nedenini –yani
sıkıntının nedenini- bulup yok etmek anlamında) bunu işte o zaman başarır.
Kendini değiştirmek, duygularını anlamak; sıkıntıdan, kaçmaktan ve gezginlikten
kurtuluştur. İnsanllıktan çıkış değildir. sadece genel bir insan olmaktan
çıkıştır, özel bir insan olmaktır.
Körü
körüne kalansa sıkıntıdan asla kurtulmuş değildir. sadece kaçmaktan kaçmıştır.
Yani kaçamamıştır. Bu anlamda hala gezgindir. Sadece gezginliğin farklı ve daha
kötü bir boyutundadır. Ve kaçmaktan kurtulamadığı sürece de bu boyutta kalır.kalıcı
bir gezgin, kaçak bir gezgindir.
İnsan
gezgin bir varlıktır yaşamında
Gezer
kaçmak isteği ve dygusuyla
Kaçmaksa
hiçbir şeyi çözmez
Anlık
sıkıntılardan başka
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder