1 Mayıs 2008 Perşembe

KTOEÖS’ün LAÜ’de Örgütlenme Girişimi



Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası’nın Lefke Avrupa Üniversitesi’nde yürüttüğü örgütlenme girişimi bir türlü basında hak ettiği değeri göremiyor. KTOEÖS, LAÜ’deki örgütlülük girişimi ile ülkemizde çok önemli bir noktaya parmak bastı.
Ülkemizde sadece kamuda çalışan işçi ve memurların rahatça sendikalaşabildikleri, belediyelerde bile sendikal örgütlülük önünde ciddi baskıların bulunduğu bir gerçektir. Oysa gündemde yer tutan ve tartışılan birçok konu, özel sektörde ciddi bir sendikal örgütlülük sağlanması halinde rahatlıkla çözülebilir. Bir düşünün hükümet aylardır marketlerin saat kaçta açılıp saat kaçta kapanacağına dair yapay bir konuyu halkımıza harıl harıl tartıştırıyor. Bir de bu konunun çalışanların uzun saatler çalıştırılmasını önleyecek adil bir şekilde çözümlenmesini istediklerini söylüyorlar. Eğer marketlerde çalışan işçiler sendikalı olsalar, çalışma saatlerinden tutun da fazla mesaiye kadar her sorun, işçilerin kendi öz örgütlerine ve güçlerine dayalı olarak çözümlenebilir. Aynı şekilde adına “kaçak işçi” denilen, aslında patronların açgözlülüğü nedeniyle ortaya çıkan sorun da ancak sendikal örgütlülük ile çözümlenebilir. Bir sendikanın örgütlü bulunduğu işyerinde, bırakın yabancı uyruklu bir kişinin kaçak çalıştırılmasını, vatandaş bir insanın sigortasız çalıştırılması bile mümkün değildir. Patron bunu yapmaya çalışsa bile, sendikalı işçiler buna izin vermeyecek, en kötü ihtimalde basın ve kamuoyu yasa dışı faaliyetten anında haberdar olacaktır. Oysa şimdiki durumda, birçok özel işyerinde değil yabancı uyruklu işçiler, vatandaşlar bile sigortasız çalıştırılmaktadır.
Sendikalar, işçi sınıfının her işyerinde bulunan gözü, kulağı ve elidir. Tüm işçiler için iş garantisi, eşitlik ve adalet demektir. Özel sektörde var olan; fazla mesailerin ödenmemesi, uzun çalışma saatleri, adil izin kullandırılmaması, asgari ücrete uyulmaması, kaçak işçi, sigortasız çalışma, her an işten atılma olasılığı gibi tüm konular sendikasızlık ile bire bir bağlantılıdır. Bunlar tek tek yasalar yaparak, polis devleti oluşturup sürekli denetimler yaparak DIŞARDAN çözümlenemezler. Aksine işyerlerinde sendikalaşmayı teşvik ederek, İÇERDEN ve işçiler eli ile bu sorunlar çözüm yoluna girebilir.
Kamuda çalışan memur ve işçilerin yüksek özlük hakları (maaşlar, izinler vb.) veya iş garantilerinin bulunması, devletin çok iyi niyetli ve çalışan dostu olmasından kaynaklı değildir. Aksine güçlü öğretmen ve memur sendikalarının mücadeleleri ile bu hakları kazanması, şimdi de korumasındandır. Aynısı özel sektör işçileri için de geçerli olabilir, yeter ki özel sektörde sendikalar örgütlenebilsin. Hükümet yıllarca kamu çalışanlarına şımarık evlat muamelesi yapmış, hak taleplerini sürekli özel sektör ile kıyaslayarak onları arsızlık ile suçlamıştır. “Kamuda örgütlenmek kolay, özelde neden örgütlenmiyorsunuz” söylemi kiralık kalemlerin elinden hiç düşmemiştir. Oysa şimdi de Lefke Ünversitesi’nde gerçekleşen örgütlenme girişimine dudak büküyorlar. İyice yüzsüzleşenler ise; “barış gündeminin dorukta olduğu bir dönemde KTOEÖS’ün yaptığı yanlıştır” diyor. Peki o zaman “barış gündeminin dorukta olduğu bir dönemde” Bakanlar Kurulu neden işyerlerinin açılış-kapanış saatlerini düzenlemeye, iç politika konularında kararlar alıp uygulamaya çalışıyor? LAÜ’deki çalışanların örgütlenme sebebiyle aynı nedenden değil mi? Hayat devam ettiği için değil mi?
Kamuda örgütlü sendikalar hak talep ettiği zaman, özelin örgütsüzlüğü örnek oluyor... Özelde örgütlenme girişimleri gündeme gelince, Kıbrıs Sorunu’nun çözüm sürecinde olması mazeret oluyor... Kiralık kalemlerin ne söyledikleri ne yaptıkları birbirini tutmuyor.
KTOEÖS’ün LAÜ’de örgütlenmesine köstek olan hükümet, ülkücü faşistlere destek olan LAÜ Rektörü’nü korumaya da devam ediyor. Kendini güvende hisseden faşistler ise, sokak ortasında Afrika kökenli öğrenci avlarına çıkıp, Nazi Almanya’sını aratmayacak linç girişimlerinde bulunabiliyor. Faşizm ile ırkçılığın KAN KARDEŞİ oldukları da böylece ortaya çıkarken, çalışan ve sendika düşmanı CTP hükümetinin eline Afrika kökenli öğrencilerin kanları da bulaşmış oluyor.
Özel sektörde sendikal örgütlenmenin yaygınlaşması, maaşlar, izinler, iş garantisi, çalışma saatleri, iş güvenliği gibi onlarca konuda çalışanların insanca çalışması için gereklidir. Bizimki gibi vahşi çalışma koşullarının, insafsız işverenlerin olduğu ülkelerde, sendikalaşma güçlü ve örgütlü sendikaların girişimi ile daha kolay başarıya ulaşabilir. Bu yüzden KTOEÖS’ün LAÜ’de örgütlenme girişimi, takdir edilmesi, desteklenmesi ve tekrar edilmesi gereken bir örnektir.

Not: Bu makale, LAÜ’de grev yapan KTOEÖS’ün Başkanı sudan gerekçelerle tutuklanmadan önce yazılmıştı. Şimdi bu tutuklanma olayından sonra tüm CTP’li ağızlar hep birlikte “böyle grev mi olur” edebiyatı yapıyorlar. Daha da ileri gidenleri ise KTÖS ile KTOEÖS’ü bir birine düşürme denemeleri yapıyor. Tarih, emekçi düşmanlığının, emeğe ihanetin affedildiğini yazmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder