16 Kasım 2011 Çarşamba

Bir Mücadele Yöntemi: Çadır



Biz de hatalar yaptık, bu inkâr edilmez.
Sayımız yavaş yavaş
azalmada.
Sloganlarımız orda burda
dağınık.
Düşman sözcüklerimizin
bir kesimini çarpıttı.
Brecht

Bir grup insan, günlük hayatın sunduğu her türlü konforu gözden çıkarır ve bir çadıra yerleşir...
Çadıra yerleşmek; elektriksizliğe, çeşmeyi açınca su akmamasına, soğuğa, tuvaletsizliğe, üzerinde yatacak düzgün bir yatağın olmamasına katlanmak demektir.
Çadıra yerleşmek; maruz kalınan haksızlıklara, adaletsizliklere, vurdumduymazlığa, umursamazlığa artık katlanamamak demektir.

Çadıra yerleşmek; içinde yaşanılan toplumun diğer fertlerine açık bir vicdani mesajdır.
Çadıra yerleşenler; “artık sabrımız kalmadı” demektedirler. “Her şeyi gözden çıkarmaya hazırız: Aile yaşamımızı, sahip olduğumuz tüm rahatlıkları...”
Çadıra yerleşenler; “adalet önemlidir” demektedirler. “Adalet, kişisel rahattan önemlidir.”
Çadırdakilerin çadırda kaldığını bilerek, evindeki elektriği kullanan, çeşmeyi açıp yüzünü yıkayan, sobasında ısınan, tuvaletini kullanan, yatağında yatan diğer toplum fertleri bir vicdan muhasebesi ile yüz yüze kalırlar...
Bir grup insan, günlük hayatın sunduğu her türlü konforu gözden çıkarır ve bir çadıra yerleşir...
Bu, bir çığlıktır.
Bu, bir direniş eylemidir.
Bu, net ve açık bir saf tutmadır.
Bu, bedel ödemeyi göze alanların, kendini feda eden tavrıdır.
Bu, egemenlerin toplum vicdanında mahkum edilmesi için açık bir çağrıdır.

Bir çadır eylemi yapmak için ne gereklidir?
Öncelikle açık bir haksızlık, sonra tahammül sınırlarının gerçekten aşılmış olması, diyalogtan kaçınan yöneticiler, günlük hayatın konforundan fedakarlık edecek insanlar, kararlılık ve bir adet çadır...
Tüm bu sayılanlar içinde en önemlileri, haksızlık yapan yöneticiler ve konfordan fedakarlık edecek insanlarken; belki de en önemsizi çadırın kendisidir.
Böylece; haksızlık yapan yöneticiler karşısında direnmekte kararlı ve konforlarından fedakarlık yapmaya hazır bir grup insan; günlük hayatın her türlü konforunu gözden çıkarır ve bir çadıra yerleşir...
Belki bu yaptıkları, vicdansız yöneticileri yerinden kımıldatmaya yetmeyecektir. Ama yaptıkları açık fedakarlığın ve gösterdikleri kararlılığın toplumun başka kesimleri tarafından da görülmemesi mümkün değildir.
Görülür de zaten...
“Sonuçta ne olur? Önemli olan odur...” diyenleri duyar gibiyim...
Bunu söyleyenleri asla soğuk bir kış günü, bir çadırın önünde yanan cılız ateşe ellerini uzatmış olarak göremezsiniz. Onlar sıcacık evlerinde oturup, başkalarının ödeyeceği bedellerin sağlayacağı nimetleri beklemektedirler.
Onlar için söylenecek olanı da Brecht söylemiştir zaten çok yıllar önce:
“Doğrusu, dostlarım, bir insan,
bastığı yerin ne denli kızdığının farkında değilse
ve orada durmaktansa, neresi olursa olsun
başka bir yere gitmek zorunluluğunu duymuyorsa
söyleyecek hiçbir sözüm yok o insana.”

Bir grup insan, günlük hayatın sunduğu her türlü konforu gözden çıkarır ve bir çadıra yerleşir...
Çadır eyleminin özü budur.
Çadır eyleminin gücü de budur.
Çadır eylemcileri, çadırda kalarak diğerlerine şunu söylerler: “Biz sizden hiçbir şey istemiyoruz. Sahip olduğumuz her şeyden vazgeçmeye hazırız. Yapmak istediğimiz tek şey, maruz kaldığımız haksızlığa hayır diyebilmektir. Biz hayır diyen ve bunu diyebilmek için maddi yaşamın konforunu gözden çıkaranlarız...”

İki aya yakın çadırlarda yaşayan, çadırlarını bir saat bile boş bırakmayan, AÖA öğrencilerini bir yana bırakıyorum.
Bizim ülkemizde de “çadır eylemleri” oldu...
Aylarca boş kaldıktan sonra, Meclis binası önündeki ağaçların dökülen yaprakları ile birlikte çöpçüler tarafından süpürülen çadırlar gördük...
İçinde kimse olmadığı için, eşyaları çalınan, eylemcilerce değil alarm halindeki polislerce kullanılan çadırlar gördük...
Davullu zurnalı eylemlerle, gazete manşetleri ile kurulup; boş kaldığı için sıkışan vatandaşların içinde hacetlerini giderdikleri çadırlar gördük...
Ve halen daha çadırlar kuruluyor ülkemizde...
İçinde kalacak kimsesi olmayan çadırlar...
Kim bilir belki bir gün; bir grup insanın, günlük hayatın sunduğu her türlü konforu gözden çıkardığını ve bir çadıra yerleştiğini de görürüz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder