15 Şubat 2012 Çarşamba

Dayan Rüsva Etme Beni



“Örs oldun dayanacan, çekiç oldun vuracan.” Sık sık kullanırdı bu cümleyi babam...
Kendi kişisel tarihi boyunca örs olmuş ve hep örs kalmıştı.
Bu yüzden de hep dayandı, çekiç olacağı günü bekledi..
Çekiç olmanın, tek kişilik bir iş olmadığını da biliyordu.
Ancak tüm örsler hep birlikte çekiç olabilirlerdi...
Onları örs yapan neyse çekiç yapacak olan da oydu...
Ne örs olmaları tek başlarına onların kabahatiydi ne de çekiç olmak tek başlarına onların elindeydi.
Bu “örslük ve çekiçlik” meselesi tek kişilik bir mesele değildi kısacası... Özellikle de örsler için...

Örslerin nasıl çekiç olacağı önemli bir konu... Ama en az onun kadar önemli bir başka konu daha var...
Örs oldun mu dayanmalı, direnmeli, mücadele etmelisin...
Çekiç oldun mu da vurmalısın, acımadan...
Örs oldun ve dayanmayı bilmiyorsan ezilirsin...
Çekiç oldun ve vurmayı bilmiyorsan silinirsin...
***
Kıbrıslı Türkleri önce üretimden kopardılar... Örs yaptılar...
Ne Sanayi Holding bıraktılar, ne tütün... Ne patates bıraktılar ne zeytin...
Vurdular ha vurdular, vurdular ha vurdular... Acımadılar...
Sonra kamusal olan her şeyi erozyona uğrattılar...Eğitimi, sağlığı, ulaşımı, barınmayı...
Ve hepsinin ÖZEL alternatifini kurdular...
Vurdular ha vurdular, vurdular ha vurdular... Acımadılar...
Emeklilik yaşını arttırdılar, maaşları dondurdular...
Taşeron, geçici, sözleşmeli her tür güvencesiz çalışmayı yaygınlaştırdılar...
Vurdular ha vurdular, vurdular ha vurdular... Acımadılar...
Şimdi, elektriğimize, telefonumuza, kooperatifimize, üniversitelerimize göz diktiler...
Kimini toptan batırarak, kimini parça parça satışa çıkardılar...
Vurdular ha vurdular, vurdular ha vurdular... Acımadılar...
Her köşeye bir İslami yurt, her mahalleye bir cami diktiler...
Serbest Kur’an kursları, imam hatip bölümleri, ücretsiz ilahiyat fakülteleri açtılar...
Vurdular ha vurdular, vurdular ha vurdular... Acımadılar...
Bizim “hayır”ımızı umursamıyorlar, petrol dolum tesisleri açacaklar...
200 dönümlük arazimize külliye kurup, külliyen tüm liseleri bu yapının uydusu yapacaklar...
Vuruyorlar ha vuruyorlar, vuruyorlar ha vuruyorlar... Acımıyorlar...
Elçilikleri ile hükümet, yardım heyetleri ile bütçe oldular...
Kimliğimizi, onurumuzu, kişiliğimizi yok saydılar...
“Besleme” dediler, “sen kimsin” dediler, “gerizekalı” dediler, “Türklüğünü ispatla” dediler...
Vuruyorlar, vuruyorlar, vuruyorlar, vuruyorlar... A-cı-mı-yor-lar...
***
Örs olduk dayanıyoruz...
Disiplin soruşturmalarına, grev yasaklarına dayanıyoruz...
Hakaretlere, polis yumruklarına dayanıyoruz...
Grev ateşlerimizin söndürülmesine, pankartlarımızın çalınmasına dayanıyoruz...
Adil olmayan mahkeme kararlarına, kendi yasalarına uymayan işbirlikçilere dayanıyoruz...
Yer isimlerimizin değiştirilmesine, bizden olanların ihanetlerine dayanıyoruz...
Dayanmazsak ezileceğiz... Yok olacağız direnmezsek...
Örs olduk madem, dayanmak bize meslek...
İlk işimiz hakkıyla dayanmayı, direnmeyi becermek...
Sızlanmadan, yakınmadan, umutsuzluğa kapılmadan...
Öyle dayanmalıyız ki, üzerimize vuran çekiç geri geri tepsin havada...
Öyle direnmeliyiz ki, o çekici tutan el tir tir titresin her bir vuruşunda...
Önce dayanmalıyız, iyice direnmeliyiz önce...
***
Örs olmayı beceremeyenler, bilmeyenler direnmeyi hakkıyla....
Sabredemeyenler örs olmaya ve hep çekiç olmayı özleyenler; geçemezler bu sınavdan...
Çekiçken vurmamaktan bir farkı yoktur, örsken çekiç olmanın hayalini kurmanın...
Bir örs, örs gibi düşünmeli önce...
Dayanmayı, direnmeyi koymalı her şeyin önüne...
Öyle dayanmalı ki, kırılmalı dünyanın tüm çekiçleri üzerinde..
O yüzden;
“Dayan kitap ile dayan iş ile,
tırnak ile diş ile...
Umut ile sevda ile düş ile...
Dayan rüsva etme beni...
Tek umudum sende...
Anlıyor musun?”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder