1 Şubat 2012 Çarşamba

Mağdur Olduk!



Telefonlar kesildi, pos cihazları çalışmadı, internet sustu; mağdur olduk!
Elektrikler gitti, buzluklar eridi, klimalar durdu; mağdur olduk!
Çocuklar karnelerini alamıyor; mağdur olduk!
***
Aslında, diyoruz, aslında biz de özelleştirmeye karşıyız...
Aslında, meslek liselerinin imam hatipleştirilmesini istemiyoruz...
Aslında, bu hükümetin iradesizliğinden şikayetçiyiz...
Aslında, Elçi’nin haddini bilmezliğinden yana değiliz...
Aslında, grevlere karşı değiliz...
Ahh bir de mağdur olmasak!
Bu grevlerden, diyoruz, hükümet etkilenmedi ki, biz mağdur olduk!

***
Bu grevler başka türlü yapılsa da bizi mağdur etmese diyoruz...
Mesela grev yapılsa ama telefonlarımız çalışsa...
Örneğin grev gene yapılsa ama elektriklerimiz kesilmese...
Misal imam hatiplere karşı dirensek de çocuklar karnelerini gene de alabilse...
Ne güzel olurdu, hem köpeğimizin karnı tok olsa hem de ekmeğimiz bütün olsa...
***
Elektrik Kurumu çalışanları direnirken, dizisini izleyemeyen öğretmen arkadaşlarımız mağduriyetlerinin derinliğinden bahsettiler uzun uzun...
Şimdi öğretmen arkadaşlar karne vermiyor ve elektrik kurumunda çalışanlar çocuklarının mağduriyetinden şikayetçi...
Mahkemelerdeki grevden dolayı avukatlar mağdurdu...
Telefondaki grevden mahkeme personeli mağdur oldu...
Mağduruz arkadaş, mağduruz, mağdur!
***
Ülke yangın yerine dönmüş...
Kurumlarımız teker teker elden çıkarılıyor...
DAÜ parça parça satışa çıkmış, telefonun üzerinde leş kargaları uçuyor...
Elektrik Kurumu’nun üzerinde hala kara bulutlar toplanmada...
Dinsel gericilik kitabıyla, öğretmeniyle, ilahiyat bölümleriyle okullarımıza sızmış...
Ama biz sadece kendi derdimize düşmüşüz...
Elektrikte çalışıyorsak, bizim kurumumuz, bizim işimiz, bizim maaşımız...
Telefondaysak, bizim özlük haklarımız, bizim geleceğimiz...
Eğitimdeysek, bizim okulumuz, bizim sendikamız...
Televizyon başındaysak, bizim dizimiz, bizim klimamız, bizim evimiz...
Biz mağdur olmayalım da isterlerse satsınlar Elektrik Kurumu’nu...
Bizim çocuklarımız kendini kurtardıktan sonra etraf yobaz insanlarla mı dolmuş kimin umrunda...
Hem bizim ne kabahatimiz var, ne gelir ki bizim elimizden...
Bırakın bari diziciğimizi izleyelim, olan olmuş zaten!
***
Bu işte bir aksilik var dostlar...
Bir terslik var bu işte...
Mağduriyetimizden şikayet eden bizler ne kadar bencilce davranıyorsak,
sanki o kadar bencilce davranıyor ülkeyi yönetenler de...
Biz düşmüşüz derdine diziciğimizin, onların derdi de korumak koltuklarını...
Memleketi biz mi kurtarcağız dedikçe eriyoruz yavaş yavaş...
Neden uymasın ki bizimki gibi başa bu traş?
Ateş düştüğü yeri yakıyor, sadece sırası gelen bağırıyor...
Özelleştirmeden halkın malının satılması değil de sadece çalışanların işsiz kalması anlaşılıyor...
“Benim canım yandıysa batsın bu dünya” mantığı kol geziyor dört bir yanımızda...
***
Böyle gitmeyecekmiş gibi sanki bu halimiz...
Boşverecekmiş gibi bizi yarın, bugün bizim boşverdiklerimiz...
Umursamayarak birbirimizi acaba yanlış mı yapıyoruz...
Sadece kendi sesimize kulak vererek ve duymayarak diğerlerinin çığlığını...
Ve bastırmaya çalışarak direnmeye çalışanların sesini kendi günlük mağduriyetlerimizle!
Günü kurtarmaya çalıştıkça yarınımızı kaybedecekmiş gibiyiz...
Aslında sanki buymuş gibi bizim gerçek mağduriyetimiz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder