Egemen Bağış şöyle buyurdu: “Kıbrıs’ta çözüm için her opsiyon masada. Çözüm, iki liderin uzlaşması
ve toplumlarına kabul ettirdikleri bir birleşme formülü ile olabileceği gibi
iki liderin uzlaşarak ayrılıp 2 ayrı devlet şeklinde ya da KKTC’nin Türkiye’ye
bağlanması da mümkün olabilir.”
Kısacası, TC Devleti aba altından sopa gösterip Kıbrıslı
Elen ve Kıbrıslı Türklere açık bir mesaj verdi; “Ya benim istediğim gibi bir
çözümü kabul edeceksiniz ya da kırk katırla kırk satır arasında tercih
yapacaksınız...” Seçenekler ise açık: Ya TC’nin kabul edeceği bir anlaşma ya
iki devlet ya da entegrasyon...
Bu açıklamayı TC’li bir bakanın yapmış olması, gayet net
gösteriyor ki adına kktc denilen devletçiğin TC karşısında bir gramcık
egemenliği yok...
Üstelik “egemenlik alınyazımızdır” pankartlarıyla
ortalıklarda gezinmeyi marifet sayanlar, “Egemen Bağış’ın kktc’ye girişi
yasaklansın” diye bir açıklamada da bulunmuş değiller... Oysa bir devlet ya
egemendir ya değildir. Öyle Kıbrıs Cumhuriyeti karşısında efelenip, TC
karşısında bissi kedi olarak egemen olunamayacağını ise beş yaşındaki kızım
bile biliyor...
kktc'nin egemenliği gibi farazi konuları bir yana
bırakırsak; aslında Egemen Bağış’ın açıklamasında net olan olgu; adanın
geleceği ile ilgili tüm “opsiyonlar”a TC tarafından ipotek konulmuş olduğudur.
Esas tartışılması gereken konu da budur: Adamızın
geleceği ile ilgili karar verecek olan kimdir? TC’nin hoşuna gitmeyen bir
çözüm ortaya çıkması durumunda, TC’nin
tavrı ne olacaktır? Bizler bu adanın iki “egemen” halkı Kıbrıslı Türkler ve
Kıbrıslı Elenler olarak, her yapacağımızı TC’den onaylatmak zorunda mıyız? Ve
TC’nin aklından geçenin federasyon mu, iki devletlilik mi yoksa entegrasyon mu
olduğu neden bu kadar önemli?
Çünkü maşuğunun niyetinden şüphe eden aşık havalarında;
“hah yakaladık işte sizin esas niyetiniz entegrasyon” dedikçe aldığımız yanıt
da belli...
Egemen Bey buna cevaben diyor ki; "Bizim tek amacımız Ada'da iki tarafın da üzerinde uzlaştığı bir
çözümün ortaya çıkması ve AB Dönem Başkanlığını Temmuz ayında Birleşik Kıbrıs
Devleti'nin üstlenmesidir. Ama çözüme ulaşılmazsa da bizim için bütün
alternatifler değerlendirilmeye açıktır.”
Kısacası “maşuğumuz” aklından başka niyetler geçtiğini
inkar ediyor ve aldatanın klasik tepkisiyle üste çıkmasını da biliyor.
Niyetinin entegrasyon olduğuna dair şüphesi olanları “Rum sempatizanlığı” ile
suçluyor ve açıklamalarını anlamak istemeyenleri “heceleyerek okumaya” davet
ediyor...
Maşuğun niyetinden şüphe eden aşığına tepkisi: “Asıl
senin niyetin fena!”
Ama insanın yine de sorası geliyor; Kıbrıslı Elenlere
sempati duymak bu kadar kötü bir şeyse ve böylesi bir sempatiyi duymamak
gerekiyorsa, o zaman “anavatanımızın” tek amacı neden “Birleşik Kıbrıs’tır”?..
Yoksa Egemen Bağış Bey de gizli bir “Rum sempatizanı” olmasın!
***
Bizler bu adanın egemen halklarıysak, TC – Yunanistan
gibi taşeron devletlerin, AB-ABD gibi emperyalist yapıların istek ve
arzularından öte; bizim kendi istek ve arzularımızın ne olduğunu önemsemeliyiz.
Bizim istek ve arzularımıza kıymet veren, bizimle ilgili konularda haddini
bilen, terbiyesizlik edip bizim geleceğimize ipotek koymayan ülkelerle olan
ilişkilerimizi de biz tayin etmeliyiz.
Egemen Bey “her opsiyon masada” diyor ve sayıyor; “TC’nin
kabul edeceği bir anlaşma, iki devletlilik ve entegrasyon.” Ama madem ki
“opsiyonlardan” söz açıldı, o halde masada olmayan opsiyonlardan da söz etmek
gerekmez mi?
Çünkü bir opsiyon daha var: Egemen Kıbrıslı Türk ve
Kıbrıslı Elen halklarının, Türkiye ve Yunanistan halkları ile dayanışma içinde
Egemen Bağış’ın ustaları ABD ve AB’den ödünç aldığı masasını kendisine iade
edip kendi masalarını kurmaları. Kıbrıs’ın bağımsızlığına ipotek koyanlarla
Kıbrıs halklarının kardeşliğini kötü bir şeymiş gibi lanse edenleri de emekliye
ayırmaları...
Egemen Bey, her ne kadar da “bizim için bütün alternatifler değerlendirmeye açıktır” dese de,
bir ihtimal daha var ki kendisi bu ihtimali görmezden gelmeyi tercih ediyor...
Yoksa görmezden gelmiyor da anlamakta mı zorlanıyor bilemiyoruz. Ama demeçlerinden
belli oluyor ki, Egemen Bey zorlandığı metinleri heceleyerek daha iyi
anlamakta... O halde heceleyin bakalım Egemen Bey: Bu aşk bu-ra-da bi-ter!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder