28 Ekim 2018 Pazar

Ne Yapmalı

Yıllar öncesinden kalan bu kitabı, şimdi Lenin ile ilgili yaptığım yeniden okumalarda ele alınca, her okuyuşta başka boyutların farkedildiğini görüyorum. Kitaba dair aklımda kalan fikirlerin üstüne bu okumada yepyeni boyutlar ekleniyorsa, belki de bu zaman zarfında yapılanların/yaşananların kattıklarındandır...

1900'lerin ilk yıllarında, en temel demokratik özgürlüklerin, sendikal/siyasal örgütlenme, basın ve oy hakkının olmadığı Rusya'da; siyasal devrimi hedefleyen devrimci bir parti inşasını tartışıyor Lenin... Bu tartışmayı bir yandan salt sendikal hakları hedefleyip farklı sınıfların siyasal öncülüğü mücadelesini gereksiz gören ekonomistlere, bir yandan da merkezi bir örgütün gerekliliğini inkar eden demokratizme karşı yürütüyor. Üslup her zamanki gibi sarkastik, sert ve ağır... Bence Lenin'i Lenin yapan biraz da bu üslup meselelerine takılmayıp, belirsizliğin içinde kaybolmaktansa; ne dediğini ve neye karşı mücadele ettiğini net olarak ortaya koymayı önemsemesi... O yüzden de muhataplarını isim isim teşhir ediyor, tezini altını çize çize anlatıyor... İçinden geçtiğimiz günlerde, bir yandan siyasal parti inşası bir yandan da ekonomik kriz gündemi ile boğuşurken bu kitabı okumak, ufuk açıcıydı... Belki bir süre geçince gene okurum... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder