8 Ağustos 2005 Pazartesi

Bir Kelime Bir İşlem: ÜNİVERSİTE (ÜN-VEREN-SİTE)



Rivayete göre üniversite kelimesi ingilizce “universal”dan yani evrensel olandan gelmektedir. Ve köken olarak da yerel’in, milli’nin veya devlet’in önceliklerini değil evrensel olanın arayışını simgeler. Tabii hemen tahmin edebileceğiniz gibi bu solcu işi bir uydurmadır. Solcular her zaman yaptıkları gibi kavramların anlamını saptırmakta, bu kavramlara olmadık manalar yükleyerek kendi pis, komünist, arsız çıkarları için güzelim kelimelerin ırzına geçmektedirler.

Bu solcular her an heryerde olabilir ve hiç beklemediğiniz kelimeleri bize karşı kullanabilirler. Bu melun çabalara karşı uyanık ve tetikte olmak zorundayız. Boşuna dememişler su uyur solcular uyumaz diye.
Bu solcuların marifeti ile bir kısım saf ve temiz halkımız Güzelyurt’a “omorfo”, Serdarlı’ya “Çatoz”, Sütlüce’ye “İpsillat” demektedir.
İşte bu sayıdaki yazımızı da bu konuya ayırarak sevgili halkımızın “üniversite” kelimesi ile ilgili oluşan yanlış kanaatini düzelteceğiz.
Bir kere üniversiteler ekonomik getiri ve adından da anlaşılabileceği gibi “ün” sağlamak için kurulmuş kuruluşlardır.
En karlı sektörlerden birisi olan üniversite aracılığı ile, zenginlerimiz daha da zenginleşmekte böylece milli gelirimiz artmaktadır. “1-2 adamın zenginleşmesi toplumun yararına değil” diyen bölücü ve hainlere sakın aldanmayınız. Çünkü tüm dünyada en zengin adamların bulunduğu ülkeler en kalkınmış ülkelerdirler.
Onun için ne kadar uzun süre olursa olsun, ne kadar az paraya olursa olsun bir zenginimizin yanında gık demeden çalışmak hepimizin en birinci milli vazifesidir. Böylece ülkemizin zenginleşmesine yardımcı oluruz. Gelişmemizi ve muassır medeniyetler seviyesine çıkmamızı istemeyen alçak solculara sakın aldanmayınız.
Gelelim üniversitelerin en önemli sektör oluşlarına. Ekonomide bir sektörün en önemli sektör olduğu “lokomatif” kelimesi ile ifade edilir. Bilindiği gibi lokomatif kelimesi tren vagonlarını çeken motorlu vagon için kullanılan bir kelimedir. Ve “lokum” kelimesinden türemiştir. “Lokum” kelimesi zamanla lokom şeklinde telafuz edilmeye başlanmış. “Bir işte kararlı olan” anlamındaki “akif” kelimesinin zamanla “atif” şeklinde söylenmesi sonucu iki kelime birleşmiş ve anlam genişlemesi ile “lokomatif” şeklinde kullanılır olmuştur.
Bakmayın siz “lokomatif”in yabancı bir kelime olduğunu iddia eden bölücülere. Onların bütün derdi kıskançlıkları ve yabancı hayranlıklarıdır. Oysa biz Türkler “lokomatif” kelimesini taa Orta Asya’dan beri kullanmaktayız. Yanlızca o zamanlar “lokum akif” şeklinde kullanıyorduk. Hani çok hoşumuza giden bazı olaylara “lokum gibi iş” deriz ya; işte bunun gibi kararlılıkla uygulayınca bol para bırakan işlere de “lokomatif sektör” deriz. Şimdi anlatacaklarımdan sonra üniversitelerin lokum gibi para bırakıp bırakmadığına siz kendiniz karar verin.
Bir kere üniversite yapmak için hiç paraya gerek yoktur. Devletten, hükümetten yani zenginliğiniz dolayısıyla tanıdığınız ahbaplarınızdan alacağınız kredilerle bu işe başlayabilirsiniz.
Arzuya göre parayı önce siz koyar ardından da devleti yolmaya, pardon soymaya, amaaaaaan yardıma çağırabilirsiniz. Bir kere binaları diktikten sonra kafa başı 2,500 – 3,000 dolardan öğrencileri ülkeye doluşturursunuz.
Bin, beş bin, on bin müşteri artık sizin gözünüzün doymasına göre, pardon ekonominin ihtiyacına göre karar vereceğiniz sayıda öğrenciyi kaydedersiniz.
Kazanacağınız bütün paranın bundan ibaret olduğunu sanıyorsanız sizden yatırımcı olmaz. Yatırımıcı dediğin yatırdımı puan almalı...
Eğitim bahanesiyle getirdiğiniz öğrencileri yurtlarda, kendi yapacağınız ve kiraya verdiğiniz evlerde barındırarak en az okul için aldığınız para kadar para çıkarırsınız. Ayrıca kantinler, kafeteryalar, giyim merkezleri, gece kulüpleri, kumarhaneler ve marketler aracılığıyla son meteliklerine kadar yolabilirsiniz.
Bu arada tek maliyetiniz saygın gazetelere vereceğiniz reklam paraları (bu önemlidir çünkü oralarda hakınızda iyi konuşulması gerekir) ve küçük bir maliyet de olsa mecburen tutacağınız öğretmen kadrosudur.
Bu öğretmen kadrosunun sendikasız ve sosyal haklardan mahrum olması çok önemlidir. Çünkü kazara sendika falan kurmayı başarırlarsa oralarda solcuların tuzağına düşebilirler ve üniversiteyi “eğitim kurumu” “bilim yuvası” falan zannedebilirler. Ayrıca maaşlarını arttırmak gibi hiç de güzel olmayan yıkıcı fikirler edinebilirler.
Öğretmen kadrosunun bölük pörçük olması bunların aralarından en çanak yalayıcılarını üniversite patronunun özel işlerini yapmak üzere görevlendirmeye de fırsat verir.
Devletin görevi zaten esas olarak eğitim bütçesinin %70’ini sizin özel üniversitenize aktarmak ve zengini daha zengin yapmaktır. Ola ki buna itiraz edecek kötü niyetli kişiler çıkarsa reklamla beslediğiniz medya ve çanaklarınızı yalattığınız 1-2 görevli pardon öğretim görevlisi ile haklarından gelmek mümkündür.
Böylece gördük ki, üniversiteler eğitim bahanesiyle ülkeye doluşturdukları binlerce gencin ülkemizden alışveriş yapmasını sağlayan “lokum akif” sektördürler. Sakın ha kimse yalanlara dolanlara kanıp bilim, bilimsel araştırma evrensellik gibi şeyleri üniversitelerden beklemesin.
Ne kadar çok öğrenciyi ülkemize çekersek o kadar çok para kazanacağımız için, Rumlar da bizim zengin olmamızı istemeyecek ve hasetlerinden çatır çatır çatlayacaklardır.
Bu da üniversitelerimizin milli birlik ve beraberliğimizin yapı taşları olduğunun ispatıdır.
Bu böyle biline yanlışlığa düşülmeye....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder