8 Ağustos 2005 Pazartesi

Eğitimde Özelleştirme Saldırısı



* Baraka Kültür Merkezi eğitim-sağlık vb. hizmetlerin özelleştirilmesini öngören mevcut sürece karşı mücadele edeceğini vurguladı.


Yakın Doğu Üniversitesi yönetimi tarafından kandırılarak yasadışı olduğu halde “Okul Öncesi Öğretmenliği” bölümüne kayıt yaptırılan öğrenciler, paraları ile yasadışılığa alet edildikleri yetmezmiş gibi, Meclis önünde 60 gün boyunca eylem yaptırılarak özelleştirme sürecine paravan yapıldılar.
YDÜ Yönetimi özel bir üniversite işlettiği ve eğitim bütçesinden devlet okullarından kat kat fazla teşvik/yardım almakta olduğu halde bununla yetinmedi.  YDÜ “Okul Öncesi” adı altında, zorunlu eğitim kapsamına giren bir yaş grubunu eğitmek üzere “öğretmenlik” bölümü açtı. Yasal olarak bu bölümü tanıması mümkün olmayan hükümet, YDÜ yönetimi ile uzlaşmanın yollarını arayadursun, YDÜ yönetimi sözde bölümün tanınması amacıyla mağdur öğrencileri kullanmaya karar verdi.
Eğitim’de özelleştirmenin bir adımı olan ve kamuya ait bir değerin daha özelin kar ve piyasa mantığına devredilmesini temsil eden bu sürece, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Atatürk Öğretmen Akademisi (AÖA) öğrencileri ve Baraka kararlılıkla karşı durdular. Baraka yaşanan süreci özetleyen bir bildiri yayınlayarak, egemen medyanın sermayeden yana yalanlarını teşhir etti. İlginçtir ki Baraka’nın bildirisi paralı ilan olarak teklif edildiği Kıbrıs Gazetesi tarafından geri çevrildi, yayınlanmadı. Bunun üzerine Baraka Aktivistleri iki bin kopya halinde çoğalttıkları bildiriyi yaygın bir şekilde dağıttılar.
AÖA öğrencileri tarafından 1 Temmuz 2005 Cuma tarihinde gerçekleştirilen yürüyüşe ve bir gecelik çadır eylemine Baraka da aktif destek verdi. Yürüyüşe ve çadır eylemine katılan Baraka korosu gece boyunca şarkılar söyleyerek eylemcilere moral verdi. Ayrıca özelleştirme sürecinin eğitim, sağlık ve temel hizmetlere yönelen saldırısını teşhir eden sohbetler yapıldı.
1 Temmuz günü eylemcilerin Meclis önüne çadır kurma talepleri hükümet tarafından reddedilince, kamu değil özelin çıkarlarını savunan hükümet, öğrencilerin gözünde büyük bir güven kaybı yaşadı. Öğrencilerden biri, YDÜ yönetimine verilmiş olan çadır kurma izninin AÖA öğrencilerine verilmemesini yorumlarken: “sermayenin hükümeti ne olacak!” diye bağırıyordu. Bir veli ise, YDÜ çadırına meclisten ücretsiz elektrik çekildiğini söyleyerek “yarın elektriği de özelleştirdiklerinde nasıl elektrik verecekler bu özel üniversiteye, hem nasıl bizim parasını ödediğimiz elektriği, devletin elektriğini özel üniversiteye verebiliyorlar!” diyordu.
Tüm dünyada yıllar süren mücadeleler ve eylemlerle kazanılmış olan parasız eğitim hakkını korumak ve bunu daha da ileri götürerek demokratik, özerk ve devletlerin, sermayenin çıkarları tarafından bozulmamış bilimsel bir şekle büründürmek tüm toplumun yararınadır. Kişisel karını değil toplum yararını gözeten herkes bu mücadelede eğitim emekçilerinin ve toplumun yanında olmalıdır.
Genel olarak özelleştirmeye karşı yapılan tüm eylemlilikler gibi bu eylem de, sendikal kararlılık ve dayanışmanın yetersizliğinden dolayı somut bir kazanım elde edemeden sona erdi. Yeterince planlanmamış, sendikal dayanışmadan yoksun eylem; YDÜ’nün hükümet ile kozlarını kapalı kapılar ardında paylaşmaya karar vererek eylemini sona erdirmesi üzerine kaldırıldı. Bu da sendikalar ararası dayanışmanın ve neo-liberalizm karşıtı bilincin tek tek olaylardan bütünsel bir kavrayışa doğru evriltilmesi gerektiğinin göstergesi oldu. Baraka özelleştirmeye karşı mücadele içinde oluşacak bu bütünsel kavrayışı örmek kararlılığını, eylemden önce de eylem sırasında da gösterdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder