Lisede
okumak için köyünden yola çıkan bir öğrenci günde ortalama 10-15 TL’yi baslara
(otobüs) veriyor. Bu rakam ayda 300 TL’yi aşabiliyor.
Gün içinde
kantinde yapılan harcamalar, kırtasiye masrafları, kıyafet gibi giderler ve
özel ihtiyaçları, harçlığı da düşünüldüğünde bir öğrencinin aylık gideri
neredeyse asgari ücrete eşdeğer...
Daha
okullara eğitimden bütçe ayrılmamasından kaynaklı olarak yaratılan bilet, bağış
vb. soygunculuk yöntemlerini saymıyoruz bile... Geçtiğimiz yıllarda yaşadık,
bağışını vermeyen okula kayıt yaptıramadı, biletini satmayan karnesini alamadı.
Devletin
elini eğitimden giderek çekiyor olması, tüm gücünü polis, asker, özel kuvvet
gibi kolluk kuvvetlerine yoğunlaştırması; neo-liberal sözde serbest piyasa
ortamının birinci kuralı.
Hani
“kuralsız” “serbest” falan derler ya, koca bir yalan...
Serbest
piyasanın o kadar çok kuralı var ki...
Devlet
eğitimle uğraşmayacak, ulaşımla, sağlıkla, barınmayla, ısınmayla, elektrikle,
telefonla uğraşmayacak... Devlet, sadece halkı iliğine kadar sömüren bir grup
işbirlikçi ve yabancıyı koruyacak, bu duruma itiraz edenin suratına yumruk olup
vuracak, gözüne gaz olup girecek, kafasına cop olup inecek...
Ulaşım
ücretlerine itiraz eden lise öğrencilerinin başına da farklı bir şey gelmedi.
Çoğunlukla
kendiliğinden bir şekilde yollara dökülen öğrenciler için eğitim bakanlığı
okullardan rapor istedi. Eylem günü kimler gitmemiş okula...
Mağusa’nın
pek bir muhterem kaymakam hanımefendisi bir adım daha ileri gitti. Öğrencileri polise
şikayet etti. Gerekçe: Öğrenciler eylemlerinde megafon kullanmış...
Gördünüz
mü ne büyük kabahat...
Neyse ki,
bu ihbarın gereğini yerine getiren kahraman polis teşkilatımız hemen olaya el
koydu ve bu büyük suçu işleyen lise öğrencilerine dava okudu.
Böylece
megafon gibi tehlikeli bir aracı, eylem gibi uygunsuz bir yerde kullanan bu densizlere
mahkeme yolu açıldı.
Devlet,
vatandaşlarının eğitim, ulaşım gibi temel haklarını güvence altına almak için
değil; baskı, şiddet ve göz korkutma için var olduğunu bir kez daha hatırlattı
bizlere.
Şimdi
mahkemeden beklentimiz, bu davayı hızla sonuçlandırıp suçlulara haddini
bildirmesidir. Yoksa ortalık eylemlerde megafon kullanan haylazlarla dolabilir!
Lise
öğrencileri, en temel haklarını en meşru yollarla ararken; polisinden
kaymakamına, eğitim bakanlığından okul müdürlerine kadar ciddi bir rahatsızlık
yarattılar.
“Müşteri
Değil Öğrenciyiz” diyorlar...
“Parasız
Eğitim Parasız Ulaşım” diyorlar...
“Eğitim
Haktır Satılamaz” diyorlar...
Bunları
söylerken, temel, açık ve samimi ihtiyaçlarını dile getiriyorlar.
O kadar
temel şeyler söylüyorlar ki, sistemi temelinden sallıyorlar.
O kadar
açık ifade ediyorlar ki, egemenleri çırılçıplak bırakıyorlar.
O kadar
samimi istiyorlar ki, zalimlerin ikiyüzlülüğünü gösteriyorlar.
O kadar
rahatsızlık veriyorlar ki, koskoca kaymakamı makamında hop oturtup hop
kaldırıyorlar. Polis; uyuşturucu satıcılarını, kumarhane ve kerhane sahiplerini
bırakıp onlarla uğraşıyor. Eğitim bakanlığı ise okul-öğretmen-müfredat
sorunlarından çok daha önemli bu disiplin konusuna odaklanıyor!
Lise
öğrencileri bizlere yol gösteriyor, öğretiyor ve mesaj veriyorlar.
Lise
öğrencileri, bize yol gösteriyor: Kendi sorunlarımızı sahiplenmemiz, birlik olup
sokaklara dökülmememiz, mücadelenin neşesini kaybetmememiz, taleplerimizi
dolambaçlı yollara girmeden ifade etmemiz için örnek oluyorlar.
Lise
öğrencileri, öğretmenlerine, müdürlerine öğretiyor: Korkmadan doğru
bildiklerini söylemleri, bireysel değil kolektif çıkarlarını ön plana almaları,
yaptıkları mesleğin onurunu yerlerde süründürmemeleri, korkarak değil inanarak
yaşamaları için örnek oluyorlar.
Lise
öğrencileri, polise, kaymakama mesaj veriyor: Bu halkın hizmetinde olup
olmadıklarına, kimin için çalıştıklarına, kendi insanlarının en temel
taleplerine nasıl yanıt verdiklerine ve ne kadar insan olduklarına karar
vermelerine yardımcı oluyorlar...
Lise
öğrencileri, yol göstermek, öğretmek ve mesaj vermek için sokaklara
dökülmediler oysa...
Lise
öğrencileri, sadece okullarına soyulmadan, sömürülmeden, para kesesi olarak
görülmeden rahatça ulaşabilmek istiyorlar.
İnsanın
evinden çıkıp okuluna varmasının bir gelir kaynağı olarak görüldüğü; birileri
için maliyet diğerleri için zenginlik fırsatı olarak algılandığı bir ülkede büyümek
istemiyorlar.
“Direnenler
de var bu havalarda” demişti şair...
Lise öğrencileri bize
benzememek için direniyorlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder