Argasdi
24. sayısında dosya konusunu barış olarak belirledi. Elli yıldan fazladır ülke
gündeminin değişmez ilk sıra konusu olan barışın dosya konusu olarak seçilmesi
belki de bugünlerde hem savaşa hem de barışa en yakın durumda olmamızla da
bağlantılıdır. Recep Tayyip Erdoğan’ın son Kıbrıs çıkartmasında esip
yağmasından; Maraş, Omorfo gibi yerleşim yerlerinin “verilmeyeceği”, iki
devletli çözümün gündeme gelebileceği gibi açıklamalarından sonra şimdi de bir
yandan İsrail bir yandan Kıbrıs Cumhuriyeti yetkilileri ile yaşanmakta olan
diplomatik “it dalaşı”, ciddi bir gerilim ortamının varlığına işaret ediyor.
Petrol, doğal gaz aramaları gibi “gerekçeler” veya AB dönem başkanlığı gibi
“izahatlar”la desteklenen bu gerilim ortamı; “donanmamız Akdeniz’e inebilir, zaten
donanmalar bunun için vardır” gibi açıklamalarla büyütülüyor.
Bizler
biliyoruz ki; egemenler açısından bir pazarlığın en gerilimli anı, pazarlığın
sona yaklaştığı andır. Bu sebeple Tayyip’in “2012’de referandum olmalı, bu son
şanstır” açıklamalarını diğer açıklamaları ile çelişkili de bulmuyoruz. Bunca
gerilim ve savaş tehdidinin ardından gerçek bir barışa ulaşılamayacağı, olası
anlaşmanın barış demek olmayacağı, egemenlerin barışından savaş doğduğu ise
devrimcilerin yüzlerce yıldır bildiği gerçeklerdir.
Bu sayıda
amacımız, barış kavramını kısıtlı sayfa imkanlarımız çerçevesinde masaya
yatırmak olarak görülmelidir. Barışı ona en çok ihtiyaç duyanlar yani;
emekçiler, ezilenler, sömürülenler, halklar yapar. Bu yüzden de önemli olan
halkların barış üzerine düşünmesi, tartışması ve karar vermesidir. Bu dosya
böylesi bir tartışmaya katkı koymak ve bizim barışımızı yaratmak çabasının bir
parçasıdır. Çünkü “Barış Bizlerin Ellerindedir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder