
Evet, UBP
ile AKP arasında imzalanan protokol ve bu protokol aracılığı ile Kıbrıslı
Türklerin çok ciddi bir saldırı altında oldukları belliydi.
Evet,
KTHY’da yaşanan rezalet, sözde yetkililerin duyarsızlığı gün gibi açıktı.
Evet,
sözde Sosyal Güvenlik Yasası’nın tamamlayıcısı Göç Yasası geçirilmiş, yılın ilk
gününden itibaren yürürlüğe girmeyi bekliyordu.
Evet, DAÜ
– Kooperatif- Telefon Dairesi ve Kıb-Tek’e yönelecek saldırılar seziliyordu.
Evet, daha
fazla anıt, daha fazla cami ve daha az eğitim daha az sağlık politikaları
yükselişteydi.
Ama
toplumsal bir yokoluşun eşiğinde olduğumuzu anlamak için veya toplumsal bir
yokoluşun eşiğinde olduğumuzu söyleyebilmek için bunlar yeterli midir?