25 Kasım 2015 Çarşamba

25 Kasım ve 8 Mart

Bugün 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü…
8 Mart ve 25 Kasım tarihlerinin her ikisi de ortak bir noktayı paylaşıyor…
Bu iki tarihin kadın mücadelesinde önemli günler arasında sayılmalarına ve her yıl hatırlanmalarına vesile olan olaylar; bugün liberal feministlerin kendilerine mesele ettikleri türden olaylar değil…
8 Mart emekçi kadınların sendikal mücadeleleri nedeniyle maruz kaldıkları şiddet sonucunda, sosyalist hareket içerisinden doğdu…
25 Kasım ise, ulusal baskı, yeni-sömürgecilik ve diktatörlük şartlarına direnen üç kız kardeşin tecavüze uğrayarak öldürülmesi üzerine ulusal kurtuluş mücadelelerinin gündeminden şekillendi…

18 Kasım 2015 Çarşamba

Herkesin IŞİD'i Kendine

Paris’te yaşanan vahşet eyleminden sonra hepimiz derin bir üzüntü, öfke, çaresizlik duygusuna kapıldık…
Bizden kilometrelerce uzakta bir coğrafyada da yaşansa, masum insanların böylesi vahşi bir şiddet eylemine maruz kalmasını yüreğimizde hissettik…
Ancak belki de, bazen uzaklık “insani duygularımızı” ifade etmek için elverişli bir zemin sunmuyor da değil. Mekan ne kadar uzak olursa, yaşananlara insani özünü görecek şekilde bakmak kolaylaşıyor olabilir…
Mesela, Paris’te yaşananlardan “dehşete” kapılanlarımızdan bazıları burnumuzun dibindeki Silvan konusunda sesini çıkarmamayı, görmemeyi, duymamayı tercih edebildi…
Oysa her iki mekanda da yaşanan fanatik şiddetin acımasız saldırganlığıydı…

4 Kasım 2015 Çarşamba

Seçim Sonuçları, Aziz Nesin ve Seyit Rıza

Sözde seçimin sonuçları açıklanmaya başladığı andan itibaren, Türkiye’deki karanlığın yüreğimize çöktüğü doğrudur. Bu ruh halimizin sebebi bazılarının sandığı gibi; tüm beklentimizi seçimlere bağlamak, seçim sonuçları ortaya çıkmadan önce durumun ciddiyetinin farkında olmamak veya bu sonuçlar karşısında yapacak hiçbir şeyimizin kalmamış olması değildi. Aksine, sadece sandığa dayalı bir dönüşümün mümkün olmadığı, sandığın sadece sokak ile desteklendiği ve kontrol altında tutulduğu müddetçe bir anlamı olduğu ve sonuçlar ne olursa olsun hala toplumsal muhalefeti zorlu bir sürecin beklediğini biliyorduk.
Böyle olmasına rağmen, yüreğimize çöken karanlığı engelleyemedik...