25 Aralık 2013 Çarşamba

Zeren Mungan – Anlayışlı ve Cömer Bir Bakan



Fıkra bir çoğumuzun malumudur:
Canı sıkılan padişah, sıkıntısından kurtulmak için bir eğlence arıyormuş kendine...
Bir gün vezirini yanına çağırmış; “Öyle bir kabahat işle ki, özürün kabahatinden büyük olsun. Yoksa kellen gider” demiş...
Zavallı vezir, günlerce düşünmüş...
Padişahın bu alışılmadık isteğini nasıl yerine getireceğine bir türlü karar verememiş...
En sonunda özürünün kabahatinden büyük olacağı bir yöntem gelmiş aklına...

15 Aralık 2013 Pazar

İNGİLİZLERİN KIBRIS'TAKİ TARİHİ

Bu hafta bu sayfalarda, Khora Yayınları tarafından Kıbrıslı Türk yazın hayatına kazandırılmış, Kıbrıs’ın tarihinde hem sosyal hem de siyasal açıdan önemli olan 1878-1960 dönemini ele alan tarih-araştırma kitabı “İngilizlerin Kıbrıs’taki Tarihi”ni, kitabı yayına hazırlayan Münür Rahvancıoğlu ile konuştuk.

1 Aralık 2013 Pazar

Kıbrıs’ın “Limonları” Hala Acı



Kıbrıs’ın Acı Limonları Lawrence Durrell’in 1953-1956 yılları arasında bulunduğu Kıbrıs’ın Lapta köyünde edindiği izlenimlere dair bir kitap. Söz konusu yıllar Kıbrıslı Elenlerin ENOSİS talebi ile yürüttükleri politik, diplomatik girişimlerin sonuçsuzluğu nedeniyle yaşadıkları hayal kırıklılığının yoğunlaştığı; giderek şiddete dayalı bir çözüm yolunu zorlamanın tek alternatif olarak görüldüğü bir zaman dilimine denk düşüyor.

27 Kasım 2013 Çarşamba

ELEKTRİK ZAMMI GERİ ALINABİLİR



Elektriğe yapılan %30’luk zamdan sonra, halk içerisinde iki büyük öfke dalgası yükseldi...
Öncelikle bu insafsız zammı yapan CTP ile DP’ye... Ardından da yeterli tepkiyi örgütlemeye cesaret edemeyen tüm muhalif örgütlere...
Sağcısından solcusuna, gencinden yaşlısına, kadınından erkeğine, emekçisinden esnafına, memurundan işsizine kadar herkes bu zammı insafsız buluyor, haksız görüyor ve geri alınmasını istiyor...
CTP ve DP’nin kendi tabanlarından hatta parti yönetimlerinden dahi bu zamma tepki gösteren önemli sayıda insan mevcut. Yani halk zammı kesinlikle onaylamıyor...

20 Kasım 2013 Çarşamba

Ben Elektrik Faturamı Ödüyorum



Elektrik faturalarına Bakanlar Kurulu tarafından yapılan %30’a yakın zamdan sonra halkın zamlara nasıl bir yanıt vermesi gerektiği konusunda halen sürmekte olan bir tartışma başladı...
Bazı çevreler bu insafsız zamma, zamlı elektrik faturalarını ödemeyerek yanıt verilmesi gerektiğini savunuyor. Bu görüşe göre, hükümet tarafından yapılan zammın tek bir amacı var; faturalarını ödemeyen büyük sermaye çevrelerinin ve hükümetin kendi ödemediklerini halka ödetmek...
Bu yüzden eğer halk birlik olur ve faturaları ödemezse, hükümetin oyunu bozulacak, sonuçta da zam geri alınacak!!!

28 Ekim 2013 Pazartesi

Zorunlu Askerlik Konusunda Yenidüzen Gazetesi'nin Röportajı



1- Askerlik konusunu gençliğin bir sorunu olarak görüyor musunuz? Neden?
Zorunlu askerlik konusu; genel olarak tüm Kıbrıslı Türk toplumunun, özelde ise gençliğin önemli sorunlarından biridir. Yanlış olarak sanıldığı gibi sadece askerlik yaşına gelmiş erkekleri ilgilendiren bir konu değil, tam aksine kadınları da yakından etkileyen bir konudur zorunlu askerlik.

16 Ekim 2013 Çarşamba

METE HATAY VE ARAF



Yakın geçmişe kadar arada kalmışlık duygusundan hiç hoşlanmadığımı hatırlıyorum…
İslamcı bir gazetenin “Taraf olmayan bertaraf olur” sloganını da gizliden gizliye beğenmişliğim olduğunu itiraf etmeliyim…
Yani kararsız tavırlar, muallak fikirler ve ikilemler hiçbir zaman cezbetmedi beni…

9 Ekim 2013 Çarşamba

Sinan Dirlik’e Açık Mektup: “Yetti mi Sayın Dirlik?”



Sinan Bey,
Siz beni tanımazsınız, ancak Kıbrıslı Türkler “adına” yazdığınız köşe yazıları nedeniyle ben sizi bir nebze tanıyorum...
Benim açımdan ilk tanışmamız “Nankör Şu Kıbrıslılar Nankör” isimli yazınız vesilesiyleydi... Çevremde büyük bir beğeni ve coşku ile karşılanmıştı bu yazınız...
Üslubunuz, cümleleri kullanma biçiminiz, yumuşak ama kararlı tarzınız ve duygulara hitap etmeyi becerebilmeniz gerçekten de etkilenilmeyecek gibi değil...

1 Ekim 2013 Salı

Aşk Size Yasak



Hep mutsuz aşkların hikayesidir anlatılan... Nereye baksak bir mutsuz aşk masalı ile karşılaşırız... Sanki tarih boyunca gelmiş geçmiş bütün aşıklar mutsuz olmuş, “mutlu aşk yok”(1)muş...
Kerem ile Aslı, Ferhad ile Şirin, Tahir ile Zühre...
Mahallemizde, köyümüzde, şehrimizde ve ülkemizde en az bir tane mutsuz aşk hikayesi vardır bildiğimiz...
Onlar aşık olmuşlardır. Dinlerinden, dillerinden, renklerinden, cinsiyetlerinden, yaşlarından, kültürlerinden, sınıflarından veya çevrelerinin dayattığı herhangi bir başka özelliklerinden dolayı kavuşamamışlardır. Mücadele etmişler ama başaramamışlardır ve en sonunda yenilmişlerdir...
Budur bütün hikayenin özeti... “Mutlu Aşk Yoktur.”

25 Eylül 2013 Çarşamba

Sulh ve Sükunu Bozmak



Yaklaşık iki yıldır toplumsal muhalefetin çeşitli kesimlerine yönelik baskılar yeni bir boyut kazanmış durumda. Hemen her kişi ve örgüte yönelik gündeme getirilmiş bir dava mevcut.
Bu davalar, “polisi darp ve görevinden men”, “izinsiz pankart asmak” ve “kasti hasar” gibi başlıklar içeriyor. Ama benim en çok ilgimi çeken suçlama “sulh ve sükunu bozma”...

18 Eylül 2013 Çarşamba

Polisi Sivile Bağlamak



Yeni hükümetimiz kendisine bir hedef koymuş; “polisi sivile bağlamak”...
İlk bakışta şaşırtıcı gibi görünen bu hedefin olabilirliği tartışılıyor bir süreden beridir.
CTP ile DP, Türkiye’ye rağmen polisi sivi

11 Eylül 2013 Çarşamba

Hükümet Programı



CTP-BG/DP-UG Hükümeti bugün mecliste güven oyu alacak...
Hükümetin programını görmüşsünüzdür. Gayet çarpıcı ve iddialı maddeler var programda...
Küçümsenecek, dudak bükülecek, görmezden gelinecek şeyler değil yazılanlar. Üzerinde düşünülmesi gereken konular.

4 Eylül 2013 Çarşamba

BEN, SEN, O



O, yalnız ağaran tan yerini görüyor
Ben, geceyi de…
Sen, yalnız geceyi görüyorsun
Ben, ağaran tan yerini de…
Nazım Hikmet Ran

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Kültür Dairesi ve Baraka, Gene!



Evet gene!
İki yıl kadar önce de anmıştım Kültür Dairesi’nin namını...
Bir de müdürü vardı Daire’nin...
Bilmem hatırlar mısınız adını?
Derviş Beyit...
Daire’nin müdürü değişti ama bizimle başları hala dertte...
Bu yazı kaleme alınıyor işte bu sebeple...

14 Ağustos 2013 Çarşamba

“Dün Erkendi, Yarın Geç; Zaman Tamam, Bugün!”



Bu yıl dördüncü kez 14 Ağustos’ta eylemde olacağız...
İlk iki yılında Anti-militarist Barış Harekatı adı altında bir eylem birlikteliği şeklinde gerçekleşen bu anlamlı etkinlik geçtiğimiz yıl bir bölünmeye sahne olmuştu...
Birçok insan için anlamsız ve gereksiz bir bölünmeydi bu...
Aslında bizim için de o günlerde kaçınılabileceğini düşündüğümüz bir olaydı...
Ama yaşananlar ortaya koydu ki, böyle bir bölünmeden kaçınılabileceğini düşünmekle yanılmışız o vakitler...

7 Ağustos 2013 Çarşamba

Elçi ve Biz



Latin Amerika’da yaygın bir söz vardır...
Derler ki, “Bu kıtada bütün ülkelerde darbe olur sadece ABD’de darbe olmaz. Çünkü Washington’da bir ABD Elçiliği yoktur...”
Bunun hiç de abartılı bir deyim olmadığını biraz haber okuyan herkes biliyor. Örneğin 2008’de darbecilerle birlikte çalıştığı anlaşılınca kovulmuştu ABD Elçisi Bolivya’dan... ABD de misilleme olarak Bolivya Elçisi’ni ABD’den kovunca, Venezüella destek çıkmış ve o da kovmuştu ABD Elçisi’ni...
Yani elçi, elçilik deyip geçmemeli, elçilik işi önemli, elçilik işi hassas...

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Acısıyla Tatlısıyla Bir Ada - Türkçe Baskıya Önsöz



Kıbrıs adası, tarihi boyunca istilalara uğradı, dış güçler tarafından yönetildi ve kendi bağımsız gelişme dinamiğine sahip olamadı. Bunun sebebinin, adanın Doğu Akdeniz’in stratejik bir bölgesinde bulunması ve her dönemin hegemon gücü için yaşamsal çıkarlara sahip coğrafi konumu olduğu biliniyor. Kıbrıs üzerinde Fenike, Roma, Arap, Ceneviz, Bizans, Venedik, Lüzinyan, Osmanlı ve İngiliz hakimiyetleri biribirini takip ederken; adaya egemen olan güçlerin sırası ile bölgede hegemonyasını pekiştiren güçlerin sırasının örtüşmesi tesadüften ibaret değildir. Ada öylesine stratejik önem arzetmektedir ki, bölgeye hükmetmek isteyenin Kıbrıs’ı elde bulundurması neredeyse kaçınılmaz bir zorunluluktur.

31 Temmuz 2013 Çarşamba

Şimdi Yeni Şeyler Söylemek Lazım



“Dünle beraber gitti cancağzım / Ne kadar söz varsa düne ait / Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”
Mevlana 

Bir seçim süreci daha bütün patırtı gürültüsüyle sona erdi...
Seçimlerin açık galibi CTP hala zaferini kutluyor...
Solun çeşitli kesimlerinden örgütler veya bireyler, seçim sonuçlarında eski ezberlerini tekrar etmeye vesile olacak noktaları buluyor, tekrarlıyor...
Sağ açısından ise ciddi bir altüst oluş yaşandığı ortada, sonucun ne olacağı hala belirsizliğini koruyor...
***

23 Temmuz 2013 Salı

Toplu Hipnoz Ayini



28 Temmuz tarihine birkaç gün kaldı. Pazar akşamı sandıkların açılmaya başlaması ile birlikte bir toplu hipnoz ayninin daha sonuna geleceğiz ve yine toplumsal gerçekliğimiz ile baş başa kalacağız...
Yaklaşık iki aydır seçim partilerinin giderek yükselen vaatlerinin ve adayların giderek büyüyen hayallerinin yarattığı sarmal içerisinde ülkemiz...
Barajı geçip geçmeyeceği tartışmalı partiler, “şunu yapacağız, bunu yapacağız” diye yüksek perdeden atıyor... Bütün meclisin hep birlikte alamayacağı kararları, tek tek adaylar seçilmesi durumunda aldıracağını, yapacağını vaat ediyor...

16 Temmuz 2013 Salı

Vesayet ve İşgal



Kıbrıslı Türkler olarak içerisinde sıkıştırıldığımız cendereye ne isim vereceğimiz konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. Yıllardan beridir bastırılan, söylenmesine izin verilmeyen, duyulmaz görünmez kılınan bir kelime var aslında bu konuyu tarif eden: İşgal...
Öyle ki, Kıbrıs’ta Kıbrıs halklarının sözü, etkisi ve yetkisi olmadığını herkes biliyor. Ancak bu durumu tarif ederken ısrarla işgal kelimesinden kaçınılıyor...

9 Temmuz 2013 Salı

Baraj’a ve Rahatsızlıklara Dair

28 Temmuz tarihinde gerçekleşecek olan erken genel seçimler için tarih giderek yaklaşıyor. Biliyorsunuz bu seçimlerde Birleşik Kıbrıs Partisi listelerinden ortak bir duruş sergileyen Toplumsal Varoluş Güçleri’nin bir parçası olarak Baraka adayları da taraf oldu.

3 Temmuz 2013 Çarşamba

Ankara Parayı Göndermezse Ne Olur?



Ankara parayı geciktirdi, ufak çaplı bir maaş krizi yaşadık...
Kimisi “bilgisayar bozuldu” dedi, kimisi “her şey geçici hükümetin beceriksizliğinden” diye açıkladı durumu...
Ama daha önceleri de sorulan bir sorunun, çok daha sık ve yüksek sesle sorulmasına neden oldu bu: “Ankara Parayı Göndermezse Ne Olur?”

1 Temmuz 2013 Pazartesi

Kıbrıs ve Savaş



“Savaş kötü barış iyi, kime sorsan söyler bu cümleyi
Bir yanda güçlü bir yanda haklı, hangisinin yanında yer almalı?”

Adamız Kıbrıs hem ticari hem de askeri anlamda önemli bir konuma sahip olduğundan, insan yerleşimi ile tanıştığı tarihten itibaren savaşların da merkezinde bulmuştur kendini. Doğrudan Kıbrıs ile ilgili olmayan meseleler dahi, bir şekilde adamıza yansımış örneğin Kudüs Krallığı’nı korumaya giden İngiltere Kralı Richard geçerken alıvermiştir onu...

26 Haziran 2013 Çarşamba

Siyasette Kirlenme



Seçimlerin gündeme gelmesinden çok önce de biliyorduk düzen partilerinin ne kadar birbirine benzediğini... Bu partilerin ilkesel, idealist, ideolojik hiçbir tutanağının kalmadığını biliyorduk seçimlerden önce de... Parti değişme, rüşvet, koalisyon için parti kurma, kişisel çıkar, eş-dost-tanıdık kayırmacılığı, yalan, hile... Ne ararsanız var bu sistemde...

29 Mayıs 2013 Çarşamba

Ne Geçmiş Tükendi Daha, Ne De Yarınlar



Bu yaşanan, UBP’deki ilk bölünme değil...
Bir çok bölünme, ayrılma vs. yaşandı geçmişte UBP’de...
Hatta ilk ciddi bölünme bile değil aslında...
İlk ciddi bölünme 1990’lı yılların başında dokuzlar grubunun ayrılması ve Demokrat Parti’nin kurulması ile yaşanmıştı...
Denktaş, Eroğlu ayrılığı denmişti o zamanlar yaşananlara...
Kişisel husumetler, çekişmeler ve sürtüşmelere dair onlarca hikaye anlatılmıştı.
Muhtemelen doğrudur bunların bir çoğu.
Ama hem o gün hem de bugün yaşananları açıklayan başka bir yaklaşım daha var...

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Şaşılacak Şey



Meclis’te yaşananları hep birlikte takip ettik…
Gelinen noktada artık kaçınılmaz olan erken seçimin İrsen Küçük için olabilecek en iyi tarihe alınmasına CTP milletvekillerinin destek olması şaşılacak bir şey değil mi sizce de?
Kolayca cevap verilebilir buna belki…
Seçimin daha geç olması durumunda hükümet değişecekti, Kaşif ekibinin daha geniş bir manevra alanı olacaktı ve İrsen Küçük hem hükümet olanaklarından yoksun hem de en büyük rakibi daha güçlü bir pozisyondayken muhtemelen siyasetten silinecekti…

15 Mayıs 2013 Çarşamba

Duvara Tebeşirle Yazılan



“Liderler söz edince barıştan
Anlar halk savaşın geldiğini  
Liderler lanetlediğinde savaşı
Seferberlik emri yazılmıştır bile...  
Baştakiler der ki: Barış ve savaş iki farklı şey
Oysa rüzgarla fırtına gibidir
Onların  barışı ve savaşı
Savaş doğar onların barışından
Anasından doğan oğlan gibi”
B. Brecht

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Yaşanmış Bir İmge



Bugün kafamda yaşanmış bir imge ile uyandım...
İlkokul birinci sınıftaydım...
Üç arkadaş, ortadaki ben, birbirimizin beline sıkı sıkı sarılmış yürüyoruz...
Yüksek sesle bir şarkı söylüyoruz... Şarkının ne olduğunu unuttum...
Bir sağa bir sola savrularak buluyoruz dengemizi.
Yanımdakiler avazları çıktığı kadar bağırıyorlar şarkının sözlerini...
Diğer çocuklar etrafımızdan akıp geçiyor...
Kimi oyun oynuyor, kimi kantinin önünde sıra bekliyor...
Kimse bize bakmıyor...
Benim gözlerimden sular seller gibi yaşlar akıyor...
Yüreğim ortasından ikiye bölünmüş gibi; sivri bir acı ile derin bir mutluluk ortasındayım...

1 Mayıs 2013 Çarşamba

Akıl, Yürek ve 1 Mayıs



“İşte: Şu güneşten düşen ateşte milyonlarla kırmızı yürek yanıyor! / Sen de çıkar göğsünün kafesinden yüreğini; / Şu güneşten düşen ateşe fırlat; / Yüreğini yüreklerimizin yanına at!”

Oturmuş kahvemi içerken gördüm onu...
Bir süreden beridir selamlaşmalarımızın sıcaklığını kaybettiği, hayatın bizi farklı yerlere savurduğu eski bir dosttu...
Memleketin durumu üzerine bir iki sözden sonra, “1 Mayıs’a katılmayacağım galiba ben” dedi, günah çıkarır gibi... Ve gerekçesini de ekledi, “size lafım yok ama, inandırıcı gelmiyor hiçbir örgüt bana...”
“Başkaları için değil, kendin için yürümelisin” dedim ona...
Gözlerimizi kaçırdık...

24 Nisan 2013 Çarşamba

Meeemur



Kamuda istihdam edildiği halde özelde ikinci bir iş yapan “memur” hakkında ne düşünürsünüz?
“Karşı”sınız değil mi? Belki bazılarınız, sadece “karşı” değildir, “şiddetle” karşıdır...
“Devlet”te, işlemeden kazandığı paracıklarının yanına, özelden kazandığı paracıkları da katan “doymak bilmez memur”a karşı olunmaz mı hiç?
Üstelik, bu ülkenin, gencecik pırıl pırıl çocukları işsiz dolaşırken!
“Çalışmayacaklarsa devleti bıraksınlar efendim”, ki işe ihtiyacı olan girsin...
Ya da “ikinci iş yapmasınlar” ki biraz da gençler sebeplensin...

17 Nisan 2013 Çarşamba

Fazıl, Tayyip, Hayyam, Nazım



Fazıl Say Tweeter’de bir dörtlüğünü paylaşmış Ömer Hayyam’ın...
Bu paylaşım sebebiyle “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya dini değerleri aşağılama” suçu işlediği hükmüne varan TC Mahkemeleri, Fazıl Say’ı 10 ay hapis cezasına mahkum etti. Daha sonra hapis cezasını beş yıl içinde aynı tür bir suçu işlememe koşulu ile tecil etti...
Hepsini gazetelerden okuduk, televizyonlardan dinledik...

10 Nisan 2013 Çarşamba

Umut Ayakta



Çevremde karamsar bir insan olarak bilinirim....
Günümü ve yarınımı olası en olumsuz sonuca göre planlar, önlemlerimi de ona göre alırım...
Ama durum değerlendirmesi yaparken karar vermemi sağlayan kriter, nerede durduğum değil nereye doğru hareket ettiğimdir genelde...
Benim fikrime göre, anlık konumunuzun nerede olduğundan daha önemli olan şey, hareket yönünüzün ne tarafa olduğudur...

3 Nisan 2013 Çarşamba

Çarkın Dişlileri



“Sizi çok beğeniyorum çocuklar” dedi... Ve ekledi, “ama, sizin de bu çarkın dişlileri arasına girip bozulmanızı istemiyorum. En iyisi hiç oy vermemek bence...”
Yılların yıprattığı yüz hatlarına baktım...
O yaşlanmış yüzün ardından ışıl ışıl bakan gencecik gözlerine...
İçeride “hadi beni umutlandırın, hadi beni inandırın” diye çırpınan gencecik bir kalbin pıtırtılarını duyabiliyordum...

1 Nisan 2013 Pazartesi

Feminizm(ler)



Konu feminizm olunca rahatlıkla görülebilen iki yaklaşım vardır: Feminizmi redden, duymak dahi istemeyen yaklaşım ile feminizm dışında bir şey duymak, düşünmek istemeyen yaklaşım.
Bu iki yaklaşım, ilk bakışta birbirine zıt, birbiri ile çatışır gibi de görünse aslında belirli bir karşılıklılığa sahiptirler. En temel ortak noktaları ise, “ya-yada”cı durağan düşünme yöntemleri, mutlakçılıkları ve diyalektikten yoksun olmalarıdır. Oysa, hem sosyalizmi hem de feminizmi benimseyen ve bu benimseyişini mutlak kategorilerle yaşama geçirmeyen diyalektik bir algıdan da söz edebilmek mümkündür. Ne yazık ki düşman kardeşler, böyle bir şeyin olabilirliğini kabul etmemekte ısrar etmektedirler...

Birlik, Mücadele, Dayanışma



Bir yılı aşkın bir süredir, mücadeleler, grevler, eylemler ve yolsuzluklarla anılan LTB, şimdi de erken seçimler nedeniyle gündemde... Cemal Bulutoğluları ve on beş belediye meclis üyesinin istifalarına neden olan uzun süreli kriz, aslında “sol” için tarihsel bir fırsatın da kapılarını aralamıştı. Ancak Kıbrıslı Türk solu, herzamanki dar görüşlülüğü ile bu fırsatı elinin tersi ile itmiş bulunuyor.

27 Mart 2013 Çarşamba

Kara Komedi



Önce gençleri işsiz, ülkeyi geleceksiz bırakacaksınız...
Sonra “gelin size iş buldum” diyerek; çaresiz insanları, güvencesiz ve garantisiz işlere yerleştireceksiniz...
Ölümü gösterecek, ardından sıtmaya razı edeceksiniz...
Maaşlar asgari ücretin biraz üzerinde, izin hakkı kadrolu personelin yarısı kadar, geleceği sizin iki dudağınızın arasında...
Hem de bu yaptığınızı; “torpil”, “imtiyaz”, “avantaj” olarak sunacaksınız...
Bir de teşekkür bekleyeceksiniz, üstüne...

20 Mart 2013 Çarşamba

Hands Off Cyprus



Ne diyorduk?
Kıbrıs’ın tamamı işgal altındadır; kuzeyde TC, güneyde AB...
Neden böyle diyorduk?
Çünkü Kıbrıs, emperyalizmin stratejik yeni-sömürgesidir; kuzeyiyle güneyiyle...
Ne yapılmalı diyorduk?
Bağımsız ve halkları kardeş bir Kıbrıs için mücadele; hem Ankara’ya karşı hem de Brüksel’e...
Nasıl diyorduk?
Haydi sokağa, özgürleşmeye...

13 Mart 2013 Çarşamba

Karıncanın Tarafı



“O kadar eylem yaptık ne oldu? Greve çıktık, ne kazandık?
Oy vereceğiz de ne olacak? Ben çok uğraştım, hiçbir şey olmaz...”
Günde en az bir kez duyduğumuz, haftada en az bir kez söylediğimiz cümleler bunlar...
Hayal kırıklıkları, moral bozuklukları ve ihanetlerle örülmüş bir hayatın yansımları...
Kıbrıslı Türkler olarak hep umduğumuz dağlara kar yağdı, ummadığımız taş başımızı yardı...
Ne zaman, kimden ümitlendikse; gitti bizi en nefret ettiğimize sattı...
Bütün bunların sonunda, “inanıp kandırılmak” oldu en büyük korkumuz...
“Ben zaten biliyordum. Hiç şaşırmadım. Ne beklerdin zaten!” en sevdiğimiz yorumumuz...

6 Mart 2013 Çarşamba

Seçimler ve Baraka



Baraka olarak, 7 Nisan 2013 LTB Belediye Meclisi seçimleri için Merter Refikoğlu arkadaşımızı aday gösterdik. Aynı zamanda da, Belediye Başkanlığı’nda halkımızı sol güçlere destek vermeye çağırdık, çağırıyoruz...
Şimdilerde bazı yerlerde bu duruşumuza dair yanlış bilgilere dayalı söylentiler dolaşıyor. Deniliyormuş ki; “hani bunlar Boykot’çuydu, hani bu ülkede seçimlere girilmesine karşıydılar, şimdi ne oldu da seçime giriyorlar?”

27 Şubat 2013 Çarşamba

Haydi Kıralım Şu Mühürleri



Önümüzde Lefkoşa Belediye Başkanlığı ve Lefkoşa Belediye Meclis Üyeliği seçimleri var...
Bu seçimlerde yarışacağı belli olan yapılar şimdilik, DP, CTP, TDP ve UBP gibi görünüyor...
Birkaç aydır süren solun ortak adayını çıkartma ve ortak belediye meclis üye adaylarını oluşturma girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı...
Bu süreçte halkın gönlünden geçen çok açıktı: Sendikal Platform’un en ileri unsurları, TDP, YKP, BKP ve Baraka’nın oluşturacağı bir seçim ittifakı... Bazı kişiler buna CTP’nin de dahil edilmesi gerektiğinden bahsediyordu, bazıları ise buna karşıydı... Kısacası CTP konusundaki muğlaklık dışında halkın ittifak talebi net idi...

20 Şubat 2013 Çarşamba

Ortak Aday



Genel bir kanı vardır; “Ortaklık baddal iştir” derler...
Şöyle de eklerler: “Dostlarınla bozuşmak istersen, onlarla ortak iş kur.”
Siz, “öyle değil” diye itiraz edebilirsiniz ve “kalabalıkta ölüm bile tatlıdır” diye de ekleyebilirsiniz...
Ancak ‘genel kanı’ yine yanıtlayacaktır sizi: “Nerde çokluk orda bokluk.”
“Her koyunun kendi bacağından” asıldığı, “gemisini kurtaranın kaptan” olduğu bir kültürde; insanların “ortaklaşa” şeylere böyle mesafeli yaklaşmasından daha doğal ne olabilir...
Oysa ortaklaşa hareket için, ortak çıkarlar gerekli...

6 Şubat 2013 Çarşamba

TOMA



Hayırlı haberi aldık...
Hükümetimiz ihaleye çıkmış, yakında nur topu gibi TOMA’larımız olacak...
Nedir ki TOMA?
Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı...
Bir süreden beridir bu araçların özellikleri sayılıp dökülüyor gazete köşeşlerinde...
İşte, kameraları varmış, portokal gazı sıkıyormuş, basınçlı su püskürtüyormuş. Falan filan...

30 Ocak 2013 Çarşamba

Karpaz’da Ne Oldu!



Bilindiği gibi Baraka’nın da kurucuları arasında bulunduğu “Karpaz Milli Parkı’nı Koruyalım İnisiyatifi” tarafından 27 Ocak Pazar gün saat 10:30’da Özel Koruma Alanı içerisinde bir basın açıklaması yapılacağı kamuoyuna duyurulmuştu.
Ancak o gün Dipkarpaz Köyü’nde yaşanan olaylar, ne yazık ki bu basın açıklamasından daha fazla gündem oldu, daha fazla konuşuldu...
İnisiyatif’in amacı çok net ve meşruydu. İlan edilen amaç ve uygulanacak olan yöntemde belirsiz olan hiçbir şey yoktu...

23 Ocak 2013 Çarşamba

Seçim Borusu Çaldı



Seçim borusu çaldı...
Lefkoşa Türk Belediyesi’nde başkan ve belediye meclis üyeleri seçimi var...
UBP ve DP kendi adayları ile çıkacaklar Lefkoşa halkının karşısına. Yeni yeni menüler ekleyecekler “Bol Vaat Lokantası”na. Başbakana uğrayın hemen, elinizde imzalanacak bir evrağınız varsa...
Seçim borusu çaldı...
“Solda” bugüne kadar rahat bırakılan ipler, sıkılaşacak şimdi. Eleştirilere tahammül azalacak, farklılıkların sorgulanmasına kızılacak, sürüden ayrılan kınanacak...

16 Ocak 2013 Çarşamba

Onur ve Özelleştirme



Kıbrıslı Türkler olarak, “onur” duygumuzu kaybetmek tehlikesiyle yüz yüzeyiz...
Dışımızda sert bir kabuk, içimiz ise ha boşaldı ha boşalacak...
Utanç, pişmanlık ve üzüntü gibi duygulanımlar uğramıyor bize uzunca bir zamandır. Utanmak yerine kızmayı ve küsmeyi tercih eder olduk. Bağırmayı, tepki göstermeyi, feveran etmeyi bir savunma mekanizmasına çevirdik...

9 Ocak 2013 Çarşamba

Sendikal Platform



“Segui il tuo corso e lascia dir le genti
Sen yolunda yürü ve bırak ne derlerse desinler”
Dante / İlahi Komedya

Toplantı yapıp karar alması en sıkıntılı ortam hangisidir bugünlerde sizce?
Fikirlerin çatıştığı, kişilerin atıştığı, görüşlerin yarıştığı ortam hangisidir?
Bazı üyelerinin “hangisini yapsak en doğrusu olur acaba” diye tereddüt ettiği, başka bazı üyelerinin “mutlaka şöyle yapmalıyız” diye ısrar ettiği ortam hangisidir acaba?

2 Ocak 2013 Çarşamba

Yeni - Yepyeni - Yepizyeni



“O, yalnız ağaran tan yerini görüyor / Ben, geceyi de...
Sen, yalnız geceyi görüyorsun / Ben, ağaran tanyerini de...”
Nazım Hikmet

Çağımız, “yeniye övgü” çağıdır...
Yeni olan makbuldür, kıymetlidir, arzu edilirdir...
Yeni olan iyidir, güzeldir, değerlidir.

1 Ocak 2013 Salı

Neden “Başka Bir Kültür”?



Baraka Kültür Merkezi kurulduğu günden bu yana birçok sloganla anıldı: Köpek yarışları protestolarında “Barışa Evet, Köpek Yarışlarına Hayır”, Çağlayan Parkı mücadelesinde “Ankara Değil Lefkoşa”, 8 Mart’larda “Şiddet Erkeklikse Bizler Erkek Değiliz”, 1 Mayıs’larda “Bağımsız Kıbrıs Tek Yol Devrim”, 14 Ağustos’larda “Evine Dön Ayşe”, 1 Eylül’lerde “Barış Bizlerin Ellerindedir”, Argasdi logosu altında “Her Şey Herkese Kendimize Hiçbir Şey”, Toplumsal Varoluş Mitingleri’nde “Ankara Elini Yakamızdan Çek” ve daha onlarca eyemde yüzlerce slogan kullandı Baraka...