Elektrik faturalarına Bakanlar Kurulu tarafından yapılan
%30’a yakın zamdan sonra halkın zamlara nasıl bir yanıt vermesi gerektiği
konusunda halen sürmekte olan bir tartışma başladı...
Bazı çevreler bu insafsız zamma, zamlı elektrik
faturalarını ödemeyerek yanıt verilmesi gerektiğini savunuyor. Bu görüşe göre,
hükümet tarafından yapılan zammın tek bir amacı var; faturalarını ödemeyen
büyük sermaye çevrelerinin ve hükümetin kendi ödemediklerini halka ödetmek...
Bu yüzden eğer halk birlik olur ve faturaları ödemezse,
hükümetin oyunu bozulacak, sonuçta da zam geri alınacak!!!
Öncelikle şunu söylemek gerekiyor; her eksik veya yanlış
düşünce gibi; bu düşünce de içerisinde gerçeğin bir kısmını barındırıyor...
Ama sadece bir kısmını...
***
Elektrik Kurumu’nun uzun bir süreden beridir
özelleştirilmek istendiğini hepimiz biliyoruz. Ancak zamları ve bu zamlara
vereceğimiz yanıtı düşünürken nedense bu bilgiyi değerlendirme kriterlerine
dahil etmeyenler, ayrıksı, kendi halinde ve yalıtık bir veri olarak görenler
var...
Hükümetin faturaları zamlandırarak halkı yıldırmayı,
bezdirmeyi, kurumu yıpratmayı ve muhalefet içerisinde karışıklık çıkarmayı
hedefliyor olabileceği nedense pek hesaba katılmıyor...
“Kurum özelleştirilsin mi” sorusuna “hayır” yanıtı
verecek birçok insan, zamlar karşısında rahatça “büyük sermaye ödemiyorsa biz
de ödemeyelim” diyebiliyor...
Peki ya amaç zaten buysa?
Peki ya amaç, bu zam karşısında “yeterince keskin” olamayan
sendikaları halkın gözünde yıpratmaksa...
Peki ya amaç, bu zamma yeterince etkili bir “ödememe”
eylemi gerçekleştiremeyen halkın “bizden bir şey olmaz” duygusu ile moralini
bozmaksa...
Peki ya amaç, zamlı faturalar ve etkisiz eylemlerden
sonra iyice yıpranan kurumun elden çıkarılmasına büyük bir çoğunluğun onay
vermesini sağlamaksa?
Hükümetin kurumu elde tutmak istediğini düşünürsek
anlamlı olabilecek bir eylemdir “ödememe” eylemi...
Peki ya hükümet kurumu elde tutmak istemiyorsa?
***
Uzun soluklu ve toplumsal sorumluluk çerçevesinde düşünen
hiçbir örgüt böylesi bir “ödememe” kampanyasına çağrı yapmaz... Çünkü böyle bir
kampanyanın muhtemel olumsuz sonuçları, muhtemel olumlu sonuçlarından çok çok
daha ağırdır...
Halkın böylesi bir çağrıya kitlesel bir katılım
göstermesi durumunda dahi, kurumu elbirliği ile batırma olasılığımız var...
Ya zaten hazır tarafı olan hükümet, ödenmeyen faturaların
birikmesi ile kurumu iflasa terk etme niyetindeyse?
Bunu kim, nasıl telafi edecek?
Faturalar ödenmediği zaman, hükümetin geri adım
atacağının ve zammı geri alacağının garantisini kim veriyor?
Zaten elden çıkarmak istedikleri bir kurumun iflasından
korkacaklarını düşünmek ne kadar gerçekçi?
Sivil itaatsizlik çağrısının, yani faturaları ödememe
eyleminin; ‘KTHY kapatılmasın diye KTHY’den bilet almama eylemi’ yapmaktan ne
farkı var?
***
Konunun bir yanı buyken, diğer yanı ise “çağrı”lardaki
ciddiyetsizlikle ilgili...
Çağrıyı yapan hemen her örgüt belli bir kitleye sahip
olmasına rağmen; “biz ödemiyoruz” demek yerine süreklli topu başkalarına
atıyor...
“Ödenmemeli”, “sendikalar çağrı yapsın da ödenmesin”...
Gemiyi karadan yönetmeye meraklı olan çoktur
toplumumuzda...
Çünkü “ödemeyin” demekle bitecek bir mesele değil bu...
Sıradan insanların elektriklerinin kesilmemesi için
El-Sen ikna edilmeli... En azından her kesilme kararı sendikanın onayından
geçtikten sonra filiyat kazanmalı...
Kesilen elektriklerin kaçak bağlanması için ekipler
oluşturulmalı... Bu ekipler çocuğunu okuldan aramak, akşam mangal yapmak veya
haftasonu tatile çıkmak gibi şeylerle değil elektriği kesilen halkın
elektriğini kaçak olarak bağlamakla uğraşmalı...
Hem de her yerde...
Lefkoşa’da, Girne’de, Omorfo’da, Mağusa’da, İskele’de...
Kesmeyi reddedene, kaçak bağlattırana ve kaçak bağlayana
uygulanacak hukuki yaptırımlarda hazırda avukatlar olmalı...
Var mı böyle bir hazırlık? Yok...
Sendikalar yapsın! Biz de bildiri yayınlayalım ve
sızlanalım...
Peki, faturalarını ödemeyen büyük sermaye kuruluşlarının
adı sanı, yeri yurdu belliyken, “zamlı elektrik faturalarını ödemeyelim”
diyenlerin kaç tanesi bu kuruluşları boykot ediyor?
Kaçının çocuğu Yakın Doğu’da mesela?
Oysa sivil itaatsizlik ciddi bir eylemdir. Öyle bir
bildiri yazıp, gazetenin birinin de manşet yapmasıyla olacak bir şeyden
bahsetmiyoruz...
Örgütlülük, disiplin ve uzak görüşlülük gerektiren bir
fiilden bahsediyoruz...
***
Peki % 30’a yakın bu elektrik zammına karşı ne yapalım?
Sermayenin ödemediği elektrik faturalarını halka ödeten,
kurumu özelleştirmek için yıpratmaya çalışan ve halkı yoksullaştıran bu zamma
nasıl yanıt verelim?
“Hele dik tut
başını önce / haykır yıkılmadığını, tükenmediğini / yüreğindeki yalım nasıl
olsa / korlaştırır zamanın çeliğini / sen önce öfkenin adını koy / yanıltmasın
yüreğini”
Önce öfkemizin adını koyacağız...
Bir kere bizim sorunumuz Kıb-Tek ile değil... O
halkımızın sahip çıkılması gereken bir değeri...
Evet sendikal muhalefetin ciddi sorunları var... Ama
sendikalar hala bağımsızlık mücadelemizde en ciddi silahlarımız...
Bizim sorunumuz AKP ile, AKSA ile, TC ile ve ona çanak
tutan içimizdeki işbirlikçilerle en başta da hükümetteki işbirlikçilerle...
Bu yüzden de kendi kurumumuza, kendi müttefiklerimize
değil; ONLARA zarar verecek eylemler yapmalıyız...
***
Bugün sabah Mağusa ve Lefkoşa’da Baraka aktivistleri
kavşaklardaydı... ASFALYALARIMIZ ATIYOR diye haykıran pankartlar
tutuyorlardı...
Bugün farketmedinizse; yarın ve öbür gün daha dikkatli
bakın, çünkü gene oralarda olacağız...
Gene bugün, Sendikal Platform ile birlikte hem
Başbakanlığa hem de TC Elçiliği’ne bir muhtıra veriyoruz...
Yeter mi bunlar? Yetmez elbet...
Elektrik zammına olan tepkiyi, büyüyen bir toplumsal
muhalefet sürecine dönüştürmek gerek...
Önümüzdeki hafta bir dizi eylem ile kendi katkısını
sunacak Baraka bu sürece...
Ve 29 Kasım Cuma akşamı Başbakanlık önüne gideceğiz,
sırtımızda battaniyelerimizle... Mumlarımızı da Başbakanlığın kapısına
dikeceğiz hep birlikte...
Egemenler planlarını kısa vadeli yapmıyor... Bu yüzden
bizim yanıtlarımız da uzun soluklu olmalı...
Bu konu daha da tartışılmalı...
***
Uzun sözün kısası...
Ben Kıb-Tek’in özelleştirilmesini istemiyorum...
Hem zammın geri alınmasını sağlamanın hem de kurumu elde
tutmanın mümkün olduğuna inanıyorum...
Kestirme yollara değil, halkın örgütlü gücüne
güveniyorum...
Bu yüzden faturamı ödüyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder