28 Ağustos 2013 Çarşamba

Kültür Dairesi ve Baraka, Gene!



Evet gene!
İki yıl kadar önce de anmıştım Kültür Dairesi’nin namını...
Bir de müdürü vardı Daire’nin...
Bilmem hatırlar mısınız adını?
Derviş Beyit...
Daire’nin müdürü değişti ama bizimle başları hala dertte...
Bu yazı kaleme alınıyor işte bu sebeple...

14 Ağustos 2013 Çarşamba

“Dün Erkendi, Yarın Geç; Zaman Tamam, Bugün!”



Bu yıl dördüncü kez 14 Ağustos’ta eylemde olacağız...
İlk iki yılında Anti-militarist Barış Harekatı adı altında bir eylem birlikteliği şeklinde gerçekleşen bu anlamlı etkinlik geçtiğimiz yıl bir bölünmeye sahne olmuştu...
Birçok insan için anlamsız ve gereksiz bir bölünmeydi bu...
Aslında bizim için de o günlerde kaçınılabileceğini düşündüğümüz bir olaydı...
Ama yaşananlar ortaya koydu ki, böyle bir bölünmeden kaçınılabileceğini düşünmekle yanılmışız o vakitler...

7 Ağustos 2013 Çarşamba

Elçi ve Biz



Latin Amerika’da yaygın bir söz vardır...
Derler ki, “Bu kıtada bütün ülkelerde darbe olur sadece ABD’de darbe olmaz. Çünkü Washington’da bir ABD Elçiliği yoktur...”
Bunun hiç de abartılı bir deyim olmadığını biraz haber okuyan herkes biliyor. Örneğin 2008’de darbecilerle birlikte çalıştığı anlaşılınca kovulmuştu ABD Elçisi Bolivya’dan... ABD de misilleme olarak Bolivya Elçisi’ni ABD’den kovunca, Venezüella destek çıkmış ve o da kovmuştu ABD Elçisi’ni...
Yani elçi, elçilik deyip geçmemeli, elçilik işi önemli, elçilik işi hassas...

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Acısıyla Tatlısıyla Bir Ada - Türkçe Baskıya Önsöz



Kıbrıs adası, tarihi boyunca istilalara uğradı, dış güçler tarafından yönetildi ve kendi bağımsız gelişme dinamiğine sahip olamadı. Bunun sebebinin, adanın Doğu Akdeniz’in stratejik bir bölgesinde bulunması ve her dönemin hegemon gücü için yaşamsal çıkarlara sahip coğrafi konumu olduğu biliniyor. Kıbrıs üzerinde Fenike, Roma, Arap, Ceneviz, Bizans, Venedik, Lüzinyan, Osmanlı ve İngiliz hakimiyetleri biribirini takip ederken; adaya egemen olan güçlerin sırası ile bölgede hegemonyasını pekiştiren güçlerin sırasının örtüşmesi tesadüften ibaret değildir. Ada öylesine stratejik önem arzetmektedir ki, bölgeye hükmetmek isteyenin Kıbrıs’ı elde bulundurması neredeyse kaçınılmaz bir zorunluluktur.