26 Temmuz 2017 Çarşamba

Fonculuk, Akıncı ve Özeleştiri

Geçtiğimiz hafta yazdığım “Gerçeğin Çölüne Hoşgeldiniz: Çöken Sadece Müzakere Süreci mi?” başlıklı yazı sonrası, bazı dostlardan gelen çeşitli sorularla karşılaştım. Buradan bu soruların yanıtlarını tartışmamız, benzer soru işaretleri olan kişilere de ulaşmak için sağlıklı olabilir.
Öncelikle, okuma fırsatı bulamayanlar için özet olarak geçtiğimiz hafta ne yazdığıma değinelim: Yazı Crans Montana sürecinin çökmesi ile birlikte, “bütünlüklü çözüm” adına toplumsal muhalefeti baskılayan kesimlerin yaşadığı travmaya odaklanıyordu.

19 Temmuz 2017 Çarşamba

Gerçeğin Çölüne Hoşgeldiniz: Çöken Sadece Müzakere Süreci mi?

Crans Montana’da yaşanan çöküşten sonra neler olacağına dair çeşitli senaryolar, B planları, öngörüler, tahminler, arzular, korkular her yanımızı kaplamış durumda...
Şöven kesimler, yaşanan demoralizasyon ve gerilimden faydalanarak “TC ile entegrasyon”, “ilhak”, “kktc’nin tanınması” veya “konfederasyon” gibi eski tezlerini ısıtıp tekrar piyasaya sürdüler...
Görüşme sürecini gelir ve statü kapısı haline getirip yıllardır yaşanan tüm fiyaskolardan ders çıkarmadığı halde hala “uzman” kabul edilen kesimler de, yeniden dirilişleri için bu şöven kesimlere bel bağlamış durumdalar. Nasıl mı? Gelin bir bakalım...

12 Temmuz 2017 Çarşamba

SÖZDE ÇALIŞMA YASAĞINA DAİR: NERESİ DIŞARISI NERESİ İÇERİSİ?

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın dün yayınladığı kararla, saat 12.00'dan itibaren dışarda çalışmanın yasaklandığı sanılıyor. Oysa gerçek böyle değil ve kamuoyu yanıltılmaktadır. Yasaklanan güneşin altında çalışmaktır. Örneğin bu resimdeki inşaatın gölge kısımlarında harç yoğurmak, tuğla taşımak, sıva yapmak serbesttir.
Alınan karar aynen şöyle:

5 Temmuz 2017 Çarşamba

Başka Bir Laiklik Mümkün mü?

Yükselen dinsel gericilik karşısında nasıl bir mücadele yöntemi izlemeliyiz?
Genel olarak bu soruya verilen yanıt, dinsel gericiliğin karşısına konabilecek tek gerçekçi alternatifin “laiklik” olduğu yönündedir. Bu bir yanıyla doğru bir yanıttır. Ancak bu yanıtta eksik olan “nasıl bir laiklik?” sorusuna cevap vermeyi ihmal etmesidir. Çünkü sanıldığı gibi, laiklik herkes için aynı anlama gelmez!

1 Temmuz 2017 Cumartesi

Kıbrıs Sorununda Değişmeyen ne?

Değişim evrensel bir olgudur ve hareket yaşamın temelidir. Her şey değişir, başlayan her şey biter ve biten her şeyden yeni bir şeyler başlar. Olaylar, anlarla değil süreçlerle tarif edilebilir ve süreçler birbirlerinin içine geçerek doğar, gelişir, sona erer ve başka biçimlerdeki yeni süreçlerin başlangıcına vesile olur.
Ortaçağın bitişinden ve bilimsel düşünme yönteminin egemen olmasından bu yana bildiğimiz ve kabul edilegelen gerçekler bunlar.
Peki üç kuşak insanımızın hayatını zehir eden, en az altmış yıldır sürdüğünü bildiğimiz Kıbrıs sorunu niye değişmiyor?