29 Kasım 2018 Perşembe

Ücretli Emek ve Çelişkiler!

Ülkemizde devlette çalışan insanların solcu olamayacağını, kamu emekçilerinin devleti sorgulayamayacağını, işgal karşıtı bir tutum takınamayacağını, bunu yapmanın bir çelişki olduğunu düşünen ve solcu sayılan sendikacılar var. Onlara göre: “Devlette çalışıyorsan devleti savunacaksın; devleti savunmayacaksan, devlette çalışmayacaksın!” Bu noktadan “ya sev ya terk et” durağına sadece bir adım vardır!
Bu sığ düşüncenin hiçbir orijinal tarafı yok. Dünyadaki her ülkede, her patronun birörnek düşüncesidir bu: “Şirketimde çalışacaksan şirketimi savunacaksın; şirketimi savunmayacaksan, şirketimde çalışmayacaksın!”

27 Kasım 2018 Salı

Faşizm Emekçilerin Kanıyla Beslenir, Silahlı Polisi Alkışlamadan Düşün

Devrimciler olarak, yaşanan suç patlamasını salt sızlanma düzeyinde kalacak bir “amananam nolacayık bunçinde” sığlığında eleştirmemeye özen gösterdik… Neden?
Çünkü 1- Bu tip olaylar sızlanmayla çözülmez 2- Sızlanma düzeyinde eleştiri sadece ve sadece polis devleti, gözetim toplumu pratiklerine mazeret olarak kullanılır… Hatta çoğu zaman gerici iktidarlar, baskıyı arttırmak için; bu gibi vakaları ya organize eder, ya gözyumarak cesaretlendirir ya da medya yolu ile abartır/şişirir…

23 Kasım 2018 Cuma

Sokağı Teslim Alamayacaksınız

Kadına yönelik şiddeti birlikte protesto etmek için bize çağrı yapan üst düzey devlet bürokrasisi sizce samimi olabilir mi? Bu ülkede şiddet önleme merkezleri kurmayan kimdir? Bu ülkede devlet tarafından yürütülen tek bir sığınma evi olmayışının sorumlusu kimdir? Bu ülkede din işleri dairesinin bütçesinin, sosyal hizmetler dairesi’nin bütçesini kat kat aşmasının sorumlusu kimdir? Bu ülkede seks köleliğine göz yuman hatta bundan para kazanan kimdir?

22 Kasım 2018 Perşembe

Aman Partimiz Zarar Görmesin!


Geçtiğimiz hafta kktc’nin 35. kuruluş yıl dönümüydü. Bu tarih vesilesiyle birçok eski defter yeniden açıldı ve tarihsel olgular farklı bakış açıları doğrultusunda yeniden irdelendi. Her kesim güncel durumla kıyaslayarak 15 Kasım 1983 tarihinde gerçekleşen olayları yeniden ele aldı ve birçoğu da kendi tarihsel “haklılığının” kanıtlarını halka anlatmaya çalıştı.
Yeniden gündeme gelen eski defterlerden biri de 15 Kasım 1983 tarihinden önce, kktc’nin ilanına karşı olan kesimlerin, 15 Kasım günü Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisi’nde oy birliği ile alınan ilan kararına nasıl olup da “evet” dediği oldu.

15 Kasım 2018 Perşembe

Ölüm ve Olgunluk

Sonay Adem ve Hulus İbrahim birer hafta arayla yaşamlarını kaybettiler. Birinin gidişi sessiz sedasız oldu, diğerinin ölümü günlerce konuşuldu.
Ölüm, özellikle ölenin geride kalan sevenleri açısından çok zor bir olgu. Herhangi bir kişiyi iyi veya kötü insan olarak tanımlamak, o kişinin ardından üzülen, onu seven ve yakını olan insanların varlığı gerçeğini değiştirmez. Yaşamı zorluklarla ve özveriyle geçmiş bir kişinin ardından üzülenler, yaşamında gelecek kuşakları olumsuz etkileyecek bir çok şey yapmış bir kişinin ardından üzülenlerden daha az olabiliyor. Çoğu zaman da böyledir zaten…
Kimin ardından kaç kişinin üzüldüğü veya hangilerinin gerçekten üzüldüğü, hangilerinin modaya uyduğu, hangilerinin ölümün acı gerçekliği karşısında eski defterleri bir yana kaldırdığı bilinebilecek, değerlendirilebilecek veya üzerine yorum yapılabilecek şeyler değil. Kimsenin de haddi değil. Ama ölenin yaşamında yaptıklarının ölüm tarafından unutturulmasını beklemek de mümkün değil…

13 Kasım 2018 Salı

Derinya ve Aplıç Yetmez, Tüm Kıbrıs’ı İstiyoruz


Bugün Aplıç ve Derinya bölgelerinde karşılıklı geçiş için yeni noktaların açılmış olmasını tüm halkımız gibi Bağımsızlık Yolu olarak biz de memnuniyetle karşılıyoruz. Bu geçiş noktaları hem ekonomik anlamda halkların kaynaşması ve esnafın rahatlaması için önemli bir adımdır hem de barışa yönelik ciddi bir ilerlemedir. Geçiş noktalarının açılmasını, her iki halkın demokratik kitle örgütlerince yürütülen ısrarlı mücadelenin bir ürünü olarak selamlıyoruz.