30 Haziran 2015 Salı

Sendikalaşma ve ILO Sözleşmeleri

Özel sektördeki emekçiler, en keyfi şekilde, güvencesiz çalışma koşullarına maruz bırakılıyor... Yıllardır devam eden bu durum Bağımsızlık Yolu'nun SENDİKASIZ ÇALIŞTIRILMAK YASAKLANSIN kampanyası ile çığlığa dönüştü. Öyle ki, bir süre sessiz kalan "işçi dostları" baktılar ki 'rüzgar dinmiyor', "bari, yönünü değiştirelim" demeye başladılar.
Şimdi, "ILO sözleşmelerinde yeri yok, OLMAZ"

27 Haziran 2015 Cumartesi

Kitap Eylem Yapar mı? Şiddet Mevsiminin Saklı Tarihi

Niyazi Kızılyürek’in Heterotopia Yayınları’ndan çıkan son kitabı “Şiddet Mevsiminin Saklı Tarihi”, daha bitirmeden size bir eyleme katılmış hissi uyandıran ender eserlerden birisi. Niyazi Kızılyürek, Kıbrıs ve şiddet üzerine çalıştığı daha büyük bir projenin özel bir bölümünü işlemiş bu kitapta; böylece hem tarihimizin saklı kalan önemli bir boyutunu önümüze sermiş, hem de samimi bir yüzleşme için önemli bir tartışma zemini sunmuş...

24 Haziran 2015 Çarşamba

Beleş Deniz: Hele Durun, Daha Bunlar İyi Günleriniz

Anayasal hakkını kullanıp denize beleş girmek isteyen eylemciler konuşuluyor bir süredir…
Çığ gibi büyüyen bir desteğin arasından bazı dudak bükmeler, eleştirel yorumlar da görülmüyor değil…
Huyum kurusun, ne zaman kitlesel bir coşku sarmalı ile karşılaşsam, aykırı seslere odaklanırım…
Çoğunluğun manipüle edilmiş olma olasılığını görmezden gelmek istemem, farklı olanın, sesi az çıkanın haklı olabileceği ihtimalini göz önünde tutmaya çalışırım…
1990’larda genç olmaktan kaynaklı bir alışkanlıktır belki de…
Belki de adı yenilgi ile özdeşleşmiş bir fikriyatın inatçı müdavimi olmamdan gelen bir refleks…

17 Haziran 2015 Çarşamba

Yasaya Neden “GÖÇ Yasası” İsmi Verilir?

Yenidüzen Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Cenk Mutluyakalı, “GÖÇ demeyiniz şu yasaya, ne olur!” isimli yazısı ile emekten yana çevrelerden birçok tepki aldı. Ancak tartışma çok boyutlu bir tartışma olduğundan ve Cenk Mutluyakalı’nın yazım tarzı ise bütünlüksüz değinmelere dayalı bir imalar toplamı olduğundan tartışmada eksik kalan bir çok nokta var…
Ne yazık ki, bu durum ülkemizdeki tartışma kültürünün doğal bir sonucu: İfade edilen fikir olabildiğince muğlak, parçalı ve duygulara dayalı olarak ortaya konuyor… Ardından gelen yanıtların belli bir bölümü üzerinden manipülasyon yapılarak, bir noktadan sonra “kırılıp susma” yolu ile konu kapanıyor. Ta ki, sonuca bağlanmaması özenle sağlanan tartışma aynı argümanlarla tekrar açılana kadar…

10 Haziran 2015 Çarşamba

Seçim Notları: Mutlak İktidar Mutlaka Yıkılır

Türkiye’de yaşanan 7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından; Kıbrıs’tan bazı ufak notlar, gözlemler, tespitler, düşünceler…

* Öncelikle, “size ne TC’nin seçimlerinden” diyenler var… Onlara iki cevabımız olacak…
i) Öncelikle sadece TC’deki değil, dünyanın her yerindeki emek mücadeleleri bizi ilgilendiriyor. Venezüella’daki de, İspanya’daki de, Yunanistan’daki de, Filistin’deki de… Dünyanın hangi coğrafyasında emekçiler, halklar daha özgür olursa, bunun başka yerlere de yansıması, olur, olacaktır, olmaktadır…
ii) Türkiye’de nükleer santral yapılması, Türkiye’nin Kıbrıs’ta kooridnasyon ofisi kurması, her köye iki cami yapılması bizi ilgilendiriyorsa, ki ilgilendiriyor, elbette tüm bunları yapan otoritenin gerilemesi de bizi ilgilendirecek…

3 Haziran 2015 Çarşamba

Boykot’un Mantığı

Boykot, sadece seçim dönemlerinde uygulanabilecek bir faaliyet değildir…
Bizim ülkemizde etkin olarak uygulanmış başka herhangi bir biçimi olmadığından, birçok insan tarafından sadece seçimlerle ilgili sanılsa da, dünyada birçok etkili boykot örneği seçim dışı süreçlerle bağlantılıdır aslında...
Hapishanelerde uygulanan kıyafet giymeme boykotları, yemek yememe (açlık grevi), marka boykotları, gazete boykotları, firma boykotları ve resmi kurumlara karşı yürütülen halk boykotları gibi etkili boykot biçimleri vardır.
Seçim boykotları ise yöneticileri seçme hakkının halk eli ile yürütülmesinin yaygınlaşması sonucu gündeme gelmiş, nispeten yeni bir olgu…