31 Ağustos 2011 Çarşamba

Bayram Coşkusu



İki “bayram” birden yaşadık dün... Biri “milli bayram”, diğeri “dini bayram”...
Hem tanklar yürüdü hem dualar okundu.
Hem silahlar sergilendi hem İslam’ın huzur ve barış dini olduğu anlatıldı.
Hem paşalar gururlandı hem hocalar onurlandı.
Tam Türk-İslam sentezine uygun bir gün geçirdik kısacası...
İsteyen Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’na koştu elinde bayrağı, isteyen bayram namazına...
Kimsecikler kıskanmadı kimsecikleri herkes mutlu oldu!
Bırakın iki bayramı, siz içinizde tek bayramlık olsun coşku hissettiniz mi?

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Şimdi Bir Yola Daha Giriyoruz



Bir grup arkadaştık. Bazı şeylerden rahatsızdık. Bir şeyler yapmak istiyorduk. Farklı bir şeyler... Gün aşırı bir bildiri, senede üç dört eylem ve her dakika hamaset bize hitap etmiyordu.
Şimdi yalan söylemeye gerek yok... Kendimizi de pek bir beğeniyorduk. Etrafımızdakilerin çoğu ya “pasifist”, ya “reformist”, ya “AB’ci”, ya “sekter” ya da “parlementocu”ydu!
Şimdi yalan söylemeye gerek yok... Gerçekten de öyleydiler. Ama nedendir bilmem, belki gençliktendir belki beğenmediklerimize benzediğimizden, biz buna üzülmüyorduk, seviniyorduk!

17 Ağustos 2011 Çarşamba

19 Temmuz ve Hukuk!



Kıbrıslı Türkler demokrasiyi içselleştirmiş, yasalara saygılı ve barışçıl yollardan kendilerini ifade etmeyi bir kültür haline getirmiş insanlardır.
Bunun istisnası yok mu? Elbette vardır. Ama özellikle politik/siyasal meselelerde, farklı fikirlerin barışçıl bir şekilde yan yana bulunabilmesi açısından dünyada ender bulunan bir noktada olduğumuz da gerçek.
Ancak bilindiği gibi son zamanlarda Polis Teşkilatı, bu durumu değiştirmek için kolları sıvamış durumda.

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Perde Aralığından



İbrahim Aziz’in iki dilli olarak basılan yeni kitabı “Perde Aralığından”ı okudunuz mu? Eğer okumadıysanız, bir solukta okunacak bu kitabı mutlaka okumanız gerekiyor.
İbrahim Aziz, Kıbrıslı Türk solunun mücadele tarihindeki önemli bir boşluğu doldurarak, Derviş Ali Kavazoğlu’nun Cumhuriyet Gazetesi yazarları ile olan ilişkilerinin üzerine ışık tutuyor.
Esas itinbariyle kişisel tanıklıklara dayalı olan kitapta, ilk kez gün yüzüne çıkan bazı belgeler de bulunuyor.

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Kıbrıs Türkü Ne Demektir?



Dil, insan toplumlarının uygarlık safhasında geliştirdikleri en önemli sosyalleşme araçlarından birisidir. Çeşitli toplumların kullandığı kelimeler, kavramlar, cümle kalıpları aynı zamanda o toplumların düşünme biçiminin, yaşam şeklinin bir yansımasıdır.
Denilebilir ki; toplumlar nasıl yaşarlarsa öyle konuşurlar. Örneğin Eskimo dilinde kar yağışının çeşitli biçimleri için yüzlerce kelime vardır. Oysa Türkçe’de tipi, lapa vs. diye saysak saysak en fazla 15-20 kelime bulabiliriz. Eskimolar açısından yaşadıkları iklim, evlerinin yapısı, sosyal hayat, ekonomi vs. için merkezi önem arz eden kar yağışı, bizim için bu kadar merkezi olmadığından yağan karın biçimlerindeki farklılıkları algılamamız da bunu ifade etmemiz de daha sınırlıdır. Kısacası dil, toplumsal yaşamın ayrılmaz bir parçası, toplumsal pratiğin net bir yansısıdır.

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Kıbrıs’ta Sosyalizmin Evrenselliği ve Yerelliği



Gaile Dergisi’nin 122. Sayısında Cemal Mert imzası ile yayınlanan “Kıbrıs’ta Sosyalist Mücadele Geleneği ve İthal Sosyalist Kültür” başlıklı yazı, ülkemiz solunun kendi tarihini öğrenmesi ve köklerini bulması noktasında önemli bir uyarı içeriyor. Tüm dünyada tarih bilinci sol açısından salt bir bilgi yığılmasından öte bir anlama sahip olmuştur. Tarih, geçmiş deneyimlerden çıkarılan dersler ve geleceğe dair bir çıkarsamalar alanı sunması bakımından her zaman bugüne dair bir olgudur. Bu yüzden de ne zaman nerede ne olduğundan öte bir geçmiş değerlendirmesi boyutu taşır. Sol açısından geçmişin değerlendirilmesi, geleceğin inşasından ayrı düşünülemez. Ve elbette, akademik kaygılar bir yana, geleceği kurma iddiası olmadan geçmişi bilme kaygısı ortaya çıkmaz. İşte tüm bu sebeplerle Kıbrıs’ta sol iddia taşıyan her kişi ve örgütün, dünya devrimci pratiği kadar Kıbrıs devrimci, sosyalist, demokrat pratiğini de bilme çabası içinde olması beklenir, istenir bir durumdur.