29 Temmuz 2015 Çarşamba

Hükümete Güvenmek

UBP-CTP hükümeti Meclis’ten güvenoyu aldı. Toplam milletvekili sayısı 39 olan iki parti, hükümet kanadından 4 vekilin katılmadığı bir bileşimde 35 oy çıkardılar. Böylece ne CTP ne de UBP’nin içinden “çatlak ses” çıkmadan bu badire de atlatıldı...

22 Temmuz 2015 Çarşamba

UYUYAN “MEMURLAR” VE UYANIK PATRONLAR

Ne zaman işyerine girip bir şey alacak olsam, kamuda çalışanlarla ilgili hazırda bir espirisi vardı…
– “Noldu, sizin mesai saatleri gene mi değişti?”
– “Yoo… Neden?”
– “Hiiiç… Geçen gün Maliye Bakanlığı’nı aradım, bir işim vardı. Çaldı çaldı kimse açmadı da, değişti sandım… Uyurdu herhalde görevli memur… Eh bu sıcakta ben aptalım oşu çalışırım… Ha hah ha…”
Şakacı, komik bir adamdır kısacası ve esprilerini de hep kamu çalışanları üzerinden seçer…
“Sen Çalışma Dairesi’nde mi çalışırdın, yoksa Çalış ma Dairesinde mi?”
Ve bunun gibi yaratıcı espriler!

15 Temmuz 2015 Çarşamba

UBP, CTP, Yaşlılar ve Çocuklar

UBP ile CTP’nin bir koalisyon hükümeti kurması olasılığı özellikle solda ciddi bir tepki ile karşılaştı...
Bu tepkinin farklı versiyonları mevcut: Şaşıranlar, kızanlar, sevinenler, hayal kırıklığına uğrayanlar, normal karşılayanlar, savunanlar ve bence en ilginci şaşıranları küçümseyenler var...

8 Temmuz 2015 Çarşamba

ASGARİ ÜCRET, ÖZEL SEKTÖR VE SENDİKALAR

Özellikle sendikasız çalışan ve maaşı konusunda patron ile pazarlık yapma şansına sahip olmayan özel sektör çalışanları için yaşamsal önemi bulunan Asgari Ücret son altı yıldır yerinde sayıyor.
Brüt rakamlara kısaca bir göz atalım…
2003: 440 TL, 2004: 627 TL, 2005: 720 TL, 2006: 860 TL, 2007: 950 TL, 2008: 1190 TL, 2009: 1237 TL, 2011: 1300 TL, 2013: 1415 TL, 2014: 1560 TL ve 2015: 1675 TL.
İki yıllık periyotlar halinde gerçekleşen artış ise şöyle:
2003-2005:%63.63, 2005-2007: %31.97, 2007-2009: %30.21, 2009-2011: %5.09, 2011-2013: %8.84, 2013-2015: %18.37
Bu tabloya baktığımızda 2009’dan beridir neredeyse hiçbir artışın yaşanmadığı söylenebilir.

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Bağımsızlık İstemek Milliyetçilik midir?

Baraka bağımsız ve halkları kardeş bir Kıbrıs istediği, bu uğurda mücadele ettiği için, bazı çevreler tarafından milliyetçi olmakla suçlanmaktadır. Kimisi bunu açık açık, çoğu da gizli saklı yapsa da; Baraka’nın etki alanı, etkinliği, gücü arttıkça bu tür söylemler de artmakta...
Peki bağımsızlık istemek gerçekten de milliyetçilik midir?
Baraka’nın değerleri arasında ‘bağımsızlık’ ve ‘enternasyonalizm’ vardır(1). Bu iki değer birbiri ile çelişiyor mu?

Birlik: “Che Kıbrıs’ta Yaşasaydı!”-Münür Rahvancıoğlu

Birlik, sol için kuru bir slogandan ibaret değil; sosyalist pratiğin üzerine kurulduğu, yüzlerce yıldır milyonlarca insanın uğruna bedel ödediği yaşamsal ve vazgeçilmez bir değerdir. Başarıya ulaştığında, sonucu devrimdir…
Komünist Manifesto “dünyanın bütün işçileri birleşin” sloganıyla biter…
Sosyalistler her tarihsel dönemde ve her coğrafyada halkın parçalanmış, birbirine kırdırılmış, düşmanlaştırılmış kesimlerinin birliği için çabalamış, egemenlerin bölücü girişimlerinin karşısında durmuştur.
Faşizm karşısında “birleşik cephe”, ikinci paylaşım savaşında “savaşan güçlerin birliği” olmuştur çağrımız; gençlik mücadelesinde “gençliğin devrimci eyleminin birliği.”
Milliyetçilik karşısında “halkların kardeşliği”ni savunan soldur; çünkü egemenlerin birbirlerine kırdırmaya çalıştığı halklar ancak birlikte olurlarsa güçlüdürler…
Çağdaş feminist hareket tarih sahnesine çıkmadan önce, kadın-erkek eşitliği için kıyasıya mücadele eden; kadınların oy hakkı, eşit vatandaş olarak tanınması ve anayasal yurttaşlık hakkı için hareketi sürükleyen soldur. Çünkü insanlığın yarısı ezilirken, kimse için kurtuluş olamayacağını bilir sosyalistler…
Gençlerin, kadınların, köylülerin, işçilerin, kamu emekçilerinin, ezilen halkların, yaşlıların ve dünyanın tüm lanetlilerinin birliği, solun hedefi egemenlerin kabusudur…