26 Eylül 2012 Çarşamba

Kurultay



Kurultay, büyük toplanma demek...
“Bir kuruluşun, gündemindeki sorunları, temel konuları konuşmak ve yeni kurullar seçmek üzere belli sürelerle veya gerektikçe yaptığı genel toplantı” olarak tanımlanıyor Türk Dil Kurumu’nun Büyük Sözlük isimli eserinde...

19 Eylül 2012 Çarşamba

Havada Farklı Bir Şeyler Var

“Irmakların suyu taşları sürükler
Bir gün silinip yok olur zorbalar
Alır büyüklerin yerini küçükler
Gece uzun da olsa, güneş mutlak doğar” Brecht

Havada farklı bir şeyler var...
Bilmem siz de hissediyor musunuz? Bir tür gerilim, bir şeylerin hazırlığı gibi sanki...
Bakışarak anlaşmış, konuşmadan sözleşmiş diyeceğim birileri...
Onların bildiği ama bizim bilmediğimiz bir şey var gibi...
Arkamızdan fısıldaşıyorlar diye yemin edebilirim şimdi...

12 Eylül 2012 Çarşamba

Hedef Yok, Pusula Çok



Kıbrıs devrimci solu, neredeyse ortaya çıktığı dönemden beridir hedef sıkıntısından muzdarip...
Halkı bizimle birlikte sürükleyecek bir hedefe ihtiyacımız var...
Ama bir türlü böyle bir hedefi tanımlayamıyoruz...
Aslında devrimci sol, tarihinin büyük bir bölümünde bunu önüne bir sorun olarak dahi koymadı...
Bildik sloganlar, popüler söylemler, biçimsel ritüellerle yetindik... sonra da egemenlerin gündemlerinin peşinde sürüklendik...
Görüntüyü kurtarıp, vaziyeti idare ettiğimiz sürece, kendimizi başarılı kabul ettik.
Zaten “kabahatli de biz değildik”...
Suç, Denktaş’taydı! TC’deydi! Eroğlu’ndaydı! Emperyalizmdeydi! Rejimdeydi!
Hatta bizim dışımızdaki solculardaydı, soldaydı!
Bizim dışımızdaki herkes ve her şeydeydi kısacası...
Bir biz kabahatsizdik, temizdik, paktık!

5 Eylül 2012 Çarşamba

Anti-militarizm



Günlük hayatımızın her anı militarist pratikler ile tıka basa doldurulmuş durumda.
Okulda, sokakta, televizyonda, gazetede, markette, orduda, maçta, şurda, burda... Neredeyse her yerde...
Beş yaşındaki çocukların okulda ilk öğrendiği şey sıraya girmek... Ve hemen ardından marşlar, bayraklar, sorgusuz itaat, nedensiz saygı...
Okuldaki süreç; sokaktaki oyunda, televizyondaki programda, gazetedeki haberde, marketteki üründe, ordudaki eğitimde, maçtaki tezahuratta pekişiyor, gelişiyor, yerleşiyor...
Peki militarizm sadece bu saydığımız yerlerin mi bir unsuru?
Verili toplumun temel yapıtaşı olan aile, militarist pratiğin de ilk ortaya çıktığı ortam aslında...
Babaya itaat, büyüğe “saygı”; temellerinden kopartılmış ve nedenleri ile ilişkileri kesilmiş biçimsel ritüeller sarmalı olarak sorgusuz, sualsiz benimsenmek zorunda olunan “gelenekler”...
Beş yaşındaki kızım şahidimdir...