2018 Ocak ayında gerçekleşecek seçimler yaklaşırken,
siyasal alanda siyaset dışı bir heyecan da yaygın bir şekilde karşılık buluyor.
Seçim sürecinin sıkıntılı apolitikliği çeşitli kesimler
tarafından farklı şekillerde ifade edildi: Siyasal partiler ideoloji dışı bir
konuma savrulmuş durumda. En iyi durumda “seçim programı, vaatler listesi” gibi
kes-yapıştırcı bir eklektizmle damgalı metinlere dayalı; en kötü durumda ise
“yayaya şaşaşa”dan ibaret bir parti propaganda süreci yaşanıyor. Adayların çok
büyük bir oranının ise, geçmişte herhangi bir ideolojiye sahip olmayan apolitik
bireylerden oluştuğu ortada. Birçoğunun hayatı boyunca herhangi bir inceleme
kitabı okuyup okumadığı bile belli değil.
Durum böyleyken kişisel tanışıklık, “iyi insan” olma,
ailecek görüşme gibi kriterlerin ön plana çıktığı bir seçim propaganda süreci
yaşanması normal. Elbette tüm partileri aynı kefeye koymak mümkün değil.
Örneğin ideolojiden arılık MAP için geçerli bir argüman değil. MAP açıkça
Türkçü faşizmle damgalı bir parti. Bu net ideolojiyi de gururla taşıyor.