24 Ağustos 2016 Çarşamba

Özelde Patronlara Kaçak Teşviği, Emekçilere Sömürü

UBP-DP hükümeti tarafından özel sektördeki patronlara yapılan son kıyağı duymuşsunuzdur. “Çalışma ve Muhaceret Affı” olarak duyurulan ve ne yazık ki, tam da hükümetin arzuladığı gibi sadece “muhaceret affı” boyutu ile konuşulan iki Yasa Gücünde Kararname’den söz ediyorum…
Muhaceret Affı’nın bu ülkede hemen her partinin hükümetleri döneminde sistematik olarak uygulanan ve çalışma yaşamını her defasında alt üst eden bir tür hukuka uydurulmuş hukuksuzluk olduğunu herkes biliyor, konuşuyor. Ancak “Çalışma Affı” adı altında yürürlüğe giren ve hiçbir süre ile sınırlandırılmış olmadığı için, aslında Yasa’da Meclis’i devre dışı bırakarak yapılmış olan kalıcı değişiklik, çok daha ciddi olduğu halde gözlerden saklanabildi…

Türkiye Solunda Üç Tarz-ı Siyaset

Bir olguyu anlamak için, onun köküne inmek, doğuş ve gelişim koşullarını tahlil etmek gerekir. Türkiye solunun bugününü anlamak da, onun 1960'lı yıllarda ilk kez "iktidarı ele geçirme" iddiasıyla ortaya çıktığı dönemki kuruluşunu anlamakla mümkün... 

10 Ağustos 2016 Çarşamba

ReddetMİYORUZ, Mitingler ve Bundo! Bundo! Bundo!

Annemin liseye gittiği yıllar... Zaman 1950’lerin sonu, 60’ların başı. O tarihlerde öğretmenlerin çoğu Türkiye’den geliyor. Ve Türkiye’den gelen öğretmenler, en çok da Kıbrıslı Türklerin “düzgün Türkçe” konuşmasına özen gösteriyor... Aklımda kaldığı kadarıyla adı Serpil olan bir arkadaşı var annemin. Serpil “düzgün Türkçe” konusunda çeşitli sıkıntılar yaşıyor öğretmenleri ile... El işi öğretmeni de bu konuda en sertlerinden birisi... “Tehellemek” ifadesinin “doğru”sunun “makine çekmek” olduğunu bilmeyen Serpil, “makine mi çektin sen?” sorusuna, “yok hocam vallahi çekmedim makineyi” diye cevap veriyor mesela... Ama olaylar şimdi sandığımız gibi komik bir yolda ilerlemiyor, dedik ya el işi öğretmeni sert!

3 Ağustos 2016 Çarşamba

Kıbrıs Meselesi ve Sınıf Mücadelesi

Son ayların gündemine bakıldığında kökten bir yarılma görülüyor…
Bir yanda bildiğimiz Kıbrıs sorunu, 15-20 Temmuz darbe-işgal süreci, görüşmeler, barış odaklı ve daha çok geleneksel medya eksenli bir akış söz konusu…
Diğer yanda ise, Beleş Deniz, Reddediyoruz, özelde sendikalaşma, ücretsiz eğitim ve ücretsiz sağlık hakkı, asgari ücret, Göç Yasası, emeklilik yaşı, GAÜ maaş krizi ve ölümlü iş kazaları odaklı, daha çok sokak eksenli eylemlilikler toplaşması…

2 Ağustos 2016 Salı

Oblomov; çok özel bir karakter... Okuduğum süre boyunca beni çok farklı duygulanımlara yöneltti. Yer yer kızdım, yer yer onun için endişelendim, kimi zaman umursamadım kimi zaman ise onun için sevindim... Tam anlamıyla bir klasik niteliğindeki bu kitap, 'Oblomovluk' adı verilen bir karakter yapısına da ismini vermiş bir eser. Oblomovluk, öyle alelade bir tembellik veya üşengeçlik değil... Gayet samimi bir tutum, aklı ile duygularının bambaşka yönlere doğru ilerlediği bir huzurlu ölüm hali... Çevremizde bir çok Oblomov var, hatta okurken kendimi Oblomova yakın hissettiğim yönler olduğunu fark ettiğimde çok şaşırdım...