26 Nisan 2017 Çarşamba

1 Mayıs'a Neden Katılmalıyız?

Hiç düşündünüz mü, yılın neredeyse her günü tarihteki birden fazla anılacak, kutlanacak, sevinecek, üzülecek, hatırlanacak olayla dolu… Bir şairin doğum veya ölüm günü; bir savaşın başlangıcı veya bitişi; bir ülkenin kuruluşu, yokoluşu; doğayla, uzayla, bilimle, sanatla, savaşla, barışla, erkeklerle, kadınlarla, çocuklarla, yaşlılarla ilgili en az bir olayın yıl dönümü gelip geçiyor her gün…
Bunların içinde sevgililer günü gibi salt alışveriş çılgınlığı yaratmaya yönelik olanlar da var, Çernobil faciasının yıl dönümü gibi geçmişteki bir felaketi hatırda tutarak bizi uyarmaya çalışanlar da…
Peki 1 Mayıs’ın tüm bu günlerden ne farkı var? Tüm diğer günler gibi olan bu günde neden hepimiz sokakta olmalıyız? Neden 1 Mayıs’a katılmalıyız?

19 Nisan 2017 Çarşamba

Referandumdan Sonra: AB-ABD’ye Karşı Erdoğan

Türkiye’de Erdoğan diktatörlüğünü pekiştirecek referandum tamamlandı. Ciddi şaibelerin ve usulsüzüklerin söz konusu olduğu anti-demokratik sürece dair neredeyse tüm demokratik muhalefet bileşenlerinden protestolar yağıyor.
Onlarca başlıkta özetlenebilecek ve Türkiye Barolar Birliği tarafından da özetlenmiş olan usulsüzlüklerin herkes tarafından bilinen bir tanesi ise iki buçuk milyon mühürsüz oy pusulasının sayım devam ederken geçerli kabul edilmesi oldu. Bir milyondan biraz fazla bir oy farkı ile sonucu tayin edilen bir referandumda, iki buçuk milyon sahte oyun ne anlama geldiğini ise Bilal bile biliyor!
Refrandumun bu şekilde sonuçlandırılmış olmasının ve Erdoğan’ın mevcut konumunu her türlü hile ile devam ettirme kararlılığının tek ürünü ise; Türkiye toplumunun ciddi bir kamplaşma ve gerilim ile damgalanması olmadı. Erdoğan ve Batı arasındaki ilişkiler de her geçen gün gerilmekte...

12 Nisan 2017 Çarşamba

Bir Efsanenin Çöküşü: “Türkiyeliler”

Türkiye’de 16 Nisan tarihinde gerçekleşecek referandum öncesi, yurtdışı oy kullanımları tamamlandı. Bilindiği gibi ülkemizde de yurtdışı oy kullanımı bir kaç seçimdir uygulanmakta... 1 Kasım 2016 seçimlerinde Kıbrıs’tan katılım %34 olarak gerçekleşmişti. Bu son referandum oylamasına katılım ise %41 oldu.
Katılım oranındaki artış, refrandumun hemen her kesim tarafından kritik bir mesele olarak görülmesi ile bağlantılı. Kıbrıs gündemini önüne esas mesele olarak almış örgütlerin ve TC vatandaşlığı olmayan insanlarımızın dahi bu süreçle yakından ilgilendiği, çağrılar yaptığı ve taraf olduğu düşünülürse, katılım oranının artmasının gayet olağan olduğu daha net anlaşılır. Nitekim paralel bir artış tüm yurtdışı oylarında görülebiliyor.
Gene de TC vatandaşlarının Türkiye anayasası ile ilgili bu kritik referanduma katılım oranının %41 gibi düşük bir oranda kalması, üzerinde düşünmeye değer boyutlar barındırıyor.

1 Nisan 2017 Cumartesi

Zaman ve Sınıf Mücadelesi

Bugün neredeyse tüm çalışan insanların üzerinde uzalaşabilecekleri bir talep var: “Daha fazla boş zaman.” Ama belki de “sonsuz” bir boş zaman anlamına gelen “işsizlik”, yukardaki talepte buluşan hiç kimsenin arzuladığı bir durum değil! Günümüzde bir yandan “çalışma hakkı” için mücadele edilirken, diğer yandan da çalışma saatlerinin azaltılarak “boş zaman”ın arttırılması talebi yükseltiliyor. Bu durum bir çelişki midir? Gelin “çalışma ve boş zaman” olgularına daha yakından bakarak bunu düşünelim...