27 Mart 2024 Çarşamba

Bir Demagoji Hikayesi: Zeki Çeler ve 1 Mayıs Tatili!


Demagoji kelimesi Oxford Sözlüğü’nde şöyle tanımlanıyor: bir kimsenin ya da topluluğun duygularını kamçılayarak, okşayarak, ona ya da onlara gerçekdışı şeyler söyleyerek onu ya da onları kendine çekmeye çalışma.

Tanım incelendiğinde bir fiilin demagoji olması için, “duygulara” yönelik bir girişim olması gerektiği açıkça görülüyor. Ancak tanıma göre sadece duygulara hitap etmek değil, söylenenlerin “gerçek dışı” olması da gerekiyor! Yani bir demagog, gerçek olmadığını bile bile insanlara duymak istedikleri şeyleri söyleyen, bunu yaparken duygularını okşayan ve bu yolla kendine destek toplamaya çalışan kimsedir!

Zeki Çeler’in geçtiğimiz gün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olduğu 1 Mayıs 2018-19 için kurduğu “söke söke alıp verdik 1 Mayıs’da özel sektör emekçisine tatilini” cümlesi, tam da bu kavrama denk düşmektedir! 1 Mayıs 2018-2019’da ne olmuştur? Zeki Bey gerçekten de iddia ettiği gibi özel sektör emekçilerinin tatil yapmasını mı sağlamıştır? Bir bakalım…

***

26 Nisan 2018’de Zeki Çeler bir gönderi paylaşarak; “1 Mayıs’ta herkes tatil olsun. Emekçiler gününü tüm emekçiler kutlayabilsin diye görüşmeler başlattık. Birlikte hareket edersek herkes 1 Mayıs’ta off olacak” yazdı. Bu gönderiye “işyerlerimizi kapatmak için bizi zorlayamazsınız” tepkisi gelince, Zeki Çeler geri adım attı ve “zorunluluk yok, çalıştıranlar 1’e 2 ödeme yapacak” diye yanıt verdi!

Sadece dört gün sonra, 30 Nisan 2018’deki açıklamasında ise, süpermarketlerle yaptığımız istişare çerçevesinde bu yıl ilk kez emekçilerimiz saat 11’e kadar çalışacak, daha sonra süpermarketlerimiz kapanacak ve çalışanlar tatil yapacak” diyen Çeler, “lütfen siz de yarın saat 11.00’den sonra açık olan işletmelere gitmeyin dedi.

“Herkes tatil olsun” ve “herkes off olacak”tan, sadece süpermarketler hakkında, onların da 11:00’a kadar açık olacağını itiraf ederek ve bazılarının da hiç kapatmayacağını bilerek konuşmaya geçmek için sadece dört gün yetmişti! Aynı gün Lemar Süpermarket müşterilerine SMS göndererek, UKÜ, DAÜ ve ODTÜ mağazalarının gün boyu açık olduğunu duyurdu! Üstelik Lemar, Zeki Çeler’in ricasına olumlu yanıt verdiği gerekçesi ile ismiyle teşekkür ettiği marketler arasındaydı!

1 Mayıs 2018  günü başta inşaatlar olmak üzere bir çok iş yeri açıkken, Mağusa’da bir paket servis emekçisi görev başında iş kazası geçirdi! Zeki Çeler ise o saatlerde Halil Falyalı’nın otelinden fotoğraflara poz veriyordu!

2 Mayıs 2018’de Zeki Çeler yeni bir açıklama yaparak, “1 Mayıs’ta çalıştırılan personel 1’e 2 ödenmeli” dedi. “Herkes tatil olacak”tan, “1’e 2 ödenmeli”ye geçiş için altı gün yetmişti!

Mayıs ayı bitip de tatil masalı gibi, “1’e 2 ödeme” masalı da fos çıkınca; Zeki Çeler konuyu yine değiştirdi ve 22 Haziran 2018’de sosyal medya hesabından yeni bir açıklama yaparak bu kez de dikkatleri Sosyal Sigorta yatırımlarına çekti! Çeler üstünde incelikle çalışılmış mizansen bir fotoğraf paylaşarak “1 Mayıs’ta açık olan işyerlerinin, yatırımlarını ek yapıp yapmadığını bizzat incelediğini” ve yasaya uymayan işyerlerine uyarı yazısı ve bir Asgari Ücret ceza uygulanacağını duyurdu! Böyle bir uyarı veya ceza hiçbir zaman yazılmadı!

Bağımsızlık Yolu 10 Ekim 2018’de Sosyal Sigortalar Dairesi önünde “1 Mayıs Ek Mesaileri Ne Oldu?” yazılı bir pankart açarak, Daire’nin 1976’dan beridir hiçbir patrona ne ceza yazdığını ne de uyarı verdiğini ifşa etti! Zeki Çeler bu eylem karşısında sessiz kaldı. 

1 Mayıs 2019’da Zeki Çeler artık başka bir dil konuşuyor ve yasakçı zihniyetle değil, emekçiye, çalışanına, işçisine ve aslında kendine ve ülkesine olan saygısından dolayı iş yerlerinin kapalı olması arzusunda olduklarını söylüyordu! Ama 1 Mayıs’ta denetimi yapılan 157 işyerinde 743 çalışanın iş başında olduğu ve bu çalışanların 30’unun kayıt dışı çalıştırıldığı ortaya çıktı! Kısacası patronlar bırakın tatil vermeyi, 1’e 2 ödemeyi veya ek mesailerin yatırımını yapmayı; Zeki Çeler’i kayıt dışı işçi çalıştırmayacak kadar bile ciddiye almadı!

***

Tüm bu olgular ışığında Zeki Çeler’in geçen gün sarf ettiği “söke söke alıp verdik 1 Mayıs’da özel sektör emekçisine tatilini” cümlesini bir kez daha hatırlayalım ve anlamaya çalışalım!

1 Mayıs’ta tüm emekçiler tatil mi yapmıştır? -Hayır!

1 Mayıs’ta tüm market emekçileri tatil mi yapmıştır? -Hayır!

1 Mayıs’ta tatil yaptığı söylenen market emekçileri, tam gün mü tatil yapmıştır? -Hayır!

1 Mayıs’ta çalışan emekçiler 1’e 2 mi ödenmiştir? -Hayır!

1 Mayıs için 1’e 2 ödeme yapmayan patronlara ceza mı yazılmıştır? -Hayır!

1 Mayıs’ta çalışan emekçilerin ek mesaileri mi yatmıştır? -Hayır!

1 Mayıs için ek mesai yatırmayan patronlara ceza mı yazılmıştır? -Hayır!

Peki Zeki Çeler’in “söke söke aldığı” nedir? -Koskoca bir HİÇ! Bırakın sökerek almayı, rica ile, minnet ile bile hiçbir şey alamamış, 1 Mayıs günü gerçekleşen iş kazası ve kayıt dışı işçi çalıştırma olayları da yanına kalmıştır!

***

Zeki Çeler yıllardır itilip kakılmış, rejim partileri tarafından görmezden gelinmiş özel sektör emekçilerine dair; güzel sözler söylemekte, duygusal cümleler kurmakta uzmanlaşmıştır. Bunca yıl hakları gasp edilen emekçiler, en azından kendileri hakkında güzel bir şeyler söyleyen birisinin varlığından memnun olmakta, umuda kapılmakta ve beklentiye girmektedirler. Yıllar geçtikçe unutulan hakikat de yerini “söke söke alıp verdik 1 Mayıs’da özel sektör emekçisine tatilini” yalanına bırakmaktadır!

Demagoji bir kimsenin ya da topluluğun duygularını kamçılayarak, okşayarak, ona ya da onlara gerçekdışı şeyler söyleyerek onu ya da onları kendine çekmeye çalışma” olarak tanımlanıyor demiştik. Bu örnekte tanımdaki her iki unsur da mevcuttur: Gerçek dışı sözler ve duyguların okşanması!

Özel sektör emekçilerinin resmi tatillerde çalışmayıp tatil yapaları en doğal haklarıdır. Çalışılması zaruri iş yerlerinde ve çalışmayı tercih edecek işçilerin ek mesai ödemeleriyle yatırımları da eksiksiz yapılmalıdır. Ancak bu sadece ve sadece sendikal bir örgütlülük sağlanarak mümkün olabilir. Hiçbir yasa, hiçbir bakan, hiçbir hükümet onlara bu hakkı bahşedemez! Bu yasal olarak da, pratik olarak da mümkün değildir! Aksini söylemek, işçilerin duyguları ile oynayarak onlara yalan söylemektir! Ve bir demagogun mücadeleye verdiği en büyük zarar, söylediği yalanlar değil; örgütlenip hakkını almak için akla ve hakikate ihtiyaç duyan işçi sınıfını duygulardan ibaret bir taraftarlar topluluğuna dönüştürmesidir!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder