* Baraka Kültür Merkezi eğitim-sağlık vb.
hizmetlerin özelleştirilmesini öngören mevcut sürece karşı mücadele edeceğini
vurguladı.
Yakın
Doğu Üniversitesi yönetimi tarafından kandırılarak yasadışı olduğu halde “Okul
Öncesi Öğretmenliği” bölümüne kayıt yaptırılan öğrenciler, paraları ile
yasadışılığa alet edildikleri yetmezmiş gibi, Meclis önünde 60 gün boyunca
eylem yaptırılarak özelleştirme sürecine paravan yapıldılar.
YDÜ
Yönetimi özel bir üniversite işlettiği ve eğitim bütçesinden devlet
okullarından kat kat fazla teşvik/yardım almakta olduğu halde bununla
yetinmedi. YDÜ “Okul Öncesi” adı
altında, zorunlu eğitim kapsamına giren bir yaş grubunu eğitmek üzere
“öğretmenlik” bölümü açtı. Yasal olarak bu bölümü tanıması mümkün olmayan
hükümet, YDÜ yönetimi ile uzlaşmanın yollarını arayadursun, YDÜ yönetimi sözde
bölümün tanınması amacıyla mağdur öğrencileri kullanmaya karar verdi.
Eğitim’de
özelleştirmenin bir adımı olan ve kamuya ait bir değerin daha özelin kar ve
piyasa mantığına devredilmesini temsil eden bu sürece, Kıbrıs Türk Öğretmenler
Sendikası (KTÖS), Atatürk Öğretmen Akademisi (AÖA) öğrencileri ve Baraka
kararlılıkla karşı durdular. Baraka yaşanan süreci özetleyen bir bildiri
yayınlayarak, egemen medyanın sermayeden yana yalanlarını teşhir etti.
İlginçtir ki Baraka’nın bildirisi paralı ilan olarak teklif edildiği Kıbrıs
Gazetesi tarafından geri çevrildi, yayınlanmadı. Bunun üzerine Baraka
Aktivistleri iki bin kopya halinde çoğalttıkları bildiriyi yaygın bir şekilde dağıttılar.
AÖA
öğrencileri tarafından 1 Temmuz 2005 Cuma tarihinde gerçekleştirilen yürüyüşe
ve bir gecelik çadır eylemine Baraka da aktif destek verdi. Yürüyüşe ve çadır
eylemine katılan Baraka korosu gece boyunca şarkılar söyleyerek eylemcilere
moral verdi. Ayrıca özelleştirme sürecinin eğitim, sağlık ve temel hizmetlere
yönelen saldırısını teşhir eden sohbetler yapıldı.
1
Temmuz günü eylemcilerin Meclis önüne çadır kurma talepleri hükümet tarafından
reddedilince, kamu değil özelin çıkarlarını savunan hükümet, öğrencilerin
gözünde büyük bir güven kaybı yaşadı. Öğrencilerden biri, YDÜ yönetimine
verilmiş olan çadır kurma izninin AÖA öğrencilerine verilmemesini yorumlarken:
“sermayenin hükümeti ne olacak!” diye bağırıyordu. Bir veli ise, YDÜ çadırına
meclisten ücretsiz elektrik çekildiğini söyleyerek “yarın elektriği de
özelleştirdiklerinde nasıl elektrik verecekler bu özel üniversiteye, hem nasıl
bizim parasını ödediğimiz elektriği, devletin elektriğini özel üniversiteye
verebiliyorlar!” diyordu.
Tüm
dünyada yıllar süren mücadeleler ve eylemlerle kazanılmış olan parasız eğitim
hakkını korumak ve bunu daha da ileri götürerek demokratik, özerk ve
devletlerin, sermayenin çıkarları tarafından bozulmamış bilimsel bir şekle
büründürmek tüm toplumun yararınadır. Kişisel karını değil toplum yararını
gözeten herkes bu mücadelede eğitim emekçilerinin ve toplumun yanında
olmalıdır.
Genel
olarak özelleştirmeye karşı yapılan tüm eylemlilikler gibi bu eylem de,
sendikal kararlılık ve dayanışmanın yetersizliğinden dolayı somut bir kazanım
elde edemeden sona erdi. Yeterince planlanmamış, sendikal dayanışmadan yoksun
eylem; YDÜ’nün hükümet ile kozlarını kapalı kapılar ardında paylaşmaya karar
vererek eylemini sona erdirmesi üzerine kaldırıldı. Bu da sendikalar ararası dayanışmanın
ve neo-liberalizm karşıtı bilincin tek tek olaylardan bütünsel bir kavrayışa
doğru evriltilmesi gerektiğinin göstergesi oldu. Baraka özelleştirmeye karşı
mücadele içinde oluşacak bu bütünsel kavrayışı örmek kararlılığını, eylemden
önce de eylem sırasında da gösterdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder