Sınıf mücadelesi yerine kimlik siyasetini koymak isteyenler aksini inkâr ede dursunlar, kktc’de işçi sınıfı çığ gibi büyümeye devam ediyor. İstatistik Kurumu’nun yayınladığı 2023 yılına ait son verilere bakıldığında bunu net olarak görmek mümkündür.
Kıbrıs’ın kuzeyinde çalışan işçilerin sayısı bir önceki yıla göre 23 bin 721 kişi artarak toplamda 178 bin 793 olmuştur. Bu bir yılda yüzde 15,29’luk bir artış demektir. Üstelik bu artış işletme sayısı neredeyse aynı kalırken gerçekleşmiş, yani sermaye yoğunlaşması ile birlikte hayat bulmuştur. Ama buna geçmeden bu 23 bin 721 rakamına biraz daha yakından bakalım.
23 Bin 721 Yeni İşçi: Sermaye
Büyüyor!
2018’de 125 bin 366 olan toplam
işçi sayısı, dört yılda 29 bin 706 kişi artarak, 2022’de 155 bin 72 olmuştu.
Yani işçi sayısındaki artış dört yılda yüzde 23,69 olarak gerçekleşmişti.
Neredeyse aynı oranda ve sayıda işçi artışı bu kez dört yılda değil, sadece bir
yılda gerçekleşti. Ortalama olarak yılda 8 bin kişi artan işçi sayısı, 2023’de
bunun üç katı ile bir yılda 23 bin 721 kişi olarak gerçekleşti.
Yıllara Göre İşletme ve İşçi Sayısı |
||||||
|
2018 |
2019 |
2020 |
2021 |
2022 |
2023 |
İşletme |
21540 |
22748 |
16787 |
20894 |
23245 |
23307 |
İşçi |
125366 |
134815 |
116824 |
142100 |
155072 |
178793 |
Yoğunluk |
5,82 |
5,93 |
6,96 |
6,80 |
6,67 |
7,67 |
İşletme sayısı aynı kalırken,
işçi sayısı artıyorsa bu; işletmelerin büyüdüğünün ve her bir işletmede çalışan
işçi sayısının da arttığının, yani sermayenin yoğunlaştığının göstergesidir.
Üstelik binlerce gencimiz işsizdir ve bu işçilerin ezici bir çoğunluğu yurt
dışından gelmektedir.
İşletmeler büyür, sermaye
yapıları güçlenirken Bağımsızlık Yolu’nun “işsizlik sıfırlanana kadar, var
olanlarının yenilenmesi dışında, yeni çalışma izni verilmesin” talebinin ne
kadar gerçekçi olduğu buradan anlaşılabilir.
Büyüyen işletmeler muazzam bir iş
gücüne ihtiyaç duyuyorlar. Ancak ellerinde imkân olduğu sürece bu
ihtiyaçlarını, kendileri için daha “ucuz” ve örgütlenme potansiyeli daha az
olan yabancı işçilere yönelerek gidereceklerdir. Bağımsızlık Yolu’nun talebi hayata
geçirildiğinde ise, daha fazla maaş ve özlük hakkını karşılayarak, kârlarından
bir miktar feragat ederek, yerli iş gücünü tercih etmek zorunda kalacaklardır.
Bu konuda altını çizmemiz gereken
bir diğer nokta ise, sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda adamıza getirilen
yabancı işçilere öfkelenmenin hiçbir anlamı olmadığıdır. Evet nüfus yapısı
değişmektedir ama bunun sebebi adamıza gelen işçiler değil, daha ucuza işçi
çalıştırmak için yerli değil yabancıları ülkemize getiren sermayedarlardır.
Yapının değişmesine dur demek
istiyorsak da zaten dilini bile bilmediği yabancı bir ülkede, her türlü haktan
mahrum çalışan işçilere yüklenmemizin hiçbir yararı yoktur. Bunu yaparak
işçileri daha güçsüz, onları getiren patronları ise daha güçlü hâle getirmekten
ve daha da fazla işçi ithal etmeleri için fırsat vermekten başka bir sonuç elde
edemeyiz.
On kişi ve üzeri işçisi olan
patronların sendikasız işçi çalıştırmasının yasaklanması ve asgari ücretin en düşük
kamu maaşına eşitlenmesi gibi talepler de işçi haklarını ilerleteceğinden,
patronların yerli iş gücünü tercih etmesi için yararlı olacaktır.
İşletme Başına İşçi Sayısı
Artıyor: Sermaye Yoğunlaşıyor
Patronların finanse ettiği medya
kuruluşları ve rejim partileri tarafından bize söylenmekte olan ise; yukarıda
saydığımız taleplerin hayata geçirilmesi durumunda, işletmelerin kapanacağı ve
işçilerin işsiz kalacağıdır. Oysa rakamlar bu iddiayı yalanlamaktadır.
2018 yılından beridir sadece işçi
sayısı değil, işletme başına düşen işçi oranı da artmaktadır. 2018 yılında
işletme başına düşen işçi sayısı 5,82 iken, 2023’de bu rakam 7,67’dir. Yani her
bir işletmenin işçi çalıştırma kapasitesi anlamına gelen sermaye miktarı yüzde
31,8 büyümüştür. Bu da işletmelerin bize söylendiği kadar kırılgan veya zayıf
olmadıkları, tam aksine çok daha güçlü oldukları anlamına geliyor.
Ama bu rakamlar ülke genelindeki
tüm işçilerin, ülke genelindeki tüm işletmelere bölünmesi ile elde edildiğinden, küçük işletmeler ile büyük
işletmeler arasındaki farkı göstermiyor. Gelin bu rakamlara biraz daha yakından
bakalım.
2018 yılında ülke ortalaması 5,82
iken; on kişi ve altında işçi çalıştıran işletmelerde bu rakam 2,65 idi. Yani
her bir küçük işletmede, esnafın kendisi ile beraber 2,65 kişi çalışıyordu. Bu
rakam 2023’de 1,98’e gerilemiştir. Yani esnaf ya tek başına çalışmakta ya da
yanında bir kişiyi daha istihdam etmektedir. Kısacası küçükler, küçülmüştür!
Yıllara Göre İşletmelerde İşçi Yoğunluğu |
||||||
|
2018 |
2019 |
2020 |
2021 |
2022 |
2023 |
1-10 Kişi |
2,65 |
2,67 |
2,66 |
1,98 |
1,77 |
1,98 |
11+ Kişi |
52,20 |
45,02 |
44,08 |
53,23 |
61,20 |
58,60 |
51+ Kişi |
185,19 |
167,44 |
156,59 |
191,59 |
213,48 |
208,15 |
Aynı oranlar 10 kişiden fazla
işçisi olan işletmelerde 2018 yılı için 52,20’den, 2023’de 58,60’a
yükselmiştir. Yani on kişiden fazla çalışanı olan işletmelerde çalışan işçi
sayısı ortalama 58,60 kişidir. Bu işletmelerin yıllar içinde küçüklerin
zararına büyüdüklerini ve güçlendiklerini rakamlar çok net göstermektedir.
Dahası 50 kişiden fazla işçi
çalıştıran işletmelerde, işletme başına düşen işçi sayısı 2018’deki 185,19
rakamından 2023’de 208,15’e çıkmıştır. En büyük işletmelerin her birinde
ortalama 208,15 işçi çalışmaktadır. Görüldüğü gibi en çok büyüyenler, en büyükler
olmuştur.
Durum böyleyken, on kişi ve üzeri
işçisi olan (her biri ortalama 58,60 işçi çalıştıran) patronların sendikasız
işçi çalıştırmasının yasaklanması durumunda, bu yükü taşıyamayacaklarını
söylemek abes olur. Asgari Ücret’in en düşük kamu maaşına eşitlenmesinin,
ortalama 1,98 kişinin çalıştığı küçük işletmeleri etkileyeceği bir gerçektir.
Bu nedenle, bu önlem hayata geçirilirken küçük işletmeler desteklenmelidir.
Böyle bir destek tüm işletmelerin %90’ını kapsarken, tüm işçilerin sadece %23’ü
için hayata geçirilmiş olur. Yani devlet için hiç bir yük ihtiva etmez!
Yıllara Göre İstihdam:
Büyükler Küçükleri Batırıyor!
Bağımsızlık Yolu’nun emekçiler
yararına her talebine, “esnaf batacak” paranoyası ile yanıt verenlerin
göremediği şey ise; esnafın zaten gözlerinin önünde batmakta olduğu ve bunu
yapanın da büyük sermaye olduğudur. Esnafı batmaktan kurtarmanın yolu, onun
çıkarlarının ve geleceğinin büyük sermaye ile değil, birlikte çalıştığı
işçilerle el ele olduğunu anlamaktan geçer.
Ortalama 1,98 kişinin çalıştığı
20 bin 968 işletmede; esnaf ve işçi birlikte ter dökmekte, dükkânın geleceğini
birlikte düşünmekte, mesaiye beraber gelip öğlen yemeğini birlikte yemekte ve
akşam beraber paydos etmektedir.
Oysa ortalama 208,15 kişinin
çalıştığı büyük işletmelerde, patron işçilerinin adını dahi bilmemekte ve
yüzlerini bile görmemektedir. Zaten muhtemelen işe de gitmemekte, çalışmadan
asalak gibi geçinmektedir. Esnafın kaderi büyük patronlarla değil, beraber ter
döktüğü işçilerle ortaktır. Emekçinin Partisi Bağımsızlık Yolu da talep ettiği
tüm uygulamaları esnafı da koruyacak şekilde önlemlerle birlikte savunmaktadır.
Son altı yılın istihdam grafiğine baktığımızda ise, esnafı batıranın kim olduğu, esnafın batmasından kazanç elde edenlerin kimler olduğu net bir şekilde görünmektedir. Esnaf 2018 yılında toplamın yüzde 42’si ile istihdamda birinci sıradayken, 2023’de yüzde 23’e gerilemiştir. Büyük patronların istihdamdaki payı ise yüzde 39’dan, yüzde 54’e yükselmiş durumdadır.
Tablo her şeyi söylemektedir,
esnafın işi küçülmekte işçisi azalmaktadır. Patronların işi büyümekte işçisi
artmaktadır. Onlar daha çok işçi çalıştırdıkça esnaf ve işçi yoksullaşmakta,
nüfus artmakta, yol, okul, hastane ve barınma ile ilgili sıkıntılar derinleşmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder