1 Ekim 2009 Perşembe

Orman Dairesi Çalışanları

 Bir sendika kendi örgütlenme alanında güvencesiz istihdamın yaygınlaşmasının sonuçta kadrolu çalışanların da haklarında gerilemeye neden olacağını anlamayabilir. Anlaması gerekir ama anlamayabilir. Ancak bir sendika güvencesiz çalışanları çalışan olarak kabul etmeme yanlışına nasıl düşebilir?


Ormanlarımızda meydana gelen yangınlar hepimizin yüreğini dağlamaktadır. Kamunun malı olan ormanlar da tüm diğer kamusal değerler gibi tamamen atıl durumdadır. Bugün kamu eğitimi, kamusal sağlık, ulaşım, barınma, enerji politikaları sermayenin çıkarlarının savunan hükümetlerce bilinçli olarak tahrip edilmektedir. Bundan elbette kamu malı olan ormanlar da nasibini almaktadır. Çünkü sermaye kamusal olan hiçbirşeyin yaşamamasını istemekte, toplumumuzun yarattığı tüm değerleri kendi karı için kullanmayı hedeflemektedir.
Kamunun bütçesi küçüldükçe, özelleştirme, taşeronlaştırma, güvencesiz çalıştırma gibi uygulamalar da yaygınlık kazanmakta, hem kamusal hizmetler hem de kamu emekçileri bundan olumsuz etkilenmektedir. 3 Ekim Cumartesi gün gazetelerde çıkan bir haber başta Kamu-;Sen olmak üzere olguların yeni biçimini anlamayan örgütler tarfından tepki ile karşılanmıştır.
Haberde 2009 yılı içinde ülkemizde meydana gelen 20 yangından 3’ünün Orman Dairesi Çalışanları tarafından çıkarıldığı yazmaktaydı. Buna büyük bir tepki gösteren sendika “gazetelerdeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını, yangını çıkaran kişilerin mevsimlik işçi statüsünde olduğunu” savundu. Gene sendika başkanı açıklamasında “devlet tarafından orman korunsun diyerek istihdam edilen yazlık işçilerin, çalışma süreleri uzasın diye ormanları yaktığının tespit edildiğini” söyledi. Kısacası Kamu-Sen başkanı Özkardaş Orman Dairesi’nde çalışan mevsimlik işçileri “Orman Dairesi çalışanı” olarak görmediğini açık açık söylemektedir.
Ormanların yakılması büyük bir yanlıştır. Bunu her kim ve her ne gerekçe ile yapıyor olsursa olsun bu yanlış kınanmalı ve en ağır cezalar ile cezalandırılmalıdır. Ancak sadece ceza uygulamak sorunların çözümü olmayacaktır. Sorunun nedenleri tespit edilemezse ve bu nedenlere karşı mücadele edilemezse, aynı olaylarla karşılaşmaya devam edeceğiz. Peki sorunun nedeni nedir?
Aslında sorunun nedeni Kamu-Sen Başkanının açıklamasından bile görülebilmektedir: Sorun devletin ormanların korunması ve geliştirilmesine kaynak aktarmaması, Orman Dairesi’nin iş güvencesi olan çalışanlar yerine, geçici, mevsimlik, güvencesiz işçiler istihdam etmesidir. Bu noktada kamusal çıkarlarla emekçilerin çıkarları bütünleşmekte, kamuda güvencesiz istihdama karşı mücadele etmek için net bir sebep daha ortaya çıkmaktadır. Oysa bir sendikanın asla yapmaması gereken bir açıklama ile “mevsimlik işçileri” Orman Dairesi çalışanı olarak kabul etmeyen Kamu-Sen, kamu emekçilerini birbirine düşüren bir yaklaşım geliştirmiş oluyor. Böylece kadrolu çalışanları “Orman Dairesi çalışanı” kabul ederken, kadrosuz çalışanları da allaha havale etmiş oluyor. Bir sendika kendi örgütlenme alanında güvencesiz istihdamın yaygınlaşmasının sonuçta kadrolu çalışanların da haklarında gerilemeye neden olacağını anlamayabilir. Anlaması gerekir ama anlamayabilir. Ancak bir sendika güvencesiz çalışanları çalışan olarak kabul etmeme yanlışına nasıl düşebilir? İşte bizim için anlaşılması güç olan budur.
Kamu Emekçisi olarak, ister kadrolu ister geçici, ister hizmet alımı ister sözleşmeli, ister taşeron isterse de mevsimlik işçi olsun kamuda çalışan herkesin ortak sendikal örgütlenmesinin yaratılması için mücadele ediyoruz. Bu hem toplumumuzun en genel çıkarlarını hem de kamu emekçilerinin ortak çıkarını temsil eden bir hedeftir. Kamusal hizmetlere ayrılan payın arttırılması sadece kamu emekçilerinin maaşlarının artttırılması için değil, kamusal hizmetlerin kalitesinin arttırılması için de gereklidir. Ve mücadelemizin sendikal boyutu, halkın en temel haklarını savunmakla da yükümlüdür.
Sendikal bürokrasinin kırılması, anti-demokratik delege sisteminin kaldırılması, bağımsız sendikacılığın yaygınlaştırılması ve birleşik bir kamu emekçileri hareketinin yaratılması gerekmektedir. Bunun için mücadele etmek çalışanın onurunu da yeniden hak ettiği seviyeye getirecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder