19 Ekim 2016 Çarşamba

Sağ Siyasetin Derin Açmazı


Son beş yıldır Kıbrıslı Türk siyasal yaşamında hükümet olmayı hedefleyen siyasal partiler açısından derin bir açmaz damgasını vurmuş durumda: AKP ile Kıbrıslı Türk halkı arasındaki gerilim…

Kıbrıs’ın kuzeyinde hükümet olabilmek veya halktan destek toplayabilmek için, AKP’nin uygulamakta olduğu kültürel, dinsel, ekonomik, ekolojik neredeyse tüm politikalara muhalefet etmek şart… Çünkü Kıbrıslı Türkler bu politikaların hepsine haklı olarak tepkili ve kuşku ile yaklaşıyor.

12 Ekim 2016 Çarşamba

Elektrik, Birikim, Tufan ve Aşçı

Sarayda verilecek ziyafet öncesi; tavuk, ördek, hindi ve keklik mutfakta toplantıya çağrılırlar. Toplantıyı açan aşçı, seçme özgürlüğü ve demokrasinin nimetlerine dair uzun bir konuşma yaptıktan sonra, her birine teker teker sorar: “Yenmeden önce hangi sosla pişirilmek istersin?”
Tüm hayvanlar sırayla tercihlerinin beyan ederken, bir ördek itiraz eder: “Ben hiçbir şekilde yenmek istemiyorum!”
Toplantının organizatörü olan aşçının yanıtı nettir: “Bu gündemimize dahil değil.”

5 Ekim 2016 Çarşamba

Garantörler

Son haftalarda yüksek politikanın tartışmasız en yüksek konusunu garantörler ve garantörlük meselesi oluşturmakta.
Kurulacağı söylenen yeni Kıbrıs’ta, garanti sisteminin devam edip etmeyeceği, edecekse biçiminin nasıl olacağına dair; pek de sağlıklı olmayan bir tartışma bu…
Sağlıksız diyorum, çünkü konunun gündeme geliş biçiminden konuyu gündeme taşıyan aktörlere ve konunun karara bağlanacağı zemin ile en yoğun tartışıldığı düzeleme kadar her boyutu çarpık…
Garanti sisteminin nasıl kurulduğu, mevcut uluslararası ilişkiler hukuku içerisinde bu sistemin nasıl ortadan kalkabileceği ve Kıbrıs halklarının bu kararlardaki rolü gibi olgulardan bağımsız yürütülen bu “tartışma”; ilan edilen amacından çok daha farklı noktalara hizmet ediyormuş gibi bir görüntü çiziyor…

1 Ekim 2016 Cumartesi

Göçmen İşçiler

Çalışma hayatımızın düzenli, adil, örgütlü ve tatmin edici olduğu söylenemez. Bu durum özellikle emekçiler tarafından bakıldığında böyledir. Ancak dünya ile kıyaslandığında, belki de uluslararası standartlara en yakın uygulamamız; bu adaletsiz durumu değiştirmek için mücadele etmesi beklenen emekçilerin özenle bölünmüş olması bakımından gösterilen “başarı”dır.