1985’te sekiz
yaşımdaydım...
Benim ve
ablamın çok sevdiğimiz on iki keçimiz vardı. Keçiler aynı köyde kaldığımız
nenemin evinin geniş bahçesinde otlarlar, arasıra babam ve bizimle ovalarda gezmeye
çıkarlardı...
Keçi
doğurttuğum, biberonla beslediğim, dolaştırdığım oldu... “Ağız” da yedim,
sütlerini de içtim ama bir tekini bile kesilirken görmedim. Çünkü onlar benim arkadaşlarımdı...
Bir çoban
kavalı ve bir de dağarcıkla birlikte çeşitli zamanlarda armağan edilmiş 4-5
keçiden türemişti ufak sürümüz...