28 Ekim 2013 Pazartesi

Zorunlu Askerlik Konusunda Yenidüzen Gazetesi'nin Röportajı



1- Askerlik konusunu gençliğin bir sorunu olarak görüyor musunuz? Neden?
Zorunlu askerlik konusu; genel olarak tüm Kıbrıslı Türk toplumunun, özelde ise gençliğin önemli sorunlarından biridir. Yanlış olarak sanıldığı gibi sadece askerlik yaşına gelmiş erkekleri ilgilendiren bir konu değil, tam aksine kadınları da yakından etkileyen bir konudur zorunlu askerlik.
Kadınlar zorunlu askerlik uygulaması ile anne olarak, eş olarak, arkadaş olarak temas etmekte; erkeklerin yaşadıkları travmalarla yüzleşmekte, çoğu zaman ise bunların olumsuz sonuçlarına maruz kalmaktadırlar. Zorunlu askerlik kurumunun topluma yaydığı ataerkil kültür yine en başta kadınlara yansımaktadır.
Genç erkeklerin bir yılı aşkın bir süre boyunca toplumsal hayattan zorla koparılıp alınması başlı başına bir olumsuzluktur. Zorunlu askerlik yapmak istemediğinden, bedelli askerliğe başvurabilmek için Kıbrıs dışında uzun yıllar geçiren birçok genç vardır. Erkek çocuklar daha ilkokul çağlarından askere gidecek olmanın stresini yaşamaya başlamakta, hayatlarının en dinamik dönemlerinde bunun kaygısı ile hareket etmek zorunda kalmaktadırlar.
Üniversite eğitimin bilimsel kalitesi dahi bu olgudan etkilenmektedir. Birçok genç, zorunlu askerlik uygulamasında süreyi kısaltabilmek veya rütbe sahibi olabilmek için üniversite eğitimi almaya çalışmakta, normalde bilimsel merak ve akademik kaygılarla motive olunması gereken üniversite hayatı bambaşka motivasyonlarla şişmektedir. Bu şişkinlik, akademik kaliteyi ve bilimsel araştırmadaki verimi olumsuz etkilemektedir.
Gençler en verimli, en üretken zamanlarını atıl, anlamsız ve boş bir uğraş ile geçirmektedirler. Hiçbir mantığı olmayan anlamsız bir hiyerarşiye, birçok durumda kendilerinden çok daha az bilgi, görgü, kültür sahibi kişilerin emirlerine sorgulamadan itaat etmeye ve toplumsal hayattan tecride maruz kalmaktadırlar.
Askerlik yapmak zorunda bırakılan gençlerin kişisel onur duygularına ve özsaygılarına; bazen dayak, çoğu durumda ise hakaret ve küfür ile müdahale edilmektedir. Kışlalarda ayrılıkçı, şöven, ırkçı ve milliyetçi ideolojilerin probagandası yapılırken; artık reşit kabul edilen bireylerin söz, fikir, örgütlenme ve ifade özgürlükleri yasaklanmaktadır.
Askerlik bittikten sonra dahi, dönem dönem tekrarlanan seferberlikler yolu ile bu travmalar sürekli sıcak tutulmakta, toplumsal hayatın normalleşmesinin önüne geçilmektedir.
Zorunlu askerlik; ekonomik, psikolojik, maddi, entellektüel her yönü ile önemli bir toplumsal sorundur.

2- Türkiye’de ve güney Kıbrıs’ta gündeme gelen askerlik süresinin kısaltılması konusunda Kıbrıs’ın kuzeyinde de adım atılması konusunda görüşünüz nedir?
Zorunlu askerlik süresinin kısaltılması talebi, en başından beridir toplumsal muhalefetin birincil mücadele alanlarından olmuştur. Çeşitli defalar askerlik süresinde kısaltmalara gidilmiştir, bu da toplumun her kesiminden olumlu tepkilerle karşılanmıştır. Zorunlu askerliğin kaldırılması, ama bu başarılana kadar da askerlik süresinin kısaltılabildiği kadar kısaltılması gerekmektedir.
Ülkemiz birçok bakımdan ama özellikle de askeri konular bakımından kendi kararlarını alıp uygulayabilen bir yapıya sahip değil. Askerlik süresinin kısaltılması konusunda da TC Genel Kurmayı’nın son söz hakkına sahip olduğu açık ve bilinir bir gerçekliktir. Ancak toplumun hemen her kesiminin desteklediği böylesi bir talebin, daha yüksek sesle dillendirilmesi ve askerlik süresinin kısaltılaması için TC’nin baskı altında tutulması önemlidir.

3- Vicdani ret ve profesyonel askerlik konusunda ne düşünüyorsunuz?
Profesyonel askerlik talebini olumsuz ve toplumsal yaşam açısından savunulamaz bir talep olarak değerlendiriyorum. Askerlik kurumunun profesyonel bireylerce icra edilen bir meslek konumuna evriltilmesi; toplumsal yaşamdan kopuk bir silahlı insan grubunun yaratılması demektir. Böylesi bir silahlı insan grubu, her türlü demokratik, sosyal, toplumsal, sendikal kazanımın önünde tehtid olacaktır. Askerliği bir meslek olarak icra etmek isteyecek bireyler, ya faşizan zihniyete sahip kişiler yada yoksul ailelerin çocuklarından oluşacağından; her anlamda toplumun çıkarları zarar görecektir. Faşizan, şöven, şiddete meyilli kişilerin silahlandırılması, yaşam alanlarından iş alanlarına kadar demokratik toplumsal yaşamdan kopması ve kendilerine ait bir ilişki ağı içerisinde örgütlenmesi her zaman toplumsal ilerlemenin önünde bir tehdit unsuru olmalarının yolunu açacaktır. Ayrıca yoksul ailelerin çocukları da profesyonel askerlik kurumunun içerisinde kendi sınıflarının aleyhine bir kültürel iklim aracılığı ile koşullanacaklar, toplumsal kazanımlar için harcayabilecekleri enerjiyi; zengin olduğu için askerlik yapmayan kendi yaşıtlarının ayrıcalıklarını korumak üzere kullanmak durumuna geleceklerdir. ‘Profesyonel askerlik’ en az ‘zorunlu askerlik’ kadar, bazı durumlarda zorunlu askerlikten çok daha olumsuz bir uygulamadır. Profesyonel askerliği daha ileri bir talepmiş gibi savunan bireylerin derinlemesine düşünmeden, toplumsal muhalefetin uzun vadeli çıkarlarını göz önünde bulundurmadan hareket ettiğin düşünüyorum. Zorunlu askerliğin tek alternatifi profesyonel askerlik değildir. Dünyanın birçok ülkesinden geçmişte ve günümüzde zorunlu askerlik uygulamasını içermeyen savunma sistemleri kurulmuştur. Bağımsız, birleşik ve halkları kardeş bir Kıbrıs’ta bu örneklerden yola çıkarak kendimize özgü bir savunma sistemi kurmamız mümkündür. Elbette nihai hedefimiz tüm dünyada sınırların kalkması, askerliğin, devletlerin ve silahların olmadığı bir barışın yaratılmasıdır.
Vicdani ret konusu ise demokrat her bireyin savunması gereken temel bir haktır. Hangi sebeple olursa olsun eline silah almak istemeyen, zorunlu askerliğin hiçbir kurumsal ağına, hiyerarşiye dahil olmayı vicdanen benimsemeyen bireylerin bu özgürlükleri güvence altına alınmalıdır. Vicdani ret hakkının kullanımı tamamen bireyin kararına kalması gereken bir konudur ve devletin bu hakka karşı saygılı olması gerekmektedir. Bireyin bu hakkını dinsel veya ideolojik bir sebepten kullanmak istemesinin hakkın kullanımı bakımından hiçbir önemi olmamalı, hiçkimse bu hakkın kullanımını reddetme veya sorgulama yetkisine sahip olmamalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder