1-
Askerlik konusunu gençliğin bir sorunu olarak görüyor musunuz? Neden?
Zorunlu askerlik konusu; genel olarak
tüm Kıbrıslı Türk toplumunun, özelde ise gençliğin önemli sorunlarından
biridir. Yanlış olarak sanıldığı gibi sadece askerlik yaşına gelmiş erkekleri
ilgilendiren bir konu değil, tam aksine kadınları da yakından etkileyen bir
konudur zorunlu askerlik.
Kadınlar zorunlu askerlik uygulaması ile
anne olarak, eş olarak, arkadaş olarak temas etmekte; erkeklerin yaşadıkları
travmalarla yüzleşmekte, çoğu zaman ise bunların olumsuz sonuçlarına maruz
kalmaktadırlar. Zorunlu askerlik kurumunun topluma yaydığı ataerkil kültür yine
en başta kadınlara yansımaktadır.
Genç erkeklerin bir yılı aşkın bir süre
boyunca toplumsal hayattan zorla koparılıp alınması başlı başına bir
olumsuzluktur. Zorunlu askerlik yapmak istemediğinden, bedelli askerliğe
başvurabilmek için Kıbrıs dışında uzun yıllar geçiren birçok genç vardır. Erkek
çocuklar daha ilkokul çağlarından askere gidecek olmanın stresini yaşamaya
başlamakta, hayatlarının en dinamik dönemlerinde bunun kaygısı ile hareket
etmek zorunda kalmaktadırlar.
Üniversite eğitimin bilimsel kalitesi
dahi bu olgudan etkilenmektedir. Birçok genç, zorunlu askerlik uygulamasında
süreyi kısaltabilmek veya rütbe sahibi olabilmek için üniversite eğitimi almaya
çalışmakta, normalde bilimsel merak ve akademik kaygılarla motive olunması
gereken üniversite hayatı bambaşka motivasyonlarla şişmektedir. Bu şişkinlik,
akademik kaliteyi ve bilimsel araştırmadaki verimi olumsuz etkilemektedir.
Gençler en verimli, en üretken
zamanlarını atıl, anlamsız ve boş bir uğraş ile geçirmektedirler. Hiçbir
mantığı olmayan anlamsız bir hiyerarşiye, birçok durumda kendilerinden çok daha
az bilgi, görgü, kültür sahibi kişilerin emirlerine sorgulamadan itaat etmeye
ve toplumsal hayattan tecride maruz kalmaktadırlar.
Askerlik yapmak zorunda bırakılan
gençlerin kişisel onur duygularına ve özsaygılarına; bazen dayak, çoğu durumda
ise hakaret ve küfür ile müdahale edilmektedir. Kışlalarda ayrılıkçı, şöven,
ırkçı ve milliyetçi ideolojilerin probagandası yapılırken; artık reşit kabul edilen
bireylerin söz, fikir, örgütlenme ve ifade özgürlükleri yasaklanmaktadır.
Askerlik bittikten sonra dahi, dönem
dönem tekrarlanan seferberlikler yolu ile bu travmalar sürekli sıcak
tutulmakta, toplumsal hayatın normalleşmesinin önüne geçilmektedir.
Zorunlu askerlik; ekonomik, psikolojik,
maddi, entellektüel her yönü ile önemli bir toplumsal sorundur.
2-
Türkiye’de ve güney Kıbrıs’ta gündeme gelen askerlik süresinin kısaltılması
konusunda Kıbrıs’ın kuzeyinde de adım atılması konusunda görüşünüz nedir?
Zorunlu askerlik süresinin kısaltılması
talebi, en başından beridir toplumsal muhalefetin birincil mücadele
alanlarından olmuştur. Çeşitli defalar askerlik süresinde kısaltmalara
gidilmiştir, bu da toplumun her kesiminden olumlu tepkilerle karşılanmıştır. Zorunlu
askerliğin kaldırılması, ama bu başarılana kadar da askerlik süresinin
kısaltılabildiği kadar kısaltılması gerekmektedir.
Ülkemiz birçok bakımdan ama özellikle de
askeri konular bakımından kendi kararlarını alıp uygulayabilen bir yapıya sahip
değil. Askerlik süresinin kısaltılması konusunda da TC Genel Kurmayı’nın son
söz hakkına sahip olduğu açık ve bilinir bir gerçekliktir. Ancak toplumun hemen
her kesiminin desteklediği böylesi bir talebin, daha yüksek sesle
dillendirilmesi ve askerlik süresinin kısaltılaması için TC’nin baskı altında
tutulması önemlidir.
3-
Vicdani ret ve profesyonel askerlik konusunda ne düşünüyorsunuz?
Profesyonel askerlik talebini olumsuz ve toplumsal yaşam
açısından savunulamaz bir talep olarak değerlendiriyorum. Askerlik kurumunun
profesyonel bireylerce icra edilen bir meslek konumuna evriltilmesi; toplumsal
yaşamdan kopuk bir silahlı insan grubunun yaratılması demektir. Böylesi bir
silahlı insan grubu, her türlü demokratik, sosyal, toplumsal, sendikal
kazanımın önünde tehtid olacaktır. Askerliği bir meslek olarak icra etmek
isteyecek bireyler, ya faşizan zihniyete sahip kişiler yada yoksul ailelerin
çocuklarından oluşacağından; her anlamda toplumun çıkarları zarar görecektir.
Faşizan, şöven, şiddete meyilli kişilerin silahlandırılması, yaşam alanlarından
iş alanlarına kadar demokratik toplumsal yaşamdan kopması ve kendilerine ait
bir ilişki ağı içerisinde örgütlenmesi her zaman toplumsal ilerlemenin önünde
bir tehdit unsuru olmalarının yolunu açacaktır. Ayrıca yoksul ailelerin
çocukları da profesyonel askerlik kurumunun içerisinde kendi sınıflarının
aleyhine bir kültürel iklim aracılığı ile koşullanacaklar, toplumsal kazanımlar
için harcayabilecekleri enerjiyi; zengin olduğu için askerlik yapmayan kendi
yaşıtlarının ayrıcalıklarını korumak üzere kullanmak durumuna geleceklerdir.
‘Profesyonel askerlik’ en az ‘zorunlu askerlik’ kadar, bazı durumlarda zorunlu
askerlikten çok daha olumsuz bir uygulamadır. Profesyonel askerliği daha ileri
bir talepmiş gibi savunan bireylerin derinlemesine düşünmeden, toplumsal
muhalefetin uzun vadeli çıkarlarını göz önünde bulundurmadan hareket ettiğin
düşünüyorum. Zorunlu askerliğin tek alternatifi profesyonel askerlik değildir.
Dünyanın birçok ülkesinden geçmişte ve günümüzde zorunlu askerlik uygulamasını
içermeyen savunma sistemleri kurulmuştur. Bağımsız, birleşik ve halkları kardeş
bir Kıbrıs’ta bu örneklerden yola çıkarak kendimize özgü bir savunma sistemi
kurmamız mümkündür. Elbette nihai hedefimiz tüm dünyada sınırların kalkması,
askerliğin, devletlerin ve silahların olmadığı bir barışın yaratılmasıdır.
Vicdani ret konusu ise demokrat her bireyin savunması
gereken temel bir haktır. Hangi sebeple olursa olsun eline silah almak
istemeyen, zorunlu askerliğin hiçbir kurumsal ağına, hiyerarşiye dahil olmayı
vicdanen benimsemeyen bireylerin bu özgürlükleri güvence altına alınmalıdır.
Vicdani ret hakkının kullanımı tamamen bireyin kararına kalması gereken bir
konudur ve devletin bu hakka karşı saygılı olması gerekmektedir. Bireyin bu
hakkını dinsel veya ideolojik bir sebepten kullanmak istemesinin hakkın
kullanımı bakımından hiçbir önemi olmamalı, hiçkimse bu hakkın kullanımını
reddetme veya sorgulama yetkisine sahip olmamalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder