“Başörtüsü krizi” olarak bilinen süreç tüm hızıyla devam ediyor. Ortaokul çocuklarına yetişkin muamelesi yaparak başörtüsü takma “özgürlüğü” öngören tüzük geri çekilmediği sürece de büyüyerek devam edecek.
Mücadelenin başını çeken öğretmen
sendikaları ve ilk günden itibaren onarın yanında tereddütsüz saf tutan parti,
sendika ve demokratik kitle örgütleri konunun özüne dair net bir duruş
sergiliyorlar. Bu konu en temelde “çocuk hakları” ile ilgilidir. Çocuk
haklarını savunabilmek için laiklikten, laiklik ilkesini uygulayabilmek için
toplumsal iradeden yana durmak ve bunların hepsine topyekün saldıran
siyasallaşmış İslam ile yüzleşmek gerekiyor.
Ancak ilk günden itibaren açıkça ilan edilen bu net pozisyona rağmen, bu mücadeleyi olmadığı şekilde yorumlamak için aşırı efor sarf edenler de hiç eksik olmadı.