1 Ocak 1998 Perşembe

Merhaba



Yalnızdık. Koskoca dağlar, uçsuz bucaksız denizler ve karanlık ormanlar ortasında...
Buluştuk. Dağlar özgürlüğü, denizler sonsuzluğu, ormanlar umudu simgeler oldu bize...
İnsandık. Geyikten yavaştı bacaklarımız, kaplandan zayıftı kollarımız, kuşlar gibi yoktu kanatlarımız...
İnsandık. Paylaştık, dayanıştık, toplaştık, toplumsallaştık.

Özgürdük. Dağlarda yürümekte, yağmurda ıslanmakta, denizde dolaşmakta, ormanda uyumakta...
Sonra bir kara bulut çöktü üzerimize, ki binyıllardır özlemini çekmekteyiz insanlığımızın...
Biz yaptık. Toprak parsellendi, deniz kirlendi, yağmurlar asit düştü, “su çürüdü”...
Asker olduk, işçi olduk, sınır koyduk, sahip olduk...
Gecemizi, günümüzü parça parça böldük saatlere ve kurban sunduk saatleri sıkıcı mesailere...
Para, devlet, ordu, ülke, millet, ırk ve kent yarattık. Dönüp kendi yarattığımıza taptık...

Şimdi insanlığımız geri dönmek istemekte.
Kaç şimdi geçti, insanlığımız geri dönmek istemekte...
Kaç kitap yazdık, kaç film çevirdik, kaç oyun oynadık, kaç konser verdik, kaç yıl hapis yattık insanlığımızı geri döndürelim diye...
Bizler, doğanın en yaramaz, en hırçın, en şımarık çocukları. Bizler yıktığı gibi yapmasını da bilen, bizler sevgisiz kalınca solup giden, bizler umudun ve umutsuzluğun ortasında, yaşamı üreten, aslını inkar etmeyen...
Dayanışma, paylaşım, özgürlük, sevgi, umut, eşitlik ve direnişi binyıllardır üreten, yaşatan, ve geleceğe taşıyan ki bizleriz; umut hala bizdedir.
Merhaba...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder