Yalnızdık. Koskoca dağlar, uçsuz bucaksız denizler ve
karanlık ormanlar ortasında...
Buluştuk. Dağlar özgürlüğü, denizler sonsuzluğu, ormanlar
umudu simgeler oldu bize...
İnsandık. Geyikten yavaştı bacaklarımız, kaplandan zayıftı
kollarımız, kuşlar gibi yoktu kanatlarımız...
İnsandık. Paylaştık, dayanıştık, toplaştık,
toplumsallaştık.
Özgürdük. Dağlarda yürümekte, yağmurda ıslanmakta,
denizde dolaşmakta, ormanda uyumakta...
Sonra bir kara bulut çöktü üzerimize, ki binyıllardır
özlemini çekmekteyiz insanlığımızın...
Biz yaptık. Toprak parsellendi, deniz kirlendi, yağmurlar
asit düştü, “su çürüdü”...
Asker olduk, işçi olduk, sınır koyduk, sahip olduk...
Gecemizi, günümüzü parça parça böldük saatlere ve kurban
sunduk saatleri sıkıcı mesailere...
Para, devlet, ordu, ülke, millet, ırk ve kent yarattık.
Dönüp kendi yarattığımıza taptık...
Şimdi insanlığımız geri dönmek istemekte.
Kaç şimdi geçti, insanlığımız geri dönmek istemekte...
Kaç kitap yazdık, kaç film çevirdik, kaç oyun oynadık,
kaç konser verdik, kaç yıl hapis yattık insanlığımızı geri döndürelim diye...
Bizler, doğanın en yaramaz, en hırçın, en şımarık
çocukları. Bizler yıktığı gibi yapmasını da bilen, bizler sevgisiz kalınca
solup giden, bizler umudun ve umutsuzluğun ortasında, yaşamı üreten, aslını inkar
etmeyen...
Dayanışma, paylaşım, özgürlük, sevgi, umut, eşitlik ve
direnişi binyıllardır üreten, yaşatan, ve geleceğe taşıyan ki bizleriz; umut
hala bizdedir.
Merhaba...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder