21 Mayıs 2014 Çarşamba

Seçimler, Lefkoşa ve Harmancı



Kıbrıslı Türkler 2001 yılından itibaren ciddi bir toplumsal patlama yaşadı...
Eylemler, sokak olayları, mitinglerle Meclis’i basmaya kadar şiddetlenen süreç Annan Planı aracılığı ile kontrol altına alınıp ardından da CTP’ye oy olarak restore edildi...
Bir süre yatışan toplumsal dinamizm 2009 yılından itibaren yeniden canlanmaya başlayınca bir çok kesim bir “de javu” hissi ile irkilmişti...
Ancak o zamandan bu yana geçen beş yılda net bir şekilde görüldü ki; 2009’da başlayan süreç ile 2001’de başlayan süreç arasında ciddi farklar mevcut...
CTP bu süreçte de oylarını arttırarak konumunu sağlamlaştıran bir çizgi izlese de bu kez Kıbrıslı Türkler içindeki hava bambaşka...

Bir kere 2009 sonrası Kıbrıslı Türk siyaseti yüksek heyecanlara dayalı patlamalı bir seyir izlemiyor...
Aksine çok daha derin bir öfkeye dayalı ama o kadar da tereddütlü bir radikalleşme söz konusu toplumda...
***
1974’ten sonra Lefkoşa, her zaman muhalif kesimlerin en yüksek onayı bulduğu şehir oldu...
Şimdi ise toplumdaki genel radikalleşme havasını en rahat soluyabileceğimiz yer gene Lefkoşa’dır...
Bugün devrimci solun Lefkoşa’da kurtarılmış bir bölge havasında dolaşabilmesinin bir sebebi de bu zaten...
Bir yıl önce Lefkoşa seçmenin %6’sı Baraka’nın Belediye Meclis adayına tercih kullanırken veya on ay önce Baraka’nın da içinde bulunduğu TVG ittifakı Lefkoşa’da %4,5 oy alırken gerçekleşen; bu genel radikalleşme havasının rakamlarla ortaya çıkmasıydı sadece...
Kısacası Kıbrıslı Türk halkı devrimci bir alternatif arayışında...
Halkımızın bu arayışını en ileri derecede yansıtan şehir ise Lefkoşa...
***
Lefkoşa sendikaların, partilerin, derneklerin, devrimci unsurların sürekli eylem alanına çevirdiği ve politikleşme düzeyi en yüksek şehir...
Ama sadece bununla da kalmıyor; sermayeye dayalı olmayan sanatsal üretimlerin ve kültürel direnişin de bayrağı konumunda...
Bu yüzden de Lefkoşa; salt seçime ve oy vermeye endekslenemeyecek kadar aktif bir kültür-siyaset-sokak üçgenine sahip...
Söz konusu kültür-siyaset-sokak üçgeninin sağlamlığı Lefkoşa üzerinden yürütülecek bir devrimci seçim siyasetine imkan veriyor...
Hatta belki de zaferine...
***
Sözümüzü sakınmayalım; özellikle Lefkoşa’da büyük bir onay alan devrimci unsurların iki önemli eksiği var...
Birincisi her konuya yetişecek yeterli kadro hazırlanamamasının fiziksel zaafiyeti...
İkincisi ise kendi içinde parçalı ve uyumsuz bir yapıya sahip olmanın moral zaafiyeti...
Özelde Lefkoşalılar, genelde ise Kıbrıslı Türkler mücadeleden, gerilimden ve kavgadan kaçmıyor...
Ancak eğer bu mücadele egemenlere karşı ise...
Solcunun solcuya solculuk probagandasından herkes sıkılmış durumda...
O halde yapılması gereken net olarak ortadadır: Güç birliği...
Mevcut statükonun dışında konumlanmış radikal ve devrimci unsurların kadro sorununu kısmen, parçalı durmaktan kaynaklı güven sorununu ise kökten çözecek yaklaşım, güç birliği yaklaşımıdır...
Ortak hedeflere yönelik, ilkelere dayalı ve şeffaf bir güç birliği...
Herkesin kendi siyasetini yürütmesine imkan veren, ancak ortak süreçleri örgütlemeyi de engellemeyen bir güç birliği...
***
Baraka tam on dört aydır böylesi bir güç birliği siyasetini kendine rehber edindi...
Nisan 2013 Lefkoşa erken seçiminde yokladığımız nabız atıyordu...
Temmuz 2013’de radikal solun bugüne kadar aldığı en yüksek oyu yakalayan bir ittifak oluşturulabildi...
Ve bugün Lefkoşa Belediye Başkanlığı’nı almayı imkan dahilinde gören bir ittifak kuruldu...
Bu üç adımın üçü de aynı üç temel ilke üzerine kurulu...
Kıbrıslı Türk halkının asgari müşterekleri olarak mücadele bayrağımızda bunlar yazıyor...
Ankara’ya, Neo-liberalizme ve şövenizme  karşı; bağımsızlık, sosyalizm ve barış...
Ama hepsinden önemlisi; tüm farklılıklara rağmen, demokratik bir hoşgörü ve karşılıklı saygıya dayalı bir yanyana durabilme olgunluğu...
İşte Baraka, TDP ve BKP’nin Lefkoşa’daki ortak adayı Harmancı bugün bunların adayıdır...
Farklı ama yanyana durabilme olgunluğunun...
Asgari müştereklerde biraraya gelebilme cesaretinin...
Örgütsel kibiri bir yana bırakabilme samimiyetinin...
Bağımsız ve halkları kardeş bir Kıbrıs için mücadelenin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder