25 Haziran 2025 Çarşamba

Atın Ağzında Kaç Diş Var?

MÖ 384 ile MÖ 322 tarihleri arasında yaşamış olan Aristoteles düşünce tarihinin en önemli filozoflarından birisidir. Çeşitli tarihsel sebeplerle Hristiyanlık teolojisinde de Aristo’ya büyük bir önem atfedilmiş ve onun kitaplarında geçen bilgiler tartışmasız doğru kabul edilmiştir.

Aristo, bir kitabında atların ağzında yirmi sekiz adet diş olduğunu yazmıştır. Bu yanlış bilgi, Aristo yazdığı için Orta Çağ boyunca tartışmasız doğru kabul edilmiştir. Anlatılan bir hikayeye göre, bu bilgiyi sınamak isteyen genç bir papaz, dişlerini saydığı bir atın otuz altı dişi olduğunu görür. Bu gözlemini paylaştığı diğer papazlar da atın dişlerini sayarlar ve gerçekten de otuz altı dişi olduğunu görürler. Bunun üzerine Aristo’nun asla yanılamayacağına, dişlerini saydıkları atta bir sorun olduğuna karar verirler ve bundan sonra atların dişlerinin sayılmasını yasaklarlar! Bu hikayeyi neden anlattım? Yazının kalanını okursanız, nedenini anlayacaksınız!

***

Asgari Ücret Tespit Komisyonu önümüzdeki günlerde toplanacak. Altı aydır Asgari Ücret yerinde sayıyor ama fiyatlar artmaya devam ediyor. Özel sektör emekçisinin altı aylık fiyat artışları ile cebinde eriyen maaşını telafi etmek için tek şansı, Asgari Ücret’in en az hayat pahalılığı oranında arttırılması. Ancak Ocak ayında bu da yapılmadı ve yüzde 11,12 olan hayat pahalılığının altında, sadece yüzde 7,5’lik bir artışla yetinildi.

Yıllardır anlatıyoruz, on kişiden fazla işçi çalıştıran patronların sendikasız işçi çalıştırması yasaklanmalıdır. Böylece özel sektör emekçileri, kendilerini çalıştıran patronlar karşısında da Asgari Ücret Tespit Komisyonunda da temsiliyete sahip olabilecekler ve kendi maaşları hakkında kendileri konuşabilecekler.

Sendikasız işçi çalıştırmak yasaklanana kadar da Asgari Ücret en düşük kamu maaşına eşitlenmelidir. Böylece hem özel sektör emekçileri insanca bir maaşa kavuşacaklar hem de kamu ile özel sektör emekçileri arasında bir çıkar ortaklığı yaratılacak!

Ancak ekliyoruz, sadece örgütlenme ve maaş garantisi yoksullaşmayı bitiremez. Sosyal devlet mekanizmaları ile barınma, enerji, eğitim, sağlık, ulaşım ve gıda alanlarına yatırımlar yapılmalıdır. Bu yatırımlar yapıldığında gelirlerimizi arttırmaya gerek kalmayacak çünkü giderlerimiz azalacak!

Ama bu üç talebe, üç yalanla yanıt alıyoruz: “Asgari Ücret artınca her şey zamlanır”, “Bütçe memuralara gidiyor” ve “denetim her sorunu çözer!”

***

“Asgari Ücret artınca her şeye zam geldiği” yalanını çok duymuşsunuzdur. Bütün özel sektör emekçileri bu yalanı iyi tanıyor. Gerçek ise bunun tam tersi; her şeye zam geldiği için Asgari Ücret artmalıdır. İşte Asgari Ücret altı aydır yerinde sayıyor ama fiyatlar da durmuyor. Asgari Ücret artmalıdır ki, özel sektör emekçileri alım gücünü koruyabilsin, zamlanan ürünleri aynı oranda almaya devam edebilsin. Bu basit gerçek, apaçık ortada olmasına rağmen, patronlar aynı yalanı yıllardır tekrar ediyorlar.

İşte bu yalanın bir de ikiz kardeşi var: “Bütçenin yüzde 68’i maaşlara gittiği” iddiası! Gerçek rakamı Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan açıkladı; “Bütçeden maaşlara giden miktar yüzde 30!” Üstelik bu oran dünya ortalamasından pek de farklı değil! Ama tıpkı “Asgari Ücret artarsa pahalılık olur” yalanına sarıldıkları gibi, tutturmuşlar “Bütçenin yüzde 68’i maaşlara gidiyor” diye ve bu rakamı nereden bulduklarını da anlatamıyorlar!

Bütçenin büyük kısmının maaşlara gittiğini iddia edenlerin, günlük hayatımızdaki her soruna önerdikleri tek çözümün de “denetim” olması hiç dikkatinizi çekti mi? İşte üçüncü yalan da bu denetim yalanıdır!

Trafik kazalarına çözüm öneriler denetim, iş kazalarına çözüm önerileri denetim, kayıt dışı işçiliğe çözüm önerileri denetim, maaş ödemeyen patrona çözüm önerileri denetim, üniversitelerde yaşanan yolsuzluklara çözüm önerileri denetim, marketlerde uygulanan fahiş etiket fiyatlarına çözüm önerileri denetim, aklınıza gelebilecek her soruna çözüm önerileri: Denetim ve cezaların arttırılması!

Her allahın günü devletin büyüklüğünden ve kamu emekçilerinin maaşlarının yüksekliğinden şikayet edenler; günlük sorunlar karşısında daha çok kamu emekçisi istihdam etmek ve her şeyi denetleyen bir polis devleti yaratmaktan başka bir şey öneremiyorlar!

Bu tutarsız düşüncenin hâlâ karşılık buluyor olmasının ve toplumun büyük bir çoğunluğu tarafından benimsenmesinin tek nedeni ise kimsenin atın ağzını açıp dişlerini saymamasıdır!

***

Zamların nedeninin asgari ücret artışları olduğu, bütçenin büyük çoğunluğunun maaşlara gittiği ve her sorunun denetimle çözülebileceği iddiaları bile isteye uydurulmuş üç kuyruklu yalandır!

Bu yalanlar birbirlerinin kardeşidirler. Birinci yalan kamu emekçileri için imâl edilmiştir, ikinci yalan özel sektör emekçileri için! Üçüncü yalan hepimiz için!

Birinci yalan sayesinde kamu emekçilerinin asgari ücret artışına karşı çıkması garantiye alınıyor. İkinci yalan sayesinde de özel sektör emekçilerinin “memur”a öfkelenmesi! Üçüncü yalan sayesinde de emekçilerin değil, polis devletinin güçlenmesi amaçlanıyor!

Her üç yalanın da kaynağı aynıdır: Patronlar! Her üç yalan da aynı amaca hizmet ediyor: Emekçileri bölmeye! Her üç yalan da, hakikâti aramak yerine “herkes söylüyorsa doğrudur” ezberine alıştırıldığımız için ayakta duruyor! Her üç yalan da emekçileri zayıflatıp, patronları ve onların devletini güçlendiriyor!

Aristoteles atların yirmi sekiz dişi olduğunu yazdığında, her insan gibi o da hata yapmıştı. Tıpkı dünyanın evrenin merkezinde durduğunu ve güneşin onun etrafında döndüğünü yazdığında hata yaptığı gibi. Onun hatasını Hristiyan engizisyonunun tabusu haline getiren Kilise ve bu hatayı yüzyıllar boyunca sorgulamayan insanlar, Orta Çağ karanlığını yaşadılar!

Oysa içinden geçtiğimiz Yeni Orta Çağ, bir hataya değil bile isteye uydurulmuş yalanlara yaslanıyor ve bu yalanları sorgulamadan biat etmemizi talep ediyor. Seçeneklerimiz ise o tarihten beridir aynı eksende duruyor: Ya atın dişlerini kendimiz sayacağız ya da yalanların kuyruğunda yoksullaşacağız!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder