MÖ 384 ile MÖ 322 tarihleri arasında yaşamış olan Aristoteles düşünce tarihinin en önemli filozoflarından birisidir. Çeşitli tarihsel sebeplerle Hristiyanlık teolojisinde de Aristo’ya büyük bir önem atfedilmiş ve onun kitaplarında geçen bilgiler tartışmasız doğru kabul edilmiştir.
Aristo, bir kitabında atların ağzında yirmi sekiz adet diş olduğunu yazmıştır. Bu yanlış bilgi, Aristo yazdığı için Orta Çağ boyunca tartışmasız doğru kabul edilmiştir. Anlatılan bir hikayeye göre, bu bilgiyi sınamak isteyen genç bir papaz, dişlerini saydığı bir atın otuz altı dişi olduğunu görür. Bu gözlemini paylaştığı diğer papazlar da atın dişlerini sayarlar ve gerçekten de otuz altı dişi olduğunu görürler. Bunun üzerine Aristo’nun asla yanılamayacağına, dişlerini saydıkları atta bir sorun olduğuna karar verirler ve bundan sonra atların dişlerinin sayılmasını yasaklarlar! Bu hikayeyi neden anlattım? Yazının kalanını okursanız, nedenini anlayacaksınız!
***
Asgari Ücret Tespit Komisyonu
önümüzdeki günlerde toplanacak. Altı aydır Asgari Ücret yerinde sayıyor ama
fiyatlar artmaya devam ediyor. Özel sektör emekçisinin altı aylık fiyat
artışları ile cebinde eriyen maaşını telafi etmek için tek şansı, Asgari Ücret’in
en az hayat pahalılığı oranında arttırılması. Ancak Ocak ayında bu da yapılmadı
ve yüzde 11,12 olan hayat pahalılığının altında, sadece yüzde 7,5’lik bir
artışla yetinildi.
Yıllardır anlatıyoruz, on kişiden
fazla işçi çalıştıran patronların sendikasız işçi çalıştırması yasaklanmalıdır.
Böylece özel sektör emekçileri, kendilerini çalıştıran patronlar karşısında da
Asgari Ücret Tespit Komisyonunda da temsiliyete sahip olabilecekler ve kendi
maaşları hakkında kendileri konuşabilecekler.
Sendikasız işçi çalıştırmak
yasaklanana kadar da Asgari Ücret en düşük kamu maaşına eşitlenmelidir. Böylece
hem özel sektör emekçileri insanca bir maaşa kavuşacaklar hem de kamu ile özel
sektör emekçileri arasında bir çıkar ortaklığı yaratılacak!
Ancak ekliyoruz, sadece
örgütlenme ve maaş garantisi yoksullaşmayı bitiremez. Sosyal devlet
mekanizmaları ile barınma, enerji, eğitim, sağlık, ulaşım ve gıda alanlarına
yatırımlar yapılmalıdır. Bu yatırımlar yapıldığında gelirlerimizi arttırmaya
gerek kalmayacak çünkü giderlerimiz azalacak!
Ama bu üç talebe, üç yalanla
yanıt alıyoruz: “Asgari Ücret artınca her şey zamlanır”, “Bütçe memuralara
gidiyor” ve “denetim her sorunu çözer!”
***
“Asgari Ücret artınca her şeye
zam geldiği” yalanını çok duymuşsunuzdur. Bütün özel sektör emekçileri bu
yalanı iyi tanıyor. Gerçek ise bunun tam tersi; her şeye zam geldiği için
Asgari Ücret artmalıdır. İşte Asgari Ücret altı aydır yerinde sayıyor ama
fiyatlar da durmuyor. Asgari Ücret artmalıdır ki, özel sektör emekçileri alım
gücünü koruyabilsin, zamlanan ürünleri aynı oranda almaya devam edebilsin. Bu
basit gerçek, apaçık ortada olmasına rağmen, patronlar aynı yalanı yıllardır tekrar
ediyorlar.
İşte bu yalanın bir de ikiz
kardeşi var: “Bütçenin yüzde 68’i maaşlara gittiği” iddiası! Gerçek rakamı
Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan açıkladı; “Bütçeden
maaşlara giden miktar yüzde 30!” Üstelik bu oran dünya ortalamasından pek de
farklı değil! Ama tıpkı “Asgari Ücret artarsa pahalılık olur” yalanına
sarıldıkları gibi, tutturmuşlar “Bütçenin yüzde 68’i maaşlara gidiyor” diye ve
bu rakamı nereden bulduklarını da anlatamıyorlar!
Bütçenin büyük kısmının maaşlara
gittiğini iddia edenlerin, günlük hayatımızdaki her soruna önerdikleri tek çözümün
de “denetim” olması hiç dikkatinizi çekti mi? İşte üçüncü yalan da bu denetim
yalanıdır!
Trafik kazalarına çözüm öneriler
denetim, iş kazalarına çözüm önerileri denetim, kayıt dışı işçiliğe çözüm
önerileri denetim, maaş ödemeyen patrona çözüm önerileri denetim,
üniversitelerde yaşanan yolsuzluklara çözüm önerileri denetim, marketlerde
uygulanan fahiş etiket fiyatlarına çözüm önerileri denetim, aklınıza
gelebilecek her soruna çözüm önerileri: Denetim ve cezaların arttırılması!
Her allahın günü devletin büyüklüğünden
ve kamu emekçilerinin maaşlarının yüksekliğinden şikayet edenler; günlük
sorunlar karşısında daha çok kamu emekçisi istihdam etmek ve her şeyi
denetleyen bir polis devleti yaratmaktan başka bir şey öneremiyorlar!
Bu tutarsız düşüncenin hâlâ
karşılık buluyor olmasının ve toplumun büyük bir çoğunluğu tarafından benimsenmesinin
tek nedeni ise kimsenin atın ağzını açıp dişlerini saymamasıdır!
***
Zamların nedeninin asgari ücret
artışları olduğu, bütçenin büyük çoğunluğunun maaşlara gittiği ve her sorunun
denetimle çözülebileceği iddiaları bile isteye uydurulmuş üç kuyruklu yalandır!
Bu yalanlar birbirlerinin kardeşidirler.
Birinci yalan kamu emekçileri için imâl edilmiştir, ikinci yalan özel sektör
emekçileri için! Üçüncü yalan hepimiz için!
Birinci yalan sayesinde kamu
emekçilerinin asgari ücret artışına karşı çıkması garantiye alınıyor. İkinci
yalan sayesinde de özel sektör emekçilerinin “memur”a öfkelenmesi! Üçüncü yalan
sayesinde de emekçilerin değil, polis devletinin güçlenmesi amaçlanıyor!
Her üç yalanın da kaynağı
aynıdır: Patronlar! Her üç yalan da aynı amaca hizmet ediyor: Emekçileri
bölmeye! Her üç yalan da, hakikâti aramak yerine “herkes söylüyorsa doğrudur”
ezberine alıştırıldığımız için ayakta duruyor! Her üç yalan da emekçileri
zayıflatıp, patronları ve onların devletini güçlendiriyor!
Aristoteles atların yirmi sekiz
dişi olduğunu yazdığında, her insan gibi o da hata yapmıştı. Tıpkı dünyanın
evrenin merkezinde durduğunu ve güneşin onun etrafında döndüğünü yazdığında
hata yaptığı gibi. Onun hatasını Hristiyan engizisyonunun tabusu haline getiren
Kilise ve bu hatayı yüzyıllar boyunca sorgulamayan insanlar, Orta Çağ
karanlığını yaşadılar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder