1 Şubat 1997 Cumartesi

HAREKET OLMA YOLUNDA İLK ADIMLAR

Demokrasi ve İnsan Hakları Hareketi (D.İ.H.H.) kurulduğu günden bu yana, çeşitli tepki amaçlı hareketlilikler dışında, ilk kez önüne koyduğu bir programı (10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası) gerçekleştirmiştir.

Kuzey Kıbrıs'taki tüm sözde örgütler karşısında D.İ.H. Hareketi gerçek bir sivil toplum örgütü olma yolunda attığı olumlu adımlarla varlığını her geçen gün daha da pekiştirmektedir. Hareket, gerek kuruluş amaçları, gerek üye yapısı, gerekse yaşam içerisindeki tavrıyla bir olumluluklar zinciri oluşturmaktadır. Yeni kurulmuş bir örgüt olarak birçok zorlukların ve imkansızlıkların içinden, el yordamıyla gerçekleştirilmeye çalışılan eylemlilikler halktan hakettiği tepki ve desteği bulmaktadır.

Ancak hareketin işleyişindeki ve varoluşundaki bütün olumluluklara karşın, üye yapısının ne kadarını mobilize edebildiği ve yürütme-üye farklılaşmasından ne kadar kaçınabildiği sorularının sorulması gerekmektedir.

Üye politikasında mühim olanın 'nitelik' olduğu umutulmamalıdır. Binlerce üyeli, ancak niteliksiz, örgütlerin tarihe karışmalarının doğal olduğunu yaşayarak öğrendik. Oysa asıl olan; üyeyi karar mekanizmalarına dahil etmek ve yapılacak işleri paylaşım temelinde örgütlemektir. Bu da ancak nitelikli üyelerle ve sağlıklı bir yürütme organıyla hayata geçirilebilir.

Harekette gözlemlediğimiz en büyük tıkanıklık; üyeler arası kaynaşmanın yeterli oranlarda hareket lehinde kullanılamamasından oluşan hantal bir işleyiştir. Bu da ilk genel kurulda enine boyuna tartışılması gereken acil bir konu olarak hareketin önünde durmaktadır.

Demokrasi ve İnsan Hakları Hareketi güncel konularda güncel tepkiler koymak ve belli günleri kutlamak amacıyla kurulmuş (sadece bu amaçlarla kurulmuş) bir hareket olarak görülmemelidir. Hareket, güncel tepkilerini koyarken ve her türlü eylemliliğe girişirken yeni bir tarzın, yeni bir ekolün yaratıcısı olmak zorundadır. Eskinin devamı veya tekrarı olacak her türlü girişim hareketin kendi içine dönmesine ve yokolup gitmesine (hiç olmazsa kuruluş amaçlarından ve ruhundan kopmasına) neden olacaktır.

Bu yüzden; üyelerin azami ölçüde karar mekanizmalarına dahil olmaya çalışmaları, temsiliyeti reddetmeleri ve doğrudan, anti-hiyerarşik bir işleyişin oluşmasına katkıda bulunmaları çok hayati bir konudur.

Daha kuruluşunda farklı olduğunu hissetiren hareketin, üyelerinin (reklamsal bir deyişle) farkı farketmeleri gerekmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder