Ledra
Palace Barikatından geçişleri engellenerek iş yerlerine ulaşamayan bir grup
Kıbrıslı Türk işçi bugün sabah Lefkoşa sokaklarında gövde gösterisi yaptı.
Vergi
ile ilgili bir evrağı doldurmaları talep edilen, evrağı doldurmayınca da
geçişleri engellenen işçilerin bazıları barikatı atlayarak geçti. Ancak Polisin
BM yetkililerine durumu bildirmesi ile tutularak kuzeye iade edildiler.
Bunun
üzerine Meclis binasına doğru yürüyüşe geçen işçiler, öğlen yemeği için
yanlarında bulunan sebze, ekmek gibi gidaları Meclis bahçesine fırlattılar.
Eski
Peyak önünden yürüyüşlerine devam ederek, Girne Kapısı istikametinde
CTP-Birleşik güçler seçim çalışmalarını yürüten ekiple karşılaşan işçiler, bir
süre burada oyalandılar. Ancak daha sonra yürüyüşlerine devam ederek Kuğulu
Park’a girdiler. CTP’li kitlenin burada kalarak bayrak sallamaya devam ettiği
ve korteje katılmadıkları dikkat çekti. Bunun yerine partinin önde gelen
isimleri kitleyi yatıştırmaya ve eylemin dağılmasına yönelik mesajlar vererek,
işçileri soğukkanlı olmaya davet ettiler.
Kuğulu
parkta radyodan haberi duyup işçilere katılan halk, sendika başkanları,
milletvekili adayları ve parti temsilcileri ile kitle büyüdü.
500-600
kişilik kalabalık “sakin olun”, “soğukkanlı davranın”, “zaten seçimler’de
gerekeni yapacağız” yollu telkinlere kanmayarak Meclise doğru yürüme kararı
aldı. Ancak polis sabahın erken saatlerinde olduğu kadar hazırlıksız değildi.
Bu yüzden Meclisin arka sokağından ilerleyen kortej, Belça önünden Başbakanlık
istikametine doğru yöneldi.
Ticaret
Bankasının önünde Denktaş Bey’in arabası ile karşılaşan işçi kortejinin en
önünde artık bir siyah çelenk vardı. Ve üzerinde “GÜNEY KIBRIS TÜRK İŞÇİLERİ”
yazıyordu. Denktaş’ın yuhalanması ile kitlenin coşkusu doruğa ulaştı. Yoldan
geçen ve işine araba ile gitmekte olan vatandaşların desteği, ile kitleden
“İşçiyiz haklıyız, söke söke alırız” sloganları yükselmeye başladı.
İşçiler
ellerinde bulunan mala, çekiç, kerpeten gibi aletleri sallayarak sloganlar
atmaya başladılar. Üretimde kullandıkları aletler artık birer siyasal ifade
aracına dönüşmüştü. Artık; gereğinde saldırı, gereğinde savunma amacıyla
kullanabilecekleri bu aletlerden ve hakları kısıtlanan, sömürülen, kullanılan
yanı başlarındaki diğer işçilerden başka herkes ve herşey doğal olarak bu
çemberin dışında kalıyordu.
Ön
sıralarda birbirine kenetlenmiş olarak yürüyen ve yürüyüşün başından beri
tansiyonu düşürmeye çalışan CTP Bürokratlarının yüzlerinde endişe ve
tedirginlik okunuyordu. CTP sempatizanı kitle ile CTP üst yönetiminin bu kadar
birbirinden uzak ruh hallerini yaşadığı bir an Kıbrıs’ta belki de ilk kez
yaşanıyordu.
Bu
arada KSP, BDH gibi örgütlerin militanları ve emek mücadelesi ile değil,
siyasal angajman ile kensisini tarif eden tüm diğer elit kesim, kendisine kitle
içinde yer açmaya, sloganlarını attırmaya, kitleye yönvermeye çaba gösteriyor,
ancak çabaları yankı bulmuyordu.
“Susma
sustukça sıra sana gelecek”
“Statüko
gidecek barış gelecek” şeklinde yükselen sloganlar, işçi sınıfının halkın genel
etkileşiminden bağımsız olmadığını henüz kendi özgül taleplerini ön plana
çıkaracak kadar olgunlaşmadığını ama inançlı ve kararlı olduğunu gösteriyordu.
Memur/KSP
kökenli ve eyleme destek amacıyla orda bulunan 2-3 kişilik bir grup “Devletin
Rüşvetine Son” sloganını attırmaya çalışırken, kitle “Vur vur inlesin Eroğlu
Dinlesin” diye ünlüyordu. Memur/KSP grubu bu sloganı tekrar etmeye başladı.
Sloganlar,
en temel taleplerin en basit şekilde dışa vurumudur. Basittir, kolay
anlaşılırdır ve kitlenin kendi öz durumunu ifade eder. Ancak sınıfın durumunu
ve taleplerini anlamadan yukardan dayatılan/dayatılmaya çalışılan sloganlar
yankısız kalır.
Kitleyi
tanıyıp onu arkasına alamayanlar, kitlenin kuyruğuna takılıp onu takip etmeye
mahkumdurlar. Ta ki fırsatını bulup sınıfın tepesine çıkana kadar. Bu sabah
görünen o ki, şimdilik bu mümkün değil.
Gelibolu
İlkokulu önüne gelindiğinde pencereleri dolduran ilkokul öğrencileri “Kıbrıs’ta
Barış Engellenemez” sloganları ile caddeyi inletmeye başladı. İşçiler onlara
“Vur vur inlesin hırsızlar dinlesin” diyerek cevap verdi.
“Devlet
devlet dediniz hepimizi yediniz” diyerek başbakanlığa yönelen kortej, burda
kendilerini bekleyen polislerin karşısında durarak “Hoşt hoş köpekler vatan
sizden ne bekler”, “işçiler burada, başbakan nerede” şeklinde sloganlarına
devam ettiler.
Burda
CTP ileri gelenlerinden, Belediye Başkanı Kutlay Erk’in Başbakanlık duvarına
çıkarak kitleye seslenmeye çalıştığı anlar yaşandı. Erk, işçilerin aralarından
üç kişilik bir heyet seçmesini ve bu heyetin Başbakanla görüştürülmesini
önerdi. Sözleri “Başbakan dışarı” sloganları ile kesilen Erk susunca duvara
tırmanan bir işçi, “14’ünde gidecek olan, hatta 3 ay önce gitmiş olanlarla biz
görüşmeyiz” deyince kitleden alkışlar ve bravo nidaları yükseldi.
Bunun
üzerine bir zamanlar kendisi de işçi olan CTP’li sendikacı Ahmet Gülle duvara
tırmandı ve Kıbrıs Sorununun çözülmesi gerektiğini, 14 Aralık seçimlerinin
önemli olduğunu, bu Başbakanın işsizlikle mücadele edeceğim diyerek Güney’de
çalışan insan sayısını arttırdığını, insanları Rum’a muhtaç hale getirdiğini
anlatmaya başladı. Kitlede bir uyuklama havası başgösterir göstermez
“Partizanlık değil, hakkımızı isteriz” sloganları yükseldi. Davul zurna
eşliğinde Güllenin sözünü kesen işçiler, sırtlarını dönerek halay çekmeye
başladılar.
Çeşitli
parti temsilcileri gittikçe azalan kitle üzerinde tansiyonu düşürmeye, bu
hareketin seçim sürecini kendilerince olumsuz etkilememesi için önlem almaya
çaba gösterirken, Kutlay Erk yeniden ve daha hazırlıklı bir şekilde duvara
tırmandı.
“Azimli
mücadeleniz sonucu, sizden talep edilen vergi kaldırılmıştır. İşçiler haklarını
almıştır. Artık dağılabiliriz arkadaşlar” diyerek kitlenin ruhunu okşayan
Erk’in söylemi ve kitle içinden bir grubun “Kuğulu Park”a yürtüyelim şeklindeki
çıkışı sonucu eylem sona erdi.
Dağılarak
geri dönen eylemciler yol boyunca slogan atmaya devam ettiler.
Tüm
bu olanların ışığında ererken görünen odur ki, Kıbrısın Kuzeyinde oluşmakta
olan bir işçi sınıfı vardır. Ve bu sınıfın çıkarları ile sözde sol partilerin
çıkarları taban tabana zıttır. Süreç solda yarılmalara gebedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder