1970
ve 1980’li yıllar Kıbrıs Türk devrimci hareketinin en hareketli olduğu
yıllardır.
Dünyada yeni-sömürge
devrimleri rüzgarı son sürat esmekte, Che Guevara’nın “iki üç daha fazla
Vietnam” çağrısı gençlerin kulaklarında uğuldamaktadır. Türkiye her geçen gün
devrime biraz daha yaklaşmakta, iç savaş derinleşmekte devrimci örgütler
güçlenmekte ve örgütlenmektedir. Ve Kıbrıs’ta adanın bölünmüşlüğünün olumsuz
sonuçları daha yeni yeni idrak edilmeye başlanmıştır.
Ada 1974 yılında emperyalizmin
ve yerli işbirlikçilerinin Acheson Planı’na uygun olarak yaratılan bir oldu
bitti ile TAKSİM edilmiştir. Taşeronlar arasında gerçekleşen taksim, fiiliyatta
emperyalizmin Kıbrıs’ı bir bütün olarak hakimiyeti altında tutmasının bir aracı
olarak hayat bulmuştur. Kıbrıslı Türkler, büyük umutlarla ve özgürlüğe
kaçtıklarına inanarak güneyden kuzeye kitleler halinde göç etmiş; anılarını,
komşularını, evlerini, işlerini ve tüm geçmiş yaşamlarını geride
bırakmışlardır. Ancak vaatlerin fos çıkması için iki yıl yetmiş de artmıştır.
Şimdi halk işsiz, hayal kırıklığına uğramış, yoksul ve öfkelidir. Bu öfkenin,
gençlerin devrimci ateşi ile birleştirilmesi gerektiğini düşünen, emperyalizme
karşı verilecek bir bağımsızlık kavgasının adanın yeniden birleştirilmesi ile
taçlandırılmasını isteyen devrimci gençler arayış içindedirler.
Türkiye’de içinde aktif
olarak bulundukları devrimci mücadele onlara “devrimcilerin görevinin devrim
yapmak olduğunu” öğretmiştir. Farklı stratejilere de sahip olsalar, hepsi de “sarp,
engebeli ve çetin” devrim yolunda yürümeye isteklidir.
Bu koşullar altında
Türkiye’deki çeşitli devrimci akımlara mensup gençler Kıbrıs’ta biraraya
gelerek Halk-Der isimli örgütlülüğü yaratmışlardır. Halk-Der, Kıbrıs’ta sadece
egemen çevreleri, UBP’yi, Denktaş’ı ve Elçiliği değil; revizyonist-reformist
solu da rahatsız etmiş ancak liseli gençlerden birçok ilerici halk kesimine
kadar geniş bir çevrede de örgütlülüğünü genişletmiştir. Revizyonist ve SSCB
uydusu solun kuzey Kıbrıs temsilcisi CTP, Halk-Der’den ve onun temsil ettiği
devrimci değerlerden rahatsız olmakta; kitleleri kendinin seçimlere endeksli ve
uzlaşmacı mücadele hattı içinde tutmak için çaba harcamaktadır.
Birçok sendika, gençlik
örgütü ve dernek içerisinde Halk-Der’li devrimciler ile CTP’li revizyonistler
arasında yükselmekte olan gerilim 1 Mayıs 1980 tarihinde CTP ve bağlı örgütleri
tarafından Halk-Der’in 1 Mayıs alanına girişini önleme girişimi noktasına kadar
yükselir. Bu tarihte Saray Önü’nde sıcak çatışmaya varan gerilim; Halk-Der’in,
CTP’yi rahatsız eden “Bağımsız Kıbrıs Bütün Halklar Kardeştir” sloganını atarak
alana girmesi ile sonuçlanır.
Bu arada Halk-Der
içerisinde aktif olarak çalışan “Kurtuluş” grubu, devrimci bir yayın çalışması
başlatmış ve sürdürmektedir. Bağımsızlık Yolu’nun ilk sayısı 6 Ağustos 1979
tarihini taşır. Bağımsızlık Yolu, Halk-Der’in yayın organı değildir; bağımsız
bir yayındır ve Halk-Der’in de kurucuları arasında bulunan Asi çevresinde
toplanan devrimcilerin inisiyatifi ile çıkarılmaktadır. 6 Ağustos 1979’dan Haziran
1981’e kadar iki yılda on üç sayı yayınlanmıştır. 4 veya 6 sayfa, gazete
formatında ve genel olarak aylık veya iki aylık periyotlarda yayınlanan gazete o
tarihlerde çok önemli bir görevi yerine getirmiştir.
Halk-Der’in yayın organı
olmasa da, Bağımsızlık Yolu’ndaki makale ve haberlere bakıldığında bunların
Halk-Der’in genel fikriyatı ile aynı doğrultuda olduğu görülür. Halk-Der genel
kurulları, bildirileri, eylemleri ve teorik açılımları bu gazetede geniş yer
bulmuştur. 1980 olaylı 1 Mayıs’ında Bağımsızlık Yolu, CTP ve yayın organı
Yenidüzen ile kıyasıya bir tartışmaya tutuşmuş, Halk-Der’in fikirlerini sonuna
kadar savunmuştur. Gerek gazete örgütün fikirlerini aktarmış, gerekse de örgüt
gazetenin açılımları doğrultusunda hareket etmiştir. 1980’ler Kıbrıs’ında aylık
bir gazete, örgütlülüğün yayılmasına ve kavranmasına büyük hizmetler sunmuştur.
Ayrıca Bağımsızlık Yolu, Halk-Der bildirileri dışında bugün Halk-Der ile ilgili
birinci elden ulaşabileceğimiz zengin bir kaynak da olmuştur. Bu sebeplerle
Bağımsızlık Yolu’nu Halk-Der’den ayrı, farklı bir örgütlenme merkezi olarak
değil, Halk-Der ile bütünlüğü olan bir olgu olarak değerlendirmek gerekir.
Haziran
1981 tarihi Bağımsızlık Yolu’nun on üçüncü ve son sayısının yayınlandığı
tarihtir. Bu tarihten sonra devrimci hareket farklı tartışma eksenleri
etrafında yoğunlaşacak ve kendi bağımsız örgütlülüğünü berhava ederek bir
süreliğine ortadan kalkacaktır.
Halk-Der,
Bağımsızlık Yolu ve onların temsil ettiği gelenek; “Bağımsız Kıbrıs Bütün
Halklar Kardeştir” sloganında özetlenen halktan yana, bağımsızlıkçı, kendi öz
gücüne güvenen ve Kıbrıs’ta var olan halkların kardeşliğine inanan yaklaşımı
ile bugünün devrimcilerine ışık tutmaya devam etmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder