Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler
Sendikası’nın Lefke Avrupa Üniversitesi’nde yürüttüğü örgütlenme girişimi bir
türlü basında hak ettiği değeri göremiyor. KTOEÖS, LAÜ’deki örgütlülük girişimi
ile ülkemizde çok önemli bir noktaya parmak bastı.
Ülkemizde sadece kamuda çalışan işçi ve
memurların rahatça sendikalaşabildikleri, belediyelerde bile sendikal
örgütlülük önünde ciddi baskıların bulunduğu bir gerçektir. Oysa gündemde yer
tutan ve tartışılan birçok konu, özel sektörde ciddi bir sendikal örgütlülük
sağlanması halinde rahatlıkla çözülebilir. Bir düşünün hükümet aylardır
marketlerin saat kaçta açılıp saat kaçta kapanacağına dair yapay bir konuyu
halkımıza harıl harıl tartıştırıyor. Bir de bu konunun çalışanların uzun
saatler çalıştırılmasını önleyecek adil bir şekilde çözümlenmesini
istediklerini söylüyorlar. Eğer marketlerde çalışan işçiler sendikalı olsalar,
çalışma saatlerinden tutun da fazla mesaiye kadar her sorun, işçilerin kendi öz
örgütlerine ve güçlerine dayalı olarak çözümlenebilir. Aynı şekilde adına
“kaçak işçi” denilen, aslında patronların açgözlülüğü nedeniyle ortaya çıkan
sorun da ancak sendikal örgütlülük ile çözümlenebilir. Bir sendikanın örgütlü
bulunduğu işyerinde, bırakın yabancı uyruklu bir kişinin kaçak
çalıştırılmasını, vatandaş bir insanın sigortasız çalıştırılması bile mümkün
değildir. Patron bunu yapmaya çalışsa bile, sendikalı işçiler buna izin
vermeyecek, en kötü ihtimalde basın ve kamuoyu yasa dışı faaliyetten anında
haberdar olacaktır. Oysa şimdiki durumda, birçok özel işyerinde değil yabancı
uyruklu işçiler, vatandaşlar bile sigortasız çalıştırılmaktadır.
Sendikalar, işçi sınıfının her
işyerinde bulunan gözü, kulağı ve elidir. Tüm işçiler için iş garantisi,
eşitlik ve adalet demektir. Özel sektörde var olan; fazla mesailerin
ödenmemesi, uzun çalışma saatleri, adil izin kullandırılmaması, asgari ücrete
uyulmaması, kaçak işçi, sigortasız çalışma, her an işten atılma olasılığı gibi
tüm konular sendikasızlık ile bire bir bağlantılıdır. Bunlar tek tek yasalar
yaparak, polis devleti oluşturup sürekli denetimler yaparak DIŞARDAN
çözümlenemezler. Aksine işyerlerinde sendikalaşmayı teşvik ederek, İÇERDEN ve
işçiler eli ile bu sorunlar çözüm yoluna girebilir.
Kamuda çalışan memur ve işçilerin
yüksek özlük hakları (maaşlar, izinler vb.) veya iş garantilerinin bulunması,
devletin çok iyi niyetli ve çalışan dostu olmasından kaynaklı değildir. Aksine
güçlü öğretmen ve memur sendikalarının mücadeleleri ile bu hakları kazanması,
şimdi de korumasındandır. Aynısı özel sektör işçileri için de geçerli olabilir,
yeter ki özel sektörde sendikalar örgütlenebilsin. Hükümet yıllarca kamu
çalışanlarına şımarık evlat muamelesi yapmış, hak taleplerini sürekli özel
sektör ile kıyaslayarak onları arsızlık ile suçlamıştır. “Kamuda örgütlenmek
kolay, özelde neden örgütlenmiyorsunuz” söylemi kiralık kalemlerin elinden hiç
düşmemiştir. Oysa şimdi de Lefke Ünversitesi’nde gerçekleşen örgütlenme
girişimine dudak büküyorlar. İyice yüzsüzleşenler ise; “barış gündeminin
dorukta olduğu bir dönemde KTOEÖS’ün yaptığı yanlıştır” diyor. Peki o zaman
“barış gündeminin dorukta olduğu bir dönemde” Bakanlar Kurulu neden
işyerlerinin açılış-kapanış saatlerini düzenlemeye, iç politika konularında
kararlar alıp uygulamaya çalışıyor? LAÜ’deki çalışanların örgütlenme sebebiyle
aynı nedenden değil mi? Hayat devam ettiği için değil mi?
Kamuda örgütlü sendikalar hak talep
ettiği zaman, özelin örgütsüzlüğü örnek oluyor... Özelde örgütlenme girişimleri
gündeme gelince, Kıbrıs Sorunu’nun çözüm sürecinde olması mazeret oluyor...
Kiralık kalemlerin ne söyledikleri ne yaptıkları birbirini tutmuyor.
KTOEÖS’ün LAÜ’de örgütlenmesine köstek
olan hükümet, ülkücü faşistlere destek olan LAÜ Rektörü’nü korumaya da devam
ediyor. Kendini güvende hisseden faşistler ise, sokak ortasında Afrika kökenli
öğrenci avlarına çıkıp, Nazi Almanya’sını aratmayacak linç girişimlerinde
bulunabiliyor. Faşizm ile ırkçılığın KAN KARDEŞİ oldukları da böylece ortaya
çıkarken, çalışan ve sendika düşmanı CTP hükümetinin eline Afrika kökenli
öğrencilerin kanları da bulaşmış oluyor.
Özel sektörde sendikal örgütlenmenin
yaygınlaşması, maaşlar, izinler, iş garantisi, çalışma saatleri, iş güvenliği
gibi onlarca konuda çalışanların insanca çalışması için gereklidir. Bizimki
gibi vahşi çalışma koşullarının, insafsız işverenlerin olduğu ülkelerde,
sendikalaşma güçlü ve örgütlü sendikaların girişimi ile daha kolay başarıya
ulaşabilir. Bu yüzden KTOEÖS’ün LAÜ’de örgütlenme girişimi, takdir edilmesi,
desteklenmesi ve tekrar edilmesi gereken bir örnektir.
Not:
Bu makale, LAÜ’de grev yapan KTOEÖS’ün Başkanı sudan gerekçelerle tutuklanmadan
önce yazılmıştı. Şimdi bu tutuklanma olayından sonra tüm CTP’li ağızlar hep
birlikte “böyle grev mi olur” edebiyatı yapıyorlar. Daha da ileri gidenleri ise
KTÖS ile KTOEÖS’ü bir birine düşürme denemeleri yapıyor. Tarih, emekçi
düşmanlığının, emeğe ihanetin affedildiğini yazmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder