2 Haziran 2009 Salı

Ücretsiz Kreş Talebi

Toplumumuzun ve kamu emekçilerinin yarısını oluşturan kadınlar, tüm çalışanları etkileyen genel sorunların yanısıra gerek iş gerekse özel yaşamlarında, kadın olmalarından kaynaklanan problemlerle de boğuşmaktadırlar. Toplumsal cinsiyet rollerinin eşitsiz bir şekilde kadınların omuzlarına yüklediği görevler öyle çoktur ki bir kadın –tıpkı eşi gibi- çalışıyor olsa da evin idamesi, çocuk, hasta ve yaşlıların bakımı gibi yeniden üretim alanında da emek vermek durumundadır. Kadının bu emeği, onun gününün ve gündeminin çoğunu meşgul etmekle beraber görünmez ve değersiz gibi algılanaktadır.

Kadınların toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan mağduriyetleri çalışma alanlarına da yansımaktadır. Kamu çalışanı kadınlar, gerek çalıştıkları kurumlarda gerekse örgütlü bulundukları sendikalarda karar mekanizmalarında yeterince görev alamamaktadırlar. Bunun bir sebebi ev ve aile işleri ile zihni körel(til)en kadınların kendilerini kamusal alanda geliştirme fırsatı bulamamaları ve özgüvenlerini kaybetmeleri iken bir diğer önemli neden ise erkek egemen kültürün kadınları azımsayan tavrıdır. İnisiyatif alma ve karar verme gerektiren işler “mühim erkek işi” olarak görülmekte ve kadınların bu gibi görevlere talip olmaları bile gülünç karşılanmaktadır.
Kamuda örgütlü memur ve işçi sendikalarının çoğunda baskın bir erkek kültürü hakimdir. Sendika binalarının dekorasyonundan oralarda kurulan ilişkilere kadar pekçok şey, kadınların kendilerini ait ve rahat hissedemeyeceği şekilde kurgulanmıştır.
Son yıllarda sendikalarının yönetiminde görev alan kadınların sayısında artış olması sevindirici olmakla beraber, sendikaların kadınca talepler ortaya koyamaması da üzücüdür. Kamu emekçisi kadınların çoğunun sendikal görevler üstlenmesinin, toplantılara, seminerlere, eylemlere katılabilmesinin önündeki en büyük engel çocuk bakımından sorumlu olmalarıdır. Kadının toplumsal yaşamdaki yerini önemsediğini iddia eden sendikalar, kadın üyelerin yararlanabileceği (ve aynı zamanda yönetiminde de söz sahibi olabileceği) kreşler açma hedefini önelrine koymalıdırlar. Asıl olan, kreş talebi ile devlete baskı yapılması ve dairelerin ücretsiz kreşler açmasının sağlanmasıdır. Sendikalar ise buna örnek olmalı ve öncülük etmelidirler. Toplumun yarısını oluşturan kadınlar her alanda söz sahibi olmadıkça ne toplum ne de kamu emekçileri hareketi ileri gidebilir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder