1 Ağustos 2009 Cumartesi

Delege Sitemini Kaldıralım

Günümüzde kamu emekçilerinin örgütlü bulunduğu neredeyse bütün sendikalarda delege sistemi uygulanmaktadır. Delege sistemi sendikaya üye olduğu, aidat ödediği halde binlerce emekçiyi seçme ve seçilme hakkından mahrum bırakan anti-demokratik bir sitemdir. Oysa emeğin hakları için yürütülen mücadelelere en geniş emekçi kitlelerinin demokratik katılımı çok önemlidir.

Sendikalar gibi demokratik kitle örgütlerinde demokrasi; üyelerin söz, yetki ve karar alanlarına katılımının olabildiğince arttırıldığı bir araçtır. Esas olan her üyenin, her konuda söz sahibi olması, yetkilendirilmesi ve karar alabilmesinin sağlanmasıdır. Bunun çok çeşitli yöntemleri vardır. Bazı sendikalarda işyeri temsilciliği yönteminin uygulanmaya başlaması elbette bunun bir adımıdır. Ancak bu sistemin çok daha etkin kullanımı ile; işyeri komite ve konseyleri, kamusal örgütlenmenin alanlar bazında yaygınlaştırılması gibi süreçlere evrilmesi beklenebilir. Elbette tüm bunlar yapılırken, sendikanın üyeyi, üyenin de sendikayı karşılıklı eğittiği bir ilişki ağının mekanizmaları da yaratılmalıdır. Gerçişimdilik uygulamada görülen işyeri temsilcilerinin göstermelik bir varlığa sahip olduğu ve sendikal kararların hala yukardan aşağıya alındığıdır.
Ancak tüm bunlara geçilmeden, hemen ilk adımda yürürlüğe konulabilecek bir demokrasi adımı vardır: Delege sisteminin kaldırılması. Delege sistemi başka ülkelerde ve başka koşullarda hangi faydaları sağlarsa sağlasın, bizimki gibi küçük bir ülkede demokrasinin önündeki en büyük engellerden biridir. Her üyenin sendikal kararlarda oy hakkına sahip olmasından daha doğal hiçbir şey olamaz. Kaldı ki delege sistemi temsili demokrasiden bile geri bir demokrasi biçimidir. Şöyle ki üyeler delegeleri seçmekte, delegeler yönetim kurulunu seçmekte, yönetim kurulu da kendi içinden yürütmeyi çıkarmaktadır. Kısacası sendikalarımızın en yüksek karar alma organları olan Genel Kurul'larda üyelerimiz değil onların seçtiği delegeler oy kullanmaktadır.  Üstelik birçok durumda delegelik için yeterli başvuru olmadığı için, delegeler yönetim kurullarında atanmaktadır. Yani yönetim kurulları genel kurulda kendilerini seçecek olan delegeleri atama yöntemi ile belirlemekte, daha snra aynı delegeler gidip bu yönetim kurullarını seçmektedir. Bu uygulamanın demokrasi ile uzaktan yakından ilgisi olmadığı ortadadır.
Demokrasinin oy vermekten ibaret bir olgu olmadığı hemen herkesçe söylenir. Ancak çok daha ileri yöntemlerin uygulanması gerekirken bizim sendikalarımıza delege sistemini bile aşamıyor olmamız söz konusu olamaz. Bu sebeple delege sistemi kaldırılmalı, her üyenin oy verme hakkı tanınmalıdır.
Bugün sendikal ortamlarda delege sistemini savunan neredeyse hiçkimse yoktur. Sendikaların karar alma organlarında bulunan kişiler ise bu sistemi onayladıklarından değil bir tür mecburiyetten dolayı uyugladıklarını söylemektedirler. Onlara göre; “üyeler sendikal konulara o kadar ilgisizdirler ki, genel kurullara katılmamaktadırlar. Hatta çoğu zaman delege olmak için başvuran yeterli üye bulunamadığından yönetim kurulları delegeleri bizzat belirlemek zorunda kalmaktadır.”
Oysa üyenin sendikal konulara ilgisizliği ve birçok kamu emekçisinin sendikalı dahi olmaması, tamamen mevcut sendikal bürokrasiden kaynaklanmaktadır. Kamu emekçileri; sendikaların belli gruplar tarafından siyasi çıkar için kullanıldığını, partilerin memur kolu durumuna getirildiğini görüyorlar. Böylesi koşullarda sendikalara üye olmuyorlar veya üye oldukları sendikaları dönüştürebileceklerine inanmıyorlar. Emekçilerin inancını yitirmesine neden olanların, daha sonra dönüp de mevcut inanç yokluğunu kendi yerlerini sağlama almak için kullanmaları da gerçek bir ayıptır. Üyelerin sendikal konulara ilgisini arttırmanın çeşitli yöntemleri vardır. Ancak buna rağmen genel kurullara katılım yine de düşük olabilir.
Bu durumda genel kurulların konferans kısmı merkezi olarak yapılmaya devam edilirken, oylama kısmı mesai saatleri içerisinde her işyerinde kurulacak olan sandıklar aracılığı ile yapılabilir. Sandıkların üyelerin ayağına götürülmesi çoğu durumda katılımı % 100’lere taşıyacaktır. Bu konuda alternatif çözümleri ilerleyen sayılarda tartışmaya devam edeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder