Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile KKTC Hükümeti arasında imzalanan “Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü” geçtiğimiz ay en az tartışılan konulardan birisi oldu.
Protokol genel yapısı itibariyle, ülkemizin TC’ye entegre edilmesi, bu entegrasyonun neo-liberal piyasalaştırma süreçleri ile beraber yürütülmesi ve böylesi bir hak yitimine karşı çıkması muhtemel en örgütlü kesim olan kamu emekçilerinin baskı altına alınarak geriletilmesi hedeflerine sahip.
1 Şubat 2010 Pazartesi
Sel Felaketi ve Kamu

Şimdi Kararlılık Zamanı
Göç Yasası’na karşı sendikalar tarafından yürütülen mücadele özellikle 28 Ekim ve 23 Kasım tarihlerinde hiç kimsenin beklemediği bir kitle eylemliliğine sahne oldu. Kitleler, Göç Yasası’na ve onun simgelediği neo-liberal yoksullaştırma, güvencesizleştirme ve iradesizleştirme saldırısına karşı olduklarını net birşekilde gösterdiler.
Ben De Ordaydım
Egemenlerin dava sürecini ilerletmesi kitle örgütlerinin de hareketlenmesine neden oldu.
Göç Yasası’nın geçirilmesinden sonra sessizliğe bürünen örgütler, bilindiği gibi 23 Kasım’da yaşanan orantısız polis şiddetine, coplamalara, tutuklamalara ve biber gazlı saldırıya rağmen herhangi bir eylem yapmamışlardı.
28 Ekim eylemi nedeniyle on dokuz, 23 Kasım eylemi nedeniyle on altı eylemciye dava okunması; örgütlerin Ocak ayı içinde iki toplantı yapmasına sebep oldu. Bu toplantılarda hukusal ve eylemsel süreçlerin ortak yürütülmesine karar verildi.
Göç Yasası’nın geçirilmesinden sonra sessizliğe bürünen örgütler, bilindiği gibi 23 Kasım’da yaşanan orantısız polis şiddetine, coplamalara, tutuklamalara ve biber gazlı saldırıya rağmen herhangi bir eylem yapmamışlardı.
28 Ekim eylemi nedeniyle on dokuz, 23 Kasım eylemi nedeniyle on altı eylemciye dava okunması; örgütlerin Ocak ayı içinde iki toplantı yapmasına sebep oldu. Bu toplantılarda hukusal ve eylemsel süreçlerin ortak yürütülmesine karar verildi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)