1 Şubat 2010 Pazartesi

Ben De Ordaydım

Egemenlerin dava sürecini ilerletmesi kitle örgütlerinin de hareketlenmesine neden oldu.
Göç Yasası’nın geçirilmesinden sonra sessizliğe bürünen örgütler, bilindiği gibi 23 Kasım’da yaşanan orantısız polis şiddetine, coplamalara, tutuklamalara ve biber gazlı saldırıya rağmen herhangi bir eylem yapmamışlardı.
28 Ekim eylemi nedeniyle on dokuz, 23 Kasım eylemi nedeniyle on altı eylemciye dava okunması; örgütlerin Ocak ayı içinde iki toplantı yapmasına sebep oldu. Bu toplantılarda hukusal ve eylemsel süreçlerin ortak yürütülmesine karar verildi.

Hukusal açıdan beş avukatlık bir heyet oluşturulmasına, savunmaların bu avukatlar aracılığı ile yapılmasına karar verilirken;eylemsel açıdan da bazı kararlar alındı.
Öncelikle ortak bir bildiri yayınlayan örgütler ilk dava günü olan 26 Ocak sabahı bu bildiriyi tüm kavşaklarda dağıttılar. Yine aynı gün Kuğulu Park’tan Mahkemeler önüne sessiz bir yürüyüş gerçekleştirildi. Ortak taşınan pankartta “Soruşturmalar, Tutuklamalar, Baskılar Bizi Yıldıramaz” yazılırken, yürüyüş boyunca siyah bantlarla ağızlar bantlandı, biber gazı saldırısını protesto için gaz maskeleri takıldı. Mahkemeler önünde ortak bildiriyi okuyan örgütler, yine aynı gün bir imza kampanyası başlattılar. Tam metnini yanda verdiğimiz dilekçe aracılığı ile, egemenler tarafından bireysel bir sorunmuş gibi yansıtılmaya çalışılan davaların kitlesel olarak sahiplenilmesi hedefleniyor.
26 Ocak’taki dava tüm eylemcilere tebligatları yapılmadığından ertelendi. Bu durumda Şubat ayı içinde kesinleşmiş dava takvimi 4 Şubat ve 19 Şubat oldu. Şimdi eylemlilik sürecini dava tarihleri ile sınırlamayan kararlı bir irade geliştirilmesi, imza kampanyasının yürütüldüğü her birimin Göç Yasası’na ve polis şiddetine karşı mücadelenin mekanı haline getirilmesi gerekmektedir. Dava sürecinin GÖÇ YASASI’nın yargılanacağıbir sürece evriltilmesi egemenlerin planlarını boşa çıkaracaktır.
Egemenler, bu davalar aracılığı ile bizi mahkeme koridorlarına hapsetmek istiyorlar. Oysa biim yapmamız gereken aynı kararlılıkla Göç Yasası’na karşı mücadeleye devam ederek bu yasanın geri çektirilmesi talebini daha da kitleselleştirmektir.
Örgütler tarafından gerçekleştirilen meşru bir eylemin kişilerin üzerine yıkılması çabasını boşa çıkardığımız oranda, kitlelere yayılmaya çalışılan korku psikolojisini de yenebileceğiz. İşte bu kararlılığın ifadesi olan “Ben De Ordaydım” tavrını bir meydan okumaya çevirip çevirmemek örgütlerin iradesine bırakılmamalı, bizler tarafından da örgütlere baskı yapılmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder