10 Kasım 2012 Cumartesi

Baraka Yılmadan Yoluna Devam Edecek



Kıbrıs’ta faaliyet gösteren Baraka Kültür Merkezi’ne gerçekleştirilen saldırı sonrasında İstanbul’da bulunan Baraka aktivisti Münür Rahvancıoğlu ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Rahvancıoğlu mücadeleye yılmadan devam edeceklerini ifade ediyor…



Öncelikle toplumsol olarak geçmiş olsun diyelim ve saldırının nasıl gerçekleştiğini soralım.
Münür Rahvancıoğlu: Öncelikle bu alçak saldırı sonrasında arkadaşlarımıza herhangi bir şey olmamasını büyük bir sevinçle karşıladığımızı söylemek isterim. Öte yandan annemin rahatsızlığı nedeniyle bir süreliğine İstanbul’a geldiğim bir sırada bu saldırı gerçekleştiği için açıkçası çok fazla ayrıntıdan benim de şu an haberim yok. Fakat sürekli arkadaşlarla irtibat halindeyim ve onlardan gelen bilgiler ışığında birkaç şey söyleyebilirim.
Baraka’daki arkadaşlarımız halen Lefkoşa’da devam etmekte olan Belediye işçilerinin grevine destek vermek üzere, Belediye Emekçileri Sendikası’nın eylemine gitmişler hepbirlikte. Normalde her Cuma bizim saat 19;00’da Baraka’da toplantımız oluyor. Bugün arkadaşlar toplantıya eylem nedeniyle yarım saat geç başlıyorlar. Yani 19;30’da Baraka’da toplantıya oturuyorlar. 10-15 dakika sonra yüksek bir ses duymuşlar kapının önünde, dışarıya çıktıklarında bütün mahallenin dışarıda olduğunu görmüşler. Herkes sokaktaymış.
Görgü tanıkları, birinin gelip oraya bişey attığını gördeklerini söylemişler. Bunun da yüksek ses çıkardığını ve hemen oradan kaçtığını söylemişler. Demek ki bizim her hafta toplantı yaptığımızı bilen birileri, dönüş saatimizi de bekleyerek bu saldırıyı gerçekleştirmiş görünüyor. Kendince gözdağı vermek, yıldırmak, korkutmak amacıyla Baraka’nın kapısına ne tür bir patlayıcı olduğunu bilmemekle beraber bir ses bombası olabileceğini düşündüğümüz bir şey atıyor.

-Hasar ya da yaralı var mı?
Bildiğim kadarıyla yok, zaten Baraka’nın mimarisi kapıdan sonra bir iç avlu ve dışında büyük duvar olduğu ciddi bir hasar meydana gelmemiş.
Şimdi gelen haberlere göre, toplumsal muhalefet güçleri Baraka’ya giderek geçmiş olsun dileklerini sunuyor ve saldırıyı kınayan açıklamalar yapıyorlarmış. Polisler de gitmişler araştırma yapıyorlarmış.

-Baraka daha önce de saldırıya uğramış mıydı? Kapının önünde bir pankart açma olayı vardı…
Biz kendi mekanımızda daha önce böylesi bir saldırıya uğramadık. Pankart açılmasını saldırıdan sayarsak…

-Pankart olayını da kısaca bir hatırlayalım…
Baraka’nın önünde OR. ÇOCUKLARI diye pankart açmışlardı. Ne anlama geldiğini anlamışsınızdır.

-Kim açmıştı…
Bunu Genç Mücahitler Derneği açmışı. Bu paramiliter bir grup. Aslında mücahitlikle falan bir ilgileri de yok ama bunlar geçmiş dönemin kalıntısı olan UBP çizgisinin sağında faşist zihniyette bir yapı.


-Şimdi ilk kez fiili bir saldırıya uğradınız yani…
Evet evet kendi mekanımızda ilk kez bir fiili saldırıya maruz kaldık. Daha önce kimi eylemlerde etkinliğimize saldırıldı, pankartımız alınmaya çalışıldı ama…

-Kimler saldırmıştı…
Gene Genç Mücahitler yapmıştı…UBP gençlik kollarından bazı kişilerle birlikte ancak esas olarak Genç Mücahitler bazı saldırılarda bulunmuştu. Daha öncede de kimi konserlerimize benzer saldırılar olmuştu. Ama ilk kez bu denli ciddi bir saldırı ile karşı karşıya kaldık.

-Daha önce de Kıbrıs’ta kimi demokratik kuruluşlara da benzer fiili saldırılar olmuştu değil mi?
Evet benim bildiğim kadarıyla daha önce CTP’ye (Cumhuriyetci Türk Partisi) Yeni Kıbrıs Partisi’ne (YKP), daha önce yayın yapan Özgürlük adlı dergi ve son olarak Afrika Gazetesi böylesi bombalı saldırılara uğradı. Biz de bu gruba şimdi katılmış olduk.

-Peki daha önce gerçekleşen saldırıların failleri yakalanabildi mi?
Hayır, Kıbrıs’ta daha önce de gerçekleşen siyasi içerikli hiçbir saldırının faili bulunamadı. Cinayetler de dahil olmak üzere hiçbir fail yakalanamadı. Örneğin en son Kutlu Adalı cinayeti gerçekleşi, Kıbrıs küçücük bir yer, bir ada, hatta yarım ada, İstanbul’dan küçük nüfuzu az bir yer. 40 bin tane TC askeri var, yaklaşık 10-15 bin arası Güvenlik Komutanlığı askeri var bunun dışında 7 bin civarında polis var, polis askere bağlı ama Kıbrıs’ta bugüne kadar gerçekleştirilen siyasi içerikli hiçbir saldırının faili yakalanamadı. Bu bile durumu bütün çıplaklığı ile gözler önüne seriyor.

-Dolayısıyla bu saldırının da faillerinin yakalanacağı konusunda şüpheleriniz var…
Açıkçası biz bulunacağını düşünmüyoruz. Bulunursa da bu bizim için sürpriz olur.

-Siz bu saldırının nedenini neye bağlıyorsunuz…
Aslına bakarsanız Kıbrıs’ta son dönemlerde birkaç anlamda ciddi bir hareketlenmeden söz etmek mümkün. Her şeyden önce AKP politikaları eliyle Kıbrıs’ta da neoliberal politikaları hayata geçirmeye çalışıyor. UBP içindeki karışıklıklarla birlikte sermaye Kıbrıs’ta yeni bir saldırı dalgası başlatıyor. Öte yandan Lefkoşa Belediyesi’nde çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor, belediye emekçileri grevde ve grevleri yasaklanmış durumda ama buna rağmen grevi devam ettiriyorlar ve en son pazartesi gün hükümetten ciddi bir uyarı geldi, “Eğer greve devam ederseniz bedelini ağır ödersiniz” diye. Pazartesinden sonraki hergün eylemlerle geçti. Bakanlığa gidildi, sokaklarda eylemler yapıldı. “Biz buradayız, bir şey yapacaksanız gelin yapın” denildi. En son ben Kıbrıs’tan ayrılmadan önce, hükümet olağanüstü hal ilan etmekten falan sözediyordu. Türkiye’de yaşanan açlık grevlerine destek eylemleri konusunda öne çıkan iki yapıdan biri Yeni Kıbrıs Partisi diğeri ise Baraka Kültür Merkezi olmuştu. Çeşitli nedenlerden ötürü Baraka bu tepkiyi üzerine çekmiş olabilir. Baraka’nın açlık grevlerine verdiği açık destek mesajından da olabilir, Belediye eylemleri nedeniyle de olabilir…

-Örneğin Ayşe evine dön etkinlikleri, ya da Ankara elini çek kampanyaları da var tabi…
Mutlaka bunların da etkisi vardır. Mesela son Belediye eylemlerinde biz mesela “Başkan istifa” ya da “hükümet istifa” sloganlarına, -Lefkoşa’nın şu an heryanı çöp ile kaplı, çünkü belediye emekçileri çalışmıyor- “Tayyip bu çöplük senin eserindir” “Ankara elini yakamızdan çek” sloganları ile karşılık verdik. Türkiye’nin işbirlikçisi bir hükümet ve belediye var çünkü karşımızda.

-Bunu aynı zamanda bağımsızlık tartışmaları ile tamamlıyorsunuz…
Baraka Kültür Merkezi zaten Ağustos ayından bu yana, 14 Ağustos’ta yaptığı eyleminde de bunu vurguladı, bundan sonra da vurgulamaya devam edecek. Biz Kıbrıs’ın birleşik ve bağımsız bir ülke olarak var olmasını istiyor ve savunuyoruz. Dolayısı ile ne AB’ye girişin ne Kıbrıs Cumhuriyet’ine geri dönüşün değil, Kıbrıs’ın ayrılmış iki coğrafyası ve halklarının birleşmesi ve kardeşleşerek bağımsız bir Kıbrıs oluşturmasından yanayız.

-Son olarak bu saldırıya nasıl bir yanıt vermeyi düşünüyorsunuz
Elbette ayrıntılarını arkadaşlarımızla birlikte konuşup öyle bir tutum belirleyeceğiz. Ama Baraka’nın bugüne kadar ortaya koyduğu bir duruş var. Biz hiçbir baskı karşısında söylediğimiz sözü geriye alacak bir yapı değiliz. Kıbrıs insanının belirli bir yapısı var. Kıbrıs insanı kuru şiddeti sevmez, gövde gösterisi ve sadece pazu gösterisi anlamında şiddeti dışlar, demokrat bir yapısı vardır, her türlü görüşü dinleyebilir, tamamen uç görüşleri bile sabırla dinler, insanların tartışmasından yanadır. Baraka bundan böyle de demokratik duruşunu devam ettirecek, birilerini rahatsız ettiysek bu onların sorunudur, bizim buradan çıkarttığımız görev çalışmalarımızı daha da yaygınlaştırarak derinleştirerek mücadeleye devam etmektir. Bugüne kadar ne yaptıysak bundan sonra yapacaklarımızı kararlılıkla yapmaktır.
Baraka yılmadan yoluna devam edecektir!
Çok teşekkür ederiz, toplumsol olarak tekrar geçmiş olsun dileriz….
 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder