Bugünlerde etrafında kamplaştırılmaya çalıştığımız yeni şaşırtmacalı sorumuz bu... Ya "evet" diyeceksiniz yada "hayır"!!! Başka cevabı kabul etmiyor efendiler...
Gelin biz bu konuya başka bir noktadan bakalım:
Polisin çalışma koşulları, maruz kaldığı baskı, mesaisi, izinleri, terfileri, görev yerinin belirlenme şekli adil mi? Şeffaf mı? Halkın iradesine tabi mi? Kısacası polis örgütü halkın kontrolünde mi?
TC Genel Kurmayının emri altında hareket eden polis örgütüne bağlı personelin, hangi sorunu bize sorularak çözülmüş de şimdi bu soru konmuş önümüze?
Halkın polis örgütünden ve onu yöneten dış güçlerden haklı şikayetleri bir yana; bu örgüt çalışanı olarak ekmeğini kazanan polislerin çok ciddi sıkıntılarla ve çözülemeyen sorunlarla boğuştuğunu yıllardır biliyoruz. Sivil irade, demokrasi ve şeffaflık yolu ile bu sorunların çözülebilmesi ve dış odakların idaresinden kurtulması için polisin sivile bağlanması gerektiği de konuşulan bir konu...
Polisler yıllardır konuşulup uğrunda hiçbir şey yapılmayan "sivile bağlanma" konusundan ümidi kesince, oy avcılığı için sahte bir umut yaratılarak 45 yaşında emeklilik meselesini gündeme getirenleri biliyoruz, tanıyoruz... Peki konunun özüne dair mücadele yürütmek yerine, polislerin sorunlarına sırtını dönerek konuyu "avantadan emekliye çıkmak istiyorlar" düzeyine indirenleri biliyor muyuz?
Sorunun özü polislerin çalışma koşulları ve bu koşullar hakkında halkımızın hiçbir iradesi olmayışıdır. Polisin sivile bağlanması gerektiği ifade edilmeden, yıllarca hükümet koltuğunda oturduğu halde bu haklı talebin neden yerine getirilmediğinin hesabı verilmeden, gerekçeleri izah edilmeden söylenecek her söz demagojidir...
Polisleri sahte bir umudun, halktan kopuk bir talebin peşine takan çaresizliğin çözümü açıktır. Polis derhal sivile bağlanmalı, sorunlar demokratik ve şeffaf kanallardan çözüm yoluna konmalıdır...
Yanlış sorunun doğru cevabı olmaz. Doğru soru da "Polis sivile kim bağlayacak, ne zaman bağlayacak?" şeklindedir...
#PolisSivileBağlansın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder